Edep, Hak yolcusunun en kıymetli azığıdır. İnsan hem dindar hem de kaba, gecimsiz ve nezÂketsiz olamaz.
Unutmamak gerekir ki şeytan, huzûr-i ilÂhîden ilim veya amel noksanlığı sebebiyle değil, edepsizliği yuzunden kovuldu. Bu yuzden şeytanı mahveden en guzel fazîlet, edeptir.

MÂnevî terbiyenin gÂyesi; kişiye dÂim ilÂhî kameraların takibi altında olduğu idrak ve şuurunu kazandırmaktır ki, bu sÂyede nezÂket, zarÂfet, edep ve hay gibi yuksek hasletler, onun tabiat-ı asliyesi hÂline gelebilsin.
HAK DOSTLARININ VASFI

Edep, insanı diğer mahlûkattan farklı kılan bir husûsiyettir. İnsan; edep, nezÂket, zarÂfet ve takvÂsı ile Hak katında kıymet kazanır. Bu sebepledir ki Hak dostlarının guzel vasıfları arasında edep ve nezÂket fazîletinin mustesn bir yeri vardır. Nitekim nice mÂneviyat buyukleri de tasavvufu, “guzel ahlÂk ve edepten ibÂret” gormuşlerdir.

Emir KulÂl Hazretleri ’nin mÂnevî terbiyesi altında kÂmil bir edep ve nezÂketle yetişen ŞÃ‚h-ı Nakşibend -kuddise sirruh- intisÂbının ilk yıllarında, nefsinin gurur ve kibrini kırıp Rabbine karşı “hiclik” hÂlini lÂyıkıyla hissedebilmek icin, hasta ve muzdarip insanlara, yaralı hayvan­lara hizmet etmek ve insanların gececeği yolları temizlemekle vazîfelendirilmişti. Kendisi o zamanki hÂlini şoyle anlatır:

“Hocamın emrettiği yolda uzun sure hizmet ettim. Benliğim o hÂle geldi ki, yoldan gecerken, AllÂh ’ın herhangi bir mahlûku karşısında olduğum yerde durur, once onun gecip gitmesini beklerdim. Ondan evvel adım atmazdım. Bu hizmetim yedi sene devam etti. Buna mukÂbil oyle bir hÂl tecellî etti ki, onların inilti sûretinde hazin hazin sesler cıkarıp Hakk ’a iltic etmelerini hissetmeye başladım.”

İşte hikmetle nurlanan gonuller icin kÂinattaki her şey, ilÂhî kudret ve azameti îlÂn eden tecellîlerden ibÂrettir. Bu hÂle kavuşabilmek icin de mÂnevî terbiye ile rûhun rikkat ve incelik kazanması, rûhÂnî manzaraları gorup onlardan ibret alacak hÂle gelmesi ve hikmette derinleşmesi şarttır. Zira akılla kavranamayan nice sırlar, hikmetle cozulur. Hikmette derinleşmeden mÂnevî sırlar ayÂn olmaz.

HAK YOLCUSUNUN EN KIYMETLİ AZIĞI

Edep, Hak yolcusunun en kıymetli azığıdır. İnsan hem dindar hem de kaba, gecimsiz ve nezÂketsiz olamaz. Zira İslÂm ’ın rûh itibÂrıyla ozu; îtikadda tevhîd, amelde ise edep, istikÂmet ve merhamettir. Bu itibarla denilebilir ki, butun esaslarıyla İslÂm dîni, baştan sona nezÂket, zarÂfet ve nezÂfet olculerinden, yani “guzel edep”ten ibÂrettir. Hak dostu MevlÂn Hazretleri bunu ne guzel ifÂde eder:

“Gozunu ac da AllÂh ’ın kelÂmına baştan başa bir bak! Âyet Âyet butun Kur ’Ân, edep tÂliminden ibÂrettir!”

Hak dostları da vÂsıl oldukları derecelere ancak yuksek edepleri ile nÂil olmuşlardır. İmam RabbÂnî Hazretleri buyurur ki:

“Edebe riÂyet etmeyen hic kimse, AllÂh ’a vuslat yolunda mesÂfe alamaz, yani Hak dostu olamaz. Din buyuklerinin yolu, baştan sona edeptir.”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Ornek AhlÂkından 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan