Marifetin mutlak manası nedir?
Ahmed Er-RufÂî Hazretleri, Onların Âlemi adlı eserinde mÂrifet hususunu şoyle anlatır...

Ona gore mÂrifet, bir bahce ağacına benzer. Bunu bir sultan yaptırmıştır. Yaptırırken de hayli emek ve para harcamıştır. Sonra, orada yetişen ağacın her dalında sayısız hoş meyveler vardır. Cok da tatlıdır. O ağacın yaprakları zarif, dalları yuksektedir. O ağacın ekili bulunduğu yer, temizdir. Suyu tatlıdır. Havası mulÂyimdir. Sahibi ise cok şefkatli ve bahcesine cok tutkundur. Kaldı ki bu ağacın guzelliğine de hayrandır. Ne yandan olursa olsun; ona gelecek Âfet ve belÂyı def'e calışır. Boylece onun daha iyi ve daha guzel gelişip yetişmesini sağlamaya calışır.

İşte bu anlatılan bahce, iman sahibinin kalbidir. Ağac onun mÂrifet nurudur. Meyveleri de irfanıdır, anlayışıdır.

KULLUK ETMEK

O marifet ağacını, Allah kulunun kalbine dikti. Kerem ile ona bir kotuluk gelmesini onledi. Her an o bahceye rahmet hazinesinden minnet bulutları salar; tatlı sular akıtır. İrade-i İlÂhiyye şimşekleri cakar; her ceşit kotulukleri o canibden atar. Bu arada kulluk etmeyi gormek de kaybolur. Kul, kulluk ettiğini de bilmez olur.

Bundan sonra, inayet perdesinden şefkat nesimi eser. Bununla kulun velÂyet mertebesi korunur. Her yandan saklanır; her kotulukten korunur.

İşte Ârif kişi, daima ic Âlemi ayakları ile bu bahcenin golgelerinde gezinir.

Kaynak: Ahmed Er-RufÂî, Onların Âlemi, Alperen Yayınları
İslam ve İhsan