Peygamber Efendimizʼin yolundan nasıl gidilir?
Bir gun Zeyd bin SÂbit (r.a.) hayvanına binecekti. İbn-i Abbas (r.a.) uzengisini tuttu. Zeyd (r.a.):

“‒Boyle yapma, bırak onu ey ResûlullÂhʼın amcasının oğlu!” dedi.

İbn-i Abbas (r.a.):

“‒Biz Âlimlerimize ve buyuklerimize boyle yapmakla emrolunduk!” karşılığını verdi. Zeyd (r.a.):

“‒Eline bakabilir miyim?” dedi. İbn-i AbbÂs (r.a.) elini cıkarınca Zeyd (r.a.) hemen onu optu ve:


“‒Biz de Peygamber Efendimiz ’in Ehl-i Beyt ’ine boyle davranmakla emrolunduk!” buyurdu. (Ali el-Muttakî, Kenzu ’l-UmmÂl, XIII, 396/37061)


İbn-i Omer (r.a.) hac veya umre icin Mekke-i Mukerreme ’ye giderken devesi hızlandığında gemini ceker ve devesine:

“‒Acele etme! Belki ayağın, Efendimiz ’in devesinin ayağını bastığı yere isÂbet eder de ben de saÂdete ererim sen de saÂdete erersin!” buyururdu. (HÂtem Omer TÂhÂ, el-Kevkebu ’d-Durrî, el-Medînetu ’l-Munevvere 1426, s. 202)

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Fahr-i Âlem - Habîbi Huda Hz. Muhammed MustafÂ, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan