
İnsan neden pişman olur? Ahiretteki pişmanlıkların sebepleri nelerdir? Pişmanlık ile ilgili ayetler ve acıklamaları...İnsanın iki cihanda pişman olacağı husûsları bildiren Âyetler icinde Âhirete muteallik olanlar uzerinde ayrıca durmak gerekiyor. Cunku oradaki pişmanlığın sahibine bir faydası yok. Burada oncelikle nedametin başlangıc noktasına dikkat cekmek, sonra da verilen ornekler cercevesinde bir değerlendirme yapmak istiyoruz.
PİŞMANLIĞIN BAŞLANGICI
İnsanın gercek pişmanlığı gozlerin dunyaya perdelenip ahirete acıldığı anda başlıyor. Ya buruk bir ved ya da ebedî bir hasret şeklinde, kişinin ameline gore farklı olan bu pişmanlığın en onemli hususiyeti, dunyadaki “keşke”lerin sonuncusu, Âhirete muteallık olanların da ilki olmasıdır. Nitekim Hasan Basrî Hazretleri: “O gun insan işlediği ve işlemediği amellerle uyarılır (butun yaptıkları kendisine haber verilir.)”1 Âyetindeki “gun” ile sekerÂt-ı mevt hÂlinin kastedildiği kanaatindedir. O, bu Âyetin tefsiri sadedinde şoyle diyor: “Olum Ânında hafaza melekleri inerler; hayır ve şer butun yaptıkları insana arz olunur. O durumda kişi, bir iyilik gorunce sevinerek bakar, ondan gozunu ayırmaz ve yuzu parlar. Bir kotuluk gorunce de gozunu indirir, bakmak istemez ve yuzunu ekşitir.”2
Rivayet edildiğine gore Resûlullah bir gun, ensÂrdan olum doşeğindeki bir adamın yanına varıp, durumunun nasıl olduğunu ve neler gorduğunu sorar. Adamın, biri beyaz, biri siyah iki şeyin kendisine hazırlandığını soylemesi uzerine Efendimiz bunlardan hangisinin kendisine yakın olduğunu sorar. Adam, siyahın daha yakın olduğunu soyleyip kendisine dua etmesini ister. Peygamberimizin duÂsı bereketiyle o kişi, siyahın kendisinden uzaklaştığını haber vermiştir.3
Bu rivayet, bahsedilen siyahlığın kişinin kotu amelleri olduğuna, beyazlığın da iyilikleri olduğuna ve son Ânında insana amellerinin gosterildiğine delil sayılmıştır. Bizim burada, Âhirete muteallik “keşke”lerin başlangıc noktasına dikkat cekmedeki maksadımız, son Ânında kişiye tovbe kapısının kapandığını ve amel defterinin durulduğunu, ozellikle hatırlatmak icindir. Cunku bu, aşağıda bahsedeceğimiz Âyetlerdeki hatırlatmaların, henuz hayatta olanlar icin ne kadar değerli olduğunun anlaşılması acısından fevkalÂde onemlidir.
ÂHİRETTEKİ PİŞMANLIKLARIN SEBEPLERİ
1) Peygamberin (ve onun manevî vÂrisleri olan Âlimlerin, sÂlihlerin) davetine icÂbet etmeyip batıla cağıranlara uymak. Dunyada kendisini uyarıp Allah ’ın dînine cağıranların davetini nefsine ve şeytana uyarak reddedenler, Âhirette “ellerini ısırıp keşke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydım! Yazık bana! Keşke (bÂtıl yolcusu olan) falancayı dost edinmeseydim!” 4 diye hayıflanacaklar. Boyle yapmakla kendilerine zulmetmiş olduklarını o zaman anlayacaklar. Cunku onlar kendilerini hak yola cağıranlara uymamanın tabiî neticesi olarak bÂtıla cağıranlarla dost olmuşlardı. HerhÂlde Âhiretteki pişmanlığın en buyuğu, sÂlihlerin nefse ağır gelen davetine nicin kulak asmadığına, fÂsıkların nefse hoş gelen yaldızlı sozlerine neden aldandığına yanmak olacaktır. Zîr nedÂmete sebep olan diğer butun yanlışlıkların esas sebebi bunlardır. Âyet-i kerîmede boylelerinin nedÂmeti “Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kotu arkadaşmışsın, der.”5 şeklinde ozetlenmektedir. Bu durumdakilerin bir pişmanlığı da, hicbir araştırma yapmadan, sapkınlık uzere yuruyen buyuklerine tabi olmaları sebebiyledir. Bu sebeple huzûr-ı ilÂhîde evvelkilerle sonrakiler munakaşa edip birbirlerini suclayarak; “Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve buyuklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar. Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları buyuk bir lÂnetle rahmetinden kov.”6 diyeceklerdir.
2) Dunyalık uğruna gece gunduz cabalayıp Âhiret azığını ihmÂl etmek. Bu durumu anlatan Âyet-i kerîme, yığın yığın hediyelerle varacağı bir yere eli boş giden bir zavallının hÂlini ozetler mÂhiyettedir: “O gun cehennem getirilir ve insan yaptıklarını birer birer hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ne faydası var! (Cunku o zaman insan

3) Mukellef olduğu ibÂdetleri ve sosyal sorumlulukları ihmÂl etmek. Âyet-i kerîmede bunların itiraf niteliğindeki nedÂmeti şoyle anlatılıyor: “Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir, diye sorulduğu vakit onlar şoyle cevap verirler: “Biz namaz kılanlardan değildik, Yoksulu doyurmazdık ve (bÂtıla) dalanlarla birlikte olurduk. Ustelik ceza gununu de yalan sayıyorduk. Bu hÂlde iken olum gelip bize cattı.”8
4) Âyetlerde va ’dedilen ceza ve mukÂfÂtı, Âhiretteki hesÂbı, kitÂbı ve amel defterini hafife almak. Boylelerinin durumu Âyet-i kerîmede; “Kitap ortaya konulduğu zaman sucluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını gorursun. “Vay halimize! Bu nasıl kitapmış! Kucuk buyuk hicbir şey bırakmamış, (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dokmuş!”9 diyecekler şeklinde anlatılıyor. Başka bir Âyette ise “Keşke, bana kitabım verilmeseydi! Şu hesabımın ne olduğunu bilmeseydim! Keşke (olumumle) her iş olup bitseydi!”10 diyecekleri bildiriliyor.
İNSAN NEDEN PİŞMAN OLUR?
Sozun ozu şu ki insan, kendisini hakka davet eden sÂlihleri ve sÂdıkları dost edinmediğine pişman olacak. Gunahlardan sakınmayan fÂcirleri dost edindiğine, oyun ve eğlenceye daldığına, hic duşunmeden batıl yolda olan buyuklerinin peşinden gittiğine derin pişmanlık duyacak. Namaz kılmadığına, mukellef olduğu diğer ibadetleri yerine getirmediğine pişman olacak. Yetimleri doyurmadığına, ummetin dertlerine bîgÂne kaldığına, yoksullarla ve kimsesizlerle ilgilenmediğine pişman olacak. Âhiret azığı edinmek icin calışmadığına ve hesap gununu hafife aldığına pişman olacak. Âyetlerde zikredilen sÂlih amellerle benzerlerini yapma fırsatını kacırdığına ve yine burada bahsedilen kotuluklerle benzerlerinden sakınmadığına ayrı ayrı pişman olacak. Ve butun bunlar gelip gecici birer nedÂmet değil, telafisi olmayan ebedî birer hasret olarak sahiplerine daima ıstırap verecek.
Rivayet edildiğine gore HÂrûn Reşîd ’in meclisinde bir gun “yeryuzunde en cok ne var, yerin altında en cok ne var, havada en cok ne var?” diye bir soru ortaya atılır. Halife, buna kim cevap verebilir diye sorunca Behlul DÂn Hazretleri şoyle der: “Yeryuzunde en cok emeller, yerin altında en cok “keşke”ler ve havada da en cok sÂlih ameller vardır.”
Bugun yapılması gereken; Âhirette yokluğuna ya da azlığına hayıflanacağımız amelleri artırmaya calışmak ve “bunu niye yaptım” diyeceğimiz işlerden uzak durmaktır.
Dipnotlar: 1) KıyÂme Sûresi, 75/13. 2) Suyûtî, Şerhu ’s-Sudûr. 3) Suyûtî, Şerhu ’s-Sudûr. 4) FurkÂn Sûresi, 25/27-29. 5) Zuhruf Sûresi, 43/38. 6) AhzÂb Sûresi, 33/67-68. 7) Fecr Sûresi, 89/23-24. 8) Muddessir Sûresi, 74/42-47. 9) Kehf Sûresi, 18/49. 10) HÂkka Sûresi, 69/25-27.
Kaynak: Cafer Durmuş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 393
İslam ve İhsan