
Peygamber nedir, ne anlama gelir? Peygamberlere iman etmeyen kimse dinden cıkar mı? Peygamberlere inanmanın onemi nedir? Peygamberlere iman nedir, neden gereklidir? Peygamberlere iman hakkında kısaca bilgi...Peygamberlere inanmak, altı iman esasından biridir. Peygamberlere iman, insanlara doğru yolu gostermek icin Allah TeÂl tarafından bazı secilmiş kulların elci olarak gonderildiğine, bu kimselerin Allah ’tan getirdiği butun bilgilerin gercek ve doğru olduğuna inanmak demektir.
PEYGAMBERLERE İMAN İLE İLGİLİ AYETLER Yuce Allah aralarında herhangi bir ayrım yapmadan butun peygamberlere inanmayı biz kullarına inanmayı farz kılmıştır. Bu hususta Kur ’an ’da şoyle buyurulur:
“Peygamber kendisine Rabb ’i tarafından indirilene iman etti, mu ’minler de. Hepsi Allah ’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. (Ve şoyle dediler

Bir diğer ayet-i kerimede de şoyle buyrulmuştur:
Deyin ki: “Biz Allah ’a, bize indirilene (Kur ’an ’a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Mûs ve İsa ’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile butun diğer peygamberlere Rab ’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hicbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz.”[2]
Bu sebeple peygamberlerin bir kısmına inanıp, diğerlerine inanmamak kufur sayılmıştır. Şu ayet bu hususu acıkca ortaya koymaktadır:
“O kimseler ki ne Allah'ı tanırlar ne resullerini ve o kimseler ki Allah'ı tanıdığını iddia edip resullerini tanımayarak, Allah ile resullerini birbirinden ayırmak isterler. Ve o kimseler ki "resullerin bazısına iman ederiz, bazısını reddederiz" derler ve boylece iman ile kufur arasında bir yol tutmak isterler. İşte bunlar gercek kÂfirlerin ta kendileridir. Biz de kÂfirler icin zelil ve perişan eden bir ceza hazırladık.”[3]
Kur ’an ’da da belirtildiği uzere, Yuce Allah asırlar boyunca peygamberler gondermiş, insanları gerceği benimseyerek yaşamaya cağırmıştır. Kendilerine peygamber gelmemiş hicbir topluluk ve ummet bulunmadığı Kur ’an ’da bildirilmektedir:
“(Gecmiş) her ummet icinde de mutlaka bir uyarıcı peygamber buluna gelmiştir”[4]
“Allah ’a andolsun ki biz senden onceki ummetlere de peygamberler gondermişizdir...”[5]
PEYGAMBER NEDİR, KİME DENİR? Dini bir terim olarak peygamber, Allah ’ın kulları arasından sectiği ve vahiy gonderdiği kişidir. Peygamber, Allah ’ın emir ve yasaklarını insanlara ulaştırmak uzere gorevlendirdiği bir elcidir. Arapcada, peygamber kelimesinin karşılığı olarak haberci anlamında “nebi” yanı sıra gonderilmiş ve elci anlamında “Resul” ve “Mursel” kelimesi kullanılır. Terim olarak, Resul ve Mursel, yeni bir kitap ve yeni bir şeriatla insanlara gonderilen peygamber anlamındadır. Nebi ise Allah ’ın emir ve yasaklarını insanlara haber veren, fakat yeni bir kitap ve yeni bir şeriatla gonderilmeyip, onceki bir peygamberin kitap ve şeriatını ummetine devam ettirmekle gorevli olan peygamberdir. “Risalet” ve “nubuvvet” kelimeleri Arapcada mastar olup, peygamberlik anlamına gelmektedir.
Peygamberlik, Allah ’ın kullarından dilediklerine bir lutfu ve ikramıdır. Calışma, ibadet ve itaatle elde edilmez. Allah, peygamberlik yukunu taşıyabilecekleri ve layık olanları bilir ve dilediğini peygamber olarak secer:
“Bu, Allah ’ın lutfudur. Onu dilediğine verir...”[6] Bu secimde soy, mal, mulk, şohret ve makam etkili değildir.
ONCE KUL SONRA RESUL İslam dini, peygamberleri Hıristiyanların yaptığı gibi ilah mertebesine cıkarmamış; Yahudilikte olduğu gibi sıradan insanlar gibi kabul edip onlara gunah işleme iftirasında bulunmamıştır. İslam, tum peygamberlerin Allah ’ın elcisi ve seckin kulları olduklarını bildirir. Biz Muslumanlar da, peygamberlerin vahiyle şereflendirilmiş ve diğer insanlarda bulunmayan niteliklere sahip, seckin kişiler olduklarına inanırız. Fakat onların hicbirisinde ilahlık ozelliği olmadığına, Allah ’ın musaadesi dışında fayda verme ve zararı giderme guclerinin bulunmadığına ve Allah tarafından gunah işlemekten korunduklarına, Allah ’ın bildirdikleri dışında gaybı bilmediklerine inanırız.[7]
[1] Bakara sûresi, 285. ayet
[2] Bakara sûresi, 136. ayet
[3] Nis sûresi, 150- 151. ayet
[4] Fatır sûresi, 24. ayet
[5] NÂhl sûresi, 63. ayet . Ayrıca bk. Yunus sûresi, 47. ayet
[6] Cum sûresi, 4. ayet
[7] Bk. MÂide sûresi, 72- 73, 75;  ’rÂf sûresi, 188; Tevbe sûresi, 30. ayetler
Kaynak: İslam Akaidi, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan