Kur ’an-ı Kerim ’de gecen kalbi hastalıklar nelerdir? Kalbin manevi sağlığı nasıl korunur? Kalp sağlığını korumanın yolları ve Efendimiz ’in (s.a.s.) sıkca yaptığı dua.İnsan yaşadığı dunya ile ilişkilerini once gozleri ile kurar, sonrasında, duyduğu, kokladığı, dokunduğu, tattığı her şeyle dış dunyası ile ilgili bilgiler edinir, bilgileri artıkca dış dunya ile ilgili yeni sorular sormaya başlar. Bilgilenmesi, sorularının cevaplarını almaya başlamasını muteakip, belirli bir fikri olgunluğa erişince varlıkla ilgili soruları başlar. Nicin yaratıldık? Bizi kim yarattı? Kacınılmaz bir son olan olum ile sona eren hayatın sonrasında ne olacak? İnsan bu ve benzeri sorulara aklı ile cevaplar bulmaya calışsa da tatmin edici cevaplar icin sadece aklın yetmeyeceği de bir gercektir. Butun yaratıklar icinde insanı hem mukerrem hem de mukellef bir varlık olarak yaratan Yuce Yaratıcı rahmetinin eseri olarak; insan nesli arasından ilahi elciler secip gondermek suretiyle, beş duyunun ve aklın sınırlı kapasitesi ile elde edilemeyecek, anlaşılamayacak bilgileri vahiy yoluyla insanlara aktarmış boylelikle, insanın kendi hakikatini, şu Âlemdeki varoluş hikmetini ve olumle biten fiziki varlığının daha otesini insana bildirmiştir.
Bu bilgilerin insanda toplandığı ve hikmete donuştuğu merkez kalp olarak isimlendirilen manevî bir lÂtifedir. Peygamberlerin getirdiği hakikati kabul eden kalpler, mu ’min sıfatını alırken, bu hakikatlere karşı direnen, bu hakikatleri kabul etmeyen kalpler ise inkÂr karanlığında kalır. Butun peygamberler oncelikle insanın asıl hakikati ve ozu olarak ifÂde edilen kalbe hitab eder. Cunku insanın hayatı Allah ’ın elcileri vasıtasıyla insanlara gonderdiği bilgileri ve hakikatları kalbinin kabulu veya inkarına gore şekillenir. Vahiyle bildirilen hakikatlerle buluşup mu ’min sıfatını alan kalpler hayatı bir turlu şekillendirirken, bu hakikatleri inkÂr eden kalpler ise hayatı bir başka turlu şekillendirir.
KUR ’AN ’DA KALBİ HASTALIKLAR Yuce kitabımız Kur ’an-ı Kerim insandaki kalbî farklılıkları, bu farklılıklarında hayatı nasıl şekillendirdiğini muhtelif Âyet-i kerimelerle beyan ediyor. Busbutun munkir kalpler vardır. Bunların ana ozelliği kibirdir. (Nahl, 22) Hasta kalpler vardır, bunun sebebi munafıklıktır (Bakara, 10), iradeleri sebebi ile muhurlu kalpler vardır ki muhrunu kırıp îmana bir kapı acamazlar (Bakara, 6), verdikleri sozleri bozmaları sebebi ile la ’netlenmiş, katı kalpler vardır ki ilÂhî kelimeleri yerlerinden değiştirir (Maide, 13), perdelenmiş kalpler vardır ki her turlu mucizeyi gorse de inanmazlar (En ’am, 25), şuphe icinde yuzen kalpler vardır, o da Allah ’a ve ahiret gunune inanmaz (Tevbe, 45), gÂfil kalpler vardır ki Rabden gelen her oğutle alay eder (Enbiya, 3) ve paslanmış kalpler vardır ki bunlar da Allah ’ın Âyetleri okunduğunda -hÂşÃ‚- eskilerin masalları iddiasında bulunurlar. (Mutaffifîn, 13)
Bunlara mukabil de Kitab-ı Kerimimizde Allah zikredildiğinde urperen kalpler (EnfÂl, 2), Allah ’ı dÂima zikir halinde mutmain (huzura ermiş) kalp (Ra ’d, 28), Allah ’ın şeairine tazim sebebi ile takva merkezi kalp (Hac, 32), Allah ’ı zikretmekten ve inen Hak ’tan dolayı saygı ile urperen kalpler (Hadid, 16) zikredilir.
Yuce Rabbimizin butun insanlık icin en buyuk bir ikramı olan Sevgili sallallÂhu aleyhi ve sellem Efendimiz ’in de risÂletinin hikmeti oncelikle ulûhiyyet, risÂlet, kıyamet, ilÂhî kitaplar, melekler ve kader gibi ilahi hakikatlerin kalbî tasdikidir. Bu tasdik neticesinde kulun îmanla buluşması ve sonrasında kalblerin ibÂdet ve muÂmelatla hayatiyet kazanması ve yuce bir ahlÂk kazandırarak muminin hayatını tanzim etmesi beklenir.
Din-i mubin-i İslÂm ’ın insanlığa kazandırdığı butun guzelliklerin devamı ancak kalbin salÂhına ve korunmasına bağlı olduğu şuphe goturmez bir gercektir.
Allah Rasûlu sallallÂhu aleyhi ve sellem Efendimiz butun guzelliklerde olduğu gibi kalplerin korunması hususunda da hem uyarıları hem mubÂrek duÂları ile ummetine emsalsiz bir ornektir.
Rasûlullah sallallÂhu aleyhi ve sellem şoyle buyurur:
“Bazan kalbimin perdelendiği olur. Ama ben Allah ’a gunde yuz defa istiğfÂr ediyorum.” (Muslim, Zikir 41)
Şekel İbni Humeyd radıyallÂhu anh şoyle dedi:
-“YÂ Rasûlallah! Bana bir dua oğret!” dedim. Bunun uzerine bana:
-“AllÂhumme innî eûzu bike min şerri sem‘î ve min şerri basarî ve min şerri lisÂnî ve min şerri kalbî ve min şerri meniyyî; Allahım! Kulağımın şerrinden, gozumun şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve cinsel organımın şerrinden sana sığınırım, de” buyurdu. (Ebû DÂvûd, Vitir 32; Tirmizî, DaavÂt 74)
Kalbin şerri, gonlu Allah ile ve dinin buyruklarıyla meşgul edecek yerde Allah ’tan uzaklaştıracak işlerle oyalanması, onu kibir, gosteriş (riyÂ), kin ve nefret gibi fena duygularla beslemesidir.
KALBİN MANEVİ SAĞLIĞI NASIL KORUNUR? Efendimiz sallallÂhu aleyhi ve sellem kalbin ma ’nevî sağlığının korunmasının cok onemli olduğunu hatırlatır ve:
-“Şunu bilin ki insan vucûdunda bir et parcası vardır. Eğer bu et parcası iyi olursa butun vucûd iyi olur. Eğer o bozulursa butun vucûd bozulur. İşte o et parcası kalbdir.” buyurur. (Buhari, Îman) Bu sağlığı koruyabilmek icin:
Kalbin helÂl lokma ile beslenmesi şarttır. Zira kalbin iyiyi kotuyu, şupheli ile yasak olanı ayırt edebilmesi buna bağlıdır. Haram lokma ile beslenen kalp zamanla saflığını yitirerek bulanır, hatta zamanla kararmaya başlar.
İşlenen her gunah kalpte siyah noktalar meydana getirir. Noktalar coğaldığında kalp tamamen siyahlaşır ve iyi ile kotuyu ayırma gorevini yapamaz.
Gunah ile lekelenmemiş kalbin iyiyi kotuden ayırma ozelliğini Peygamber aleyhisselÂm şoyle acıklıyor:
“Mu ’min bir gunah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta meydana gelir. Eğer o gunahı hemen bırakıp tovbe ve istiğfar ederse, kalbi eski parlaklığına kavuşur. Gunah işlemeye devam ederse, siyah noktalar gittikce coğalır ve kalbini busbutun kaplar. Bu siyah noktalar, Allah TeÂl ’nın ‘hayır hayır, onların işlediği gunahlar kalplerini paslandırıp korletmiştir. ’ (Mutaffifin 14) diye belirttiği pastır.” (İbni MÂce, Zuhd 29; Ahmed İbni Hanbel, Musned, II, 297)
Kalbin sağlığını koruyacak, hasta kalpleri iyileştirecek en onemli husus ise kalbi, zikr-i ilÂhi ile beslemektir. “Unutmayın ki kalpler, Allah ’ı anarak huzura kavuşur.” (Rad, 28) buyrulmuştur. Allah TeÂl ’nın yapmamızı istediği her ibadet, kalbin sağlığını korumak icin emredilmiştir. Allah adıyla dirilip can bulan bir kalp, vucut ulkesinin yegÂne sultanı olduğu icin, emri altındaki butun varlıklara, yani ellere, ayaklara, dillere, dudaklara, gozlere, kulaklara isabetli emirler verir; başarılı bir hukumdar olur.
PEYGAMBERİMİZİN KALP DUASI Allah Rasûlu Efendimiz ’in sıkca yaptığı dua ise ozellikle gunumuzun mu ’minlerinin de dillerinden duşurmeyeceği bir dua olmalıdır.
“Ey kalpleri ceviren Allah ’ım! Kalplerimizi dininden ayırma.”
Efendimizin ’in hizmetkÂrı Enes b. MÂlik O ’nun boyle dua ettiğini duyunca:
-“YÂ Rasûlallah! Biz sana ve senin getirdiğin dine inandık. Bizim îmanımızın değişeceğinden mi korkuyorsunuz?” diye sordu. O zaman Rasûl-i Ekrem Efendimiz:
-“Kalpler AllÂh ’ın iki parmağı arasındadır. Onları dilediği gibi evirip cevirir.” buyurdu. Tirmizî, Kader 7)
Mu ’cizat-ı Ahmed ’e kıl i ’timÂd
Ver salÂt eyle Habîbullah ’ı yÂd…
Kaynak: Abdullah Sert, Altınoluk Dergisi, Sayı: 440
İslam ve İhsan
MANEVİ KALP NEDİR?