
Seher vaktinin fazileti ve onemi nedir? Seher vakitlerinde nasıl kalkacağız? İslam ’da ev sahibinin misafir ağırlama adabı nasıl olmalıdır? Allah ’ın kullarına verdiği dort hak...Seher vakti gafil zumrenin uyuduğu, gonul sultanlarının samimiyet ve tevazu ile Rablarıyla hemdem oldukları bayramlarıdır. MÂnevi terakkiyÂt, ilerleme vesilesidir. Bu oyle bir vakittir ki feyz-i ilÂhî yağmur gibi semÂdan nuzul eder. Seherîlerin kalplerinde tecelli eder. Butun ruhaniyet ve melÂike-i kirÂm hazerÂtı da iştirak ederler.
SEHER VAKİTLERİNDE NASIL KALKACAĞIZ? Bu manevi ziyafetlerden istifÂde etmek isteyenin, gereğini yerine getirmesi lÂzımdır. Ama seher vakitlerinde nasıl kalkacağız? İlk once hayatımızı mutlaka nizama koymalıyız. “Bunun icin gece gec vakitlere kadar oturup seher vaktinin kıymetini bilmeyenlerden olmayalım. Dunya işlerine fazla itina gostererek onlarla cokca meşgul olup ÂzÂları yorgun duşurmeyelim. Halkın arasına karışıp fuzûlî, faidesiz sozler konuşmayalım. Cesedin rahatını, sıhhatimizin devamını erken yatmakla elde etmeliyiz. Erken yatar isek fuzûlî konuşmaları onlemiş oluruz. Akşam yemeklerini hafif yemek hem dînî, hem de tıbbî ÂdÂbdandır. Midenin yemekle dolu olmaması da geceleyin kalkışa bir sebeptir. Yenilen yemeğin uyanık bir kalb ve zikr-i ilÂhî ile yenilmesi geceyi ihya etmeye yardımcı olur. Mideye ağır gelen bir yemek kalp icin daha fazla ağırlık meydana getirir. Salihlerle ve sadıklarla ulfet edenlerin de gece ibadetlerine kolay kalktıkları muşÃ‚hade edilmektedir.
Gonullerini Allah'a verenlerle beraber olmak sûretiyle onların o guzel halleri, onların gonullerinden bizim gonlumuze in ’ikas eder. Bu sûretle benliğimizde dunya sevgisi zÂil olur, ittika yolunu tutanlardan oluruz. Seherlerde kalkanlar, rûhen inkişaf ettikleri icin bir kuş gibi hafif olurlar, az uykuları kÂfi gelir, yemeleri de azalır, fuzûlî konuşmaları da. Fazla uyuyanlarda ise ağırlık, sıklet ve atÂlet olduğu icin daima sıhhatlerinden şikÂyet ederler.”
MİSAFİR AĞIRLAMA ADABI Bazı genclerin hayatı nizamsız, istikrarsız oluyor. Bu sefer yapılacakların her biri yarım kalıyor. Her şey nizamlı olacak. Efendimiz sallallahu aleyhi ve selem, Ebû ’d-Derd Hazretlerini Selman-ı FÂrisî ile mÂnevî kardeş yaptı. Ebû ’d Derd (r.a.) cok ibadet ederdi. Geceleri sabahlara kadar ibadet eder, artık tÂkati tukenir, başka iş yapamaz hale gelirdi. SelmÂn-ı FÂrisî (r.a.) onun manevi kardeşi olduğu icin vaziyeti kontrol etmek uzere evine gitti. Ailesinin kılığını kıyafetini biraz fakîrane gordu. “Nasılsın?” diye halini sorunca Ebû ’d Derd (r.a.) ’ın hanımı “kardeşin Ebû ’d Derd bizimle meşgul olmaz, gece namaz kılar, gunduz oruc tutar, vaziyet de gorduğun gibidir” deyince SelmÂn-ı FÂrisî (r.a.) “Peki akşamdan evvel gelir, onunla goruşurum” diyerek ayrıldı. Akşamdan evvel SelmÂn-ı FÂrisî (r.a.) Ebû ’d-Derd (r.a.) ’nın evine gidince onu hanesine gelmiş buldu. SelmÂn-ı FÂrisî Hazretleri ’nin evine gelişinden memnun kaldı. Buyur etti. MÂnevî kardeşinin onune biraz sonra yiyecek yemek getirdi. Misafire ikram etmek de İslÂmî ÂdÂptandır. Ebû ’d-Derd (r.a.) SelmÂn-ı FÂrisî ’ye “yemeğe buyrun” dedi. SelmÂn-ı Farisi “birlikte yiyelim” cevabını verdi. Ebû ’d-Derd “ben orucluyum” dedi SelmÂn-ı FÂrisî orucunu bozacaksın, beraber yiyeceğiz cevabını verdi ve ısrarla onun orucunu bozdurdu.
ALLAH ’IN KULLARINA VERDİĞİ DORT HAK Herhangi bir cemiyete gidildiğinde nÂfile oruclu olmamaya dikkat edilmelidir. Eğer boyle bir durumla karşılaşılırsa oruc bozulur sonra o oruc kaza edilir. Bir mu ’minin gonlunu almak en başta gelen ibadetlerdendir. İnat edip de bozmamaya karşı, bozmak daha muvÂfık gorulmuştur. Sonra beraberce yemek yediler. SelmÂn-ı FÂrisî (r.a.) “kardeşim bize Cenab-ı Allah dort hak vermiş, dort hakkı da yerine getirmemiz icab eder. Birincisi ailemizle meşgul olacağız dedi. Cunku aile saadeti muhabbetle elde edilir. Guzelce yiyeceğiz, iceceğiz, hoş vakit gecireceğiz. Ailenin hakkı verildikten sonra gece de vaktinde yatacağız.” O da cesedin hakkı olmuş oluyor. “Cesedin hakkını vermek lÂzımdır” deyince kalktılar, istirahate hazırlandılar. Ebû ’d Derd Hazretleri namaz ve ibadet icin yatmadan kalkınca Selman-ı FÂrisî (r.a.) “yat” dedi Ebû ’d Derd Hazretleri gece yarısı tekrar kalktığında tekrar yatırdı. Seher vakti olunca “kalk kardeşim, şimdi ibadet vakti, beraberce ibadet edelim.” buyurdu ve geceyi boylece gecirdiler.
Kaynak: SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri-5, s. 72- Erkam Yayınları
İslam ve İhsan