
Sadakayı, ona en lÂyık olana vermeye calışmak, muhim bir infak ÂdÂbıdır. Yani işin kolayına kacıp rastgele vermek değil; “Onlar ki zekÂt vermek icin faÂliyet gosterirler.” (el-Mu ’minûn, 4) Âyetinde işÃ‚ret edildiği gibi, hakkın tam yerini bulması icin, bir ibÂdet vecdiyle, ciddî bir emek sarf ederek verebilmektir.
Kendimize kıymetli bir şey satın alırken nasıl îtin gosterip araştırıyorsak, aynı îtin ve hassÂsiyetle zamanımızı ve emeğimizi de verip emÂneti gercek hak sahibine ulaştırmalıyız. Zira infak, AllÂh ’ın bu fÂnî Âlemde lutfettiği imkÂnlardan vererek ebedî Âlemdeki sonsuz nîmetleri satın almak şeklinde mÂnevî bir alışveriştir. Bu alışverişi en bereketli şekilde yapabilmek ise, gercek muhtÂcı arayıp bulmaya bağlıdır. Bu aynı zamanda, infÂk edenin gonlundeki ihlÂsın derecesini de gosterir.
Âyet-i kerîmede, infÂk edenin gercek muhtÂcı araması şoyle emredilir:
“(Yapacağınız hayırlar,) kendilerini Allah yoluna adamış, bu sebeple yeryuzunde kazanc maksadıyla dolaşamayan fakirler icin olsun. Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları zengin zannederler. Sen onları sîmÂlarından tanırsın...” (el-Bakara, 273)
Yani infak hÂlisÂne olduğunda, gercek muhtÂcı sîmÂsından tanıyabilecek bir kalbî rikkat ve hassÂsiyet gelişir.
HİCBİR ŞEY İSTEMEYEN İNSAN
Hadîs-i şerîfte buyrulur:
“Gercek fakir, ihtiyacını giderecek bir şey bulamayan ve hÂlini anlayıp kendisine yardım edecek biri cıkmayan, (buna rağmen) halktan bir şey isteyemeyen kimsedir.” (BuhÂrî, ZekÂt, 53)
Hazret-i MevlÂnÂ, Âdeta bu hakîkatlerden ilhamla şoyle nasihat eder:
“Gonul almaya bak; gucsuzlere hizmet et! Zayıfları, gonlu kırıkları koru! Onlar oyle kimselerdir ki, halktan hicbir gelirleri yoktur. Bununla beraber, tam bir kalp huzûru, tevÂzû ve kırıklık icinde kalıp giderler. Onları ara, bul!”
İşte asıl fazîlet, boyle muhtÂcın elinden tutabilmektir. Yani istemekten hay ettiği icin hÂlini gizleyen takv sahibi muhtÂcı arayıp bulmak ve onları sîmÂlarından tanımayı kalbimizin bir hassÂsiyeti hÂline getirmek, Rabbimizin bir emridir. Şuphesiz ki bu hassÂsiyeti kazanabilmek, malın helÂlliği ve gonullerdeki ihlÂs nisbetinde mumkundur.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Ornek AhlÂkından 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan