
TevÂzunun lûtufları pek coktur.
Bir gun Kureyş halkı, asÂletleriyle ovunmeye başlamıştı. Onları dinleyen SelmÂn-ı FÂrisî -radıyallÂhu anh- bir muddet sukût ettikten sonra, buyuk bir tevÂzû icerisinde onlara şoyle hitap etti:
“Benim ovunecek bir tarafım yok. Cunku nutfeden yaratıldım. Sonunda da kokmuş bir leş hÂline geleceğim. Sonra da kıyÂmet gunu terazi başına gideceğim. SevÂbım ağır gelirse iyi insanım, gunÂhım ağır gelirse kotu insanım.”
Bir hadîs-i şerîflerinde Peygamber Efendimiz şoyle buyurmuştur:
“Allah rızÂsı icin alcak gonullu olanı Allah yuceltir.” (Muslim, Birr, 69)
“HİC”LİK DUYGUSU
Hayatını buyuk bir tevÂzû ve mahviyet icinde yaşayan BahÂuddîn Nakşibend Hazretleri, mÂnevî derecesinin yuksekliğine rağmen, icinde bulunduğu “hiclik”lik duygusunu şoyle dile getirmiştir:
Âlem buğday ben saman,
Herkes yahşî ben yaman!.. (herkes tam, ben kusurlu)
Allah TeÂl da onu bu tevÂzûsuna mukābil yuceltmiş, insanlara sevdirmiş ve katında ulvî bir makama ulaştırarak insanları terbiye ve irşad vazifesine lÂyık kılmıştır.
CÛDÎ DAĞI TEVÂZU GOSTERDİ
İmÂm GazÂlî Hazretleri de, tevÂzû gosterenin CenÂb-ı Hak tarafından nasıl yuceltildiğine dÂir şoyle bir hÂdise nakletmektedir:
Allah TeÂl Nûh ’un -aleyhisselÂm- kavmini tûfanda gark ettiği vakit, dağlar boburlendi ve yukseldiler. Buna karşı Cûdî Dağı tevÂzû gosterdi. Cunku onlar yuksek, Cûdî ise alcak idi. TevÂzû gosterdiği icin Allah TeÂl onu yuceltti ve Nûh ’un gemisini onun başına kondurdu. (İhyÂ, III, 735)
TevÂzunun lûtufları pek coktur. MutevÂzı insan, comerttir. Comert insan, merhametlidir. Merhametli insan, mahlûkÂta hizmet neş ’esi ile doludur. Bunlar da Rabbimiz ’in rızÂsını elde etmenin en guzel vesîleleridir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Gonul Yolculuğu, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan