
HÂlık ’tan oturu, butun mahlûkatın uzerimizde hakkı var.İnsan, yaratılmışların en şereflisi olarak butun varlıkların kendisine ÂmÂde kılınması dolayısıyla onların hak ve hukuklarının mesûliyetini de uzerine almıştır. Yani insan, sadece kendine Âit hakları değil, butun varlıkların haklarını da korumakla mukelleftir. Bitkilerin, hayvanların, eşyanın haklarını muhafaza mesûliyeti, insana Âittir.
BUYUKLER, MAHLUKATIN HAKKINA RİAYET EDERDİ İslÂm buyukleri, diğer varlıkların haklarına riÂyet hususunda da son derece hassÂsiyet gostererek bizlere ornek olmuşlardır. Şu misal pek mÂnidardır:
Hak dostlarından BÂye­zîd-i Bis­t­mî Hazretleri, bir ye­re se­ya­hat eder­ken bir ağac al­tın­da du­rur ve ye­mek yer. Ardından yoluna devam eder. Bir muddet gittikten sonra, tor­ba­sı­nın uze­rin­de bir ka­rın­ca go­rur ve:
“–Al­lÂh ’ın bu mah­lû­ku­nu va­tanından ayrı duşurdum.” di­ye­rek o kadar yolu ge­ri do­ner. Ka­rın­ca­yı tek­rar o ağa­cın al­tı­na bı­ra­kır.
Şair Firdevsî, ŞehnÂme adlı eserinde ne guzel soyler:
“Bir yem tanesi ceken karıncayı dahî incitme! Cunku onun da canı vardır. Can ise, tatlı ve hoştur.”
Ustelik kıyÂmet gunu insanoğluyla beraber hayvanat da diriltilecektir. Onlar, dunyada iken ciğnenen haklarını alacak ve ardından toprak olacaklar. Hatt kÂfirler bu manzarayı gorunce, ilÂhî azaptan kurtulmak icin o hayvanlar gibi olmayı arzu ederek;
“…Keşke toprak olsaydım.” (en-Nebe, 40) diyecekler.
Âhirette bu nevi pişmanlıklara dûcÂr olmamak icin, CenÂb-ı Hakk ’ın emir ve yasaklarına titizlikle riÂyet edip Oʼnun butun mahlûkÂtının hak ve hukukuna da son derece dikkat etmek gerekir.
Bu itibarla mesel bir yuk veya binek hayvanını haddinden fazla yorup ona ez vermek, luzumsuz yere yaş bir dalı kırmak, sebepsiz yere bir ciceği koparmak bile, dînen yasaktır. Hatt zararlı bir mahlûku zarûret dolayısıyla oldururken dahî zulmetmek cÂiz değildir. Bir yılanı bertaraf ederken bile, eziyet etmeden, bir vuruşta oldurmek emredilmiştir.
HAYVANAT NİCİN YARATILMIŞTIR? Hayvanat, insanlar icin yaratılmıştır. Dertlerini dile getiremeyen bu zavallılara haksızlık etmekten şiddetle kacınmak îcÂb eder. Âlemlere rahmet olarak gonderilmiş olan Rasûlullah sallÂllÂhu aleyhi ve sellem Efendimiz, develeri uzerinde sohbete dalanları îkaz etmiştir. Yakılmış karınca yuvası gorunce, son derece mahzun olmuştur. Bu hususta cok sayıda misal mevcuttur.
Ucsuz-bucaksız deryalarda dolaşmak uzere yaratılmış balıkların gunumuzde kucucuk akvaryumlara kapatılması; semÂlarda hur şekilde ucmak uzere yaratılmış olan kanaryaların, bulbullerin, papağanların zevk icin kafeslerde hapsedilmesi de bir hurriyet gaspıdır ve hayvanat hakkıdır.
İnsanların hayvanlardan istifade etmesi, şer ’î olculer ve vicdÂnî hassÂsiyetler icerisinde olmalıdır. Mesel gıda ihtiyacını karşılama yolu olduğu muddetce avlanmak mubahtır. LÂkin gunumuzde hicbir ihtiyac olmadığı hÂlde, keyif icin avlanmak, buyuk bir vicdansızlıktır. Annesi vurulan bir yavrunun, yavrusundan mahrum bırakılan annenin hakkı, Âhirette o avcılara sorulacaktır.
Hayvanat ve nebÂtat gibi cemÂdÂtın da hakkı vardır. Abdest icin dahî, haddinden fazla su kullanılamaz. Butun insanların ve canlıların kullandığı suyu, havayı, toprağı kirletecek davranışlar, ağır bir kul ve mahlûkat hakkıdır.
Maalesef gunumuzde bilim ve teknoloji, mÂnen ham insanların hırsına Âlet olmuş, bu sayede atmosfere, kutuplardaki buzullara, okyanusun dibindeki balıklara dahî zulmedilmiştir. Hiroşima ve Nagazaki ’ye atılan bombalarla; insan, hayvan, bitki, toprak bile mahvedilmiştir. Gurur ve taşkınlık icin patlatılan havÂî fişeklerle gokyuzunde ucan kuşlara dahî ez ve cef edilmektedir.
İnsanın bunları yapmaya asl hakkı yoktur. İslÂm ’ın Muslumana tÂlim ve telkin ettiği hissiyat ve fikriyÂt, her varlığın hakkına-hukukuna son derece saygılı olmayı gerektirir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İslam Tefekkur Ufku, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
BUTUN MAHLÛKATIN UZERİMİZDE HAKKI VAR