
Zikir icin en uygun, en bereketli vakit ne zamandır? Seherleri ihy etmenin fazileti ve onemi.Zikrin en bereketli vakti, seherlerdir. CenÂb-ı Hak gecenin bu vaktinde îf edilen zikre, sÂir zamanlardakinden daha fazla kıymet vermektedir. Seherleri ihyÂ, kulun Rabbine karşı duyduğu hÂlisÂne muhabbet ve ta ’zîmin bir ifÂdesidir. Gece namazı ve tesbîhÂtı, Âdet yuce yÂr ile buluşup sohbet etme mÂhiyeti taşır. Seherler, feyz ve rûhÂniyetini butun bir gune taşıyacak bir vecd icinde ihy edilmelidir.
Rabbimiz, “el-Hay” ism-i şerîfinin tecellîsi ile yarattığı butun varlıklara hayat nasîb etmiştir. KÂinatta esÂsen “cansız” denilebilecek hicbir varlık yoktur. Bitki, hayvan, insan gibi canlıları dikkate alarak, canlılık, yalnız onlara mahsus gorulurse de bir atomun icindeki maddelerin cumbuşunu ilÂhî muhabbet nazarıyla temÂşÃ‚ edersek, cansız zannedilen bir maddenin aslında sÂhip bulunduğu muthiş canlılığın hayranlığı ve dehşeti icinde kalırız. Bu dehşet, mikro varlıklardan makro varlıklara doğru mutemÂdiyen artarak tezÂhur eder.
CenÂb-ı Hak, yarattığı canlı-cansız butun mahlûkÂtına kendini tanıtmış ve onları dÂimî bir sûrette zikir ile vazifelendirmiştir. Bu sebeple butun varlıklar, yaratılışları muktezÂsınca kendi hÂllerine mahsus bir sûretle Rablerini tanırlar ve O ’nu zikrederler.
CemÂdÂt, nebÂtÂt ve hayvÂnÂt, aynı zamanda Hazret-i Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’i ve diğer peygamberleri de tanırlar. Bu hÂl nebevî mûcizelerde mutemÂdiyen gorulur. Onlar yeri geldiğinde taşa, asÂya ve benzeri cansız varlıklara AllÂh ’ın lutfuyla Âdeta ruh verirler. Bu sebepledir ki Ebû Cehl ’in elindeki taşlar, Peygamberimizin mûcizesi olarak dile gelmiş, O ’nun doğruluğunu tasdîk etmiş ve Hakk ’ı zikretmiştir. Hazret-i Mûs ’nın elindeki as ise yine AllÂh ’ın lutfuyla ejderhÂya donuşmuş, Firavun ’u korkutmuştur. Yine bir zamanlar Kızıldeniz, ilÂhî emre boyun eğerek Hazret-i Mûs ve ashÂbına yol olmuş, buna mukÂbil sıra Firavun ve askerlerine geldiğinde ise, onları tanıyıp helÂk etmiştir. Mescid-i Nebevîdeki hurma kutuğu, RasûlullÂh ’a firak ve hasretinden inleyerek ağlamıştır. Ayrıca bir cok hayvan da, kendilerine zulmeden sahiplerini, yine o Varlık Nûru -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’e şikÂyet etmişlerdir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan