
32 farz nedir? İslam'ın ve imanın şartlarını, namazın, abdest, gusul ve teyemmumun farzlarını haberimizin detayında bulabilirsiniz. Farz Nedir? Yapılması dinen kesin olarak emredilen işlere "farz" denir. İman, temizlik ve ibadet konularında her ergin ve akıllı muslumanın fert olarak yerine getirmek zorunda olduğu farzların sayısı otuz iki olarak meşhur olmuştur. İslam Alimleri tarafından akıllarda kolayca kalması icin toplu halde bir araya getirilmişlerdir. Ancak İslÂm'ın butun emirleri bunlardan ibaret olmayıp; medenî, borclar, ticaret, ceza hukuku ve benzeri alanlarda da uyulması gereken prensipler vardır.
32 farz; iman, İslÂm, abdest, gusul, teyemmum ve namaz konularına aittir. Aşağıda 32 farz hakkında once kısaca bilgi ardından detaylı bir şekilde acıklanmıştır.
İmanın Şartları 6 tanedir. 1- Allah'ın birliğine inanmak 2- Meleklere inanmak 3- Kitaplara inanmak 4- Peygamberlere inanmak 5- Ahiret hayatına inanmak 6- Kaderin, hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine inanmak İslam'ın Şartları 5 tanedir: 1- Kelime-i Şehadet getirmek 2- Namaz kılmak 3- Oruc tutmak 4- Zekat vermek 5- Hacca gitmek Namazın Dışındaki Farzları 6 tanedir: 1- Hadesten tahÂret 2- NecÂsetten tahÂret 3- Setr-i avret 4- İstikbÂl-i kıble 5- Vakit 6- Niyet Namazın İcindeki Farzları 6 tanedir: 1- İftitah tekbiri 2- Kıyam 3- Kıraat 4- Rukû 5- Secde 6- Ka'de-i ahîre Abdestin Fazları 4 tanedir: 1- Ellerini dirsekleriyle beraber yıkamak 2- Yuzunu yıkamak 3- Başının dortte birini meshetmek 4- Ayaklarını topuklarıyla beraber yıkamak Guslun Fazları 3 tanedir: 1- Ağzına su vermek 2- Burnuna su vermek 3- Butun bedenini yıkamak Teyemmumun Fazları 2 tanedir: 1- Niyet etmek 2- İki elin icini temiz toprağa surup, yuzun tamamını mesh etmek. Tekrar elleri temiz toprağa vurup, once sağ ve sonra sol kolu mesh etmek. TOPLAM 32 İMANIN ŞARTI ALTIDIR Altı tane olup Cibril hadisinde şoyle ifade edilmiştir: "İmÂn; Allah'a, O'nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gunune, hayır ve şerriyle kadere inanmaktır" (BuhÂrî, İmÂn, 37; Muslim, İmÂn, I)
1. Allah ’ın varlığına ve birliğine inanmak: Allah, butun varlıkları yoktan var eden, yoneten, başlangıcı ve sonu olmayan, sonsuz guce sahip yuce yaratıcıdır. "De ki, goklerin ve yerin rabbi kimdir? De ki Allah'tır" (Ra'd Suresi 16).
2. Allah ’ın meleklerine inanmak: Melekler; Cenab-ı Hakk'ın nuranî, latîf yaratılışlı, guclu bir takım kulları olup; istedikleri şekle girebilen, yorulmaz, usanmaz, uremez, daima Allah'a itaat uzere bulunan varlıklardır. "Uzerinizde zaptedici melekler vardır. Onlar şerefli kÂtiplerdir. İşlediklerinizi bilirler" (İnfitÂr Suresi 10-12)
3. Allah ’ın kitaplarına inanmak: Allah, peygamberleri vasıtasıyla insanlığa kitaplar gondermiş; emir, yasak, va'd, mukÂfat ve ceza hukumlerini onlara ulaştırmıştır. İlk peygamberlere sayfalar, MusÂ, DÂvud, İsa ve Hazret-i Muhammed -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-'e kitap halinde vahyini duyurmuştur. "Allah bir insanla karşılıklı konuşmaz. Ancak vahiyle yahut perde arkasından konuşur, yahut bir elci (melek) gonderip izniyle dilediğini vahyeder" (Şur Suresi 51).
4. Allah ’ın peygamberlerine inanmak: Allah, insanlardan bazılarını elci olarak gorevlendirmiş, emir ve yasaklarını insanlara onlar vasıtasıyla ulaştırmıştır. "Şuphesiz biz, her millet icinde; Allah'a kulluk edin, şeytandan kacının diye bir elci gonderdik" (Nahl Suresi 36); "Peygamberlerden kimini daha once sana anlattık; kimini de anlatmadık" (Nis Suresi 164).
5. Ahiret gunune, oldukten sonra dirilmeye inanmak: İnsan, bedeni varlığı olunce kabir hayatına gecer; kıyamet kopunca da insanoğlu kabirlerden kalkacak ve boylelikle ahiret hayatı başlayacaktır. Orada insan, dunyada yaptığı işlerin durumuna gore, Cennet veya Cehennemdeki yerini alır, sonsuz ve yeni bir yaşamın icine girer. Kur'an-ı Kerim'de ahiretten soz eden pek cok ayet vardır: Yuce Rabbimiz takva sahiplerinin niteliklerini belirtirken; "Onlar ahirete kesin bir kanaatle inanırlar" (Bakara Suresi 214) buyurur.
6. Kaza ve kadere, hayır ve şerrin Allah ’tan olduğuna inanmak: Cenab-ı Hakk'ın, insanın ileride yapacağı iyi ve kotu şeyleri ezelde bilip yazmasına "kader"; zamanı gelince ezelî ilmine uygun olarak o eşyayı veya olayları yaratmasına da "kaza" denir. Kader, Allah'ın ilim sıfatının urunudur. Ayette şoyle buyurulur: "Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şey icin bir olcu koymuştur" (TalÂk Suresi 3). Hz. Peygamber; "Sizden hicbir kimse yoktur ki, Allah onun cennetteki veya cehennemdeki yerini yazmış olmasın..." (BuhÂrî, CenÂiz, 83; Tefsîru Sure, XCII/6).
İSLÂM ’IN ŞARTI BEŞTİR: Beş tane olup, Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir hadiste şoyle ifade etmiştir: "İslÂm beş şey uzerinde kuruldu: Allah'tan başka ilÂh olmadığına, Hz. Muhammed'in Allah'ın kulu ve elcisi olduğuna şehadet etmek; namaz kılmak; zekÂt vermek; Ka'beyi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak" (BuhÂrî, İmÂn, I, II; Muslim, İmÂn, 19-22).
1 Kelime-i şehadet getirmek: Allaha ve peygamberine iman etmek ve bu imanı acıklamak. Yani kelime-i şahadet getirmek. Ayette şoyle buyurulur: "Allaha iman edin. Allah'a ve sozlerine iman eden, okuyup yazması olmayan, Allah'ın elcisi Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-e de iman ediniz" (A'rÂf Suresi 158). (Kelime-i Şehadet detaylı bilgi icin tıklayınız...)
2. Gunde beş vakit namaz kılmak: Kur'an-ı Kerim'in bir cok yerinde; "Namazı kılınız, zekÂtı veriniz"bir ayette de; Butun namazları ve orta namazı (ikindiyi) muhÂfaza ediniz" (Bakara Suresi 238) buyurulur. (Namazın kılınışı icin tıklayınız...)
3. Ramazan orucu tutmak: Ergin, akıllı her muslumanın uzerine Ramazan orucu farzdır. Kur'an-ı Kerim'de şoyle buyurulur: "Ey iman edenler! sizden onceki ummetlere oruc farz kılındığı gibi size de farz kılındı" (Bakara Suresi 183). (Oruc hakkında detaylı bilgi icin tıklayınız...)
4. Zenginlerin her yıl malının kırkta birini zekÂt olarak vermesi: Kur'an-ı Kerim'de "ZekÂtı veriniz" (Bakara Suresi 43); "Onların mallarında dilencinin ve yoksulun bir payı vardır" (MeÂric Suresi 25) buyurulur. (Zekat hakkında detaylı bilgi icin tıklayınız...)
5. Gucu yetenlerin omurde bir kere hacca gitmesi: Musluman, ergin, akıllı, hur, yeterli vakte sahip, sağlıklı, gidiş-geliş suresi icinde yol masrafı ile kendisinin, eş ve cocuklarının gecimi temin edilen kimselere, omrunde bir defa hac farzdır. Kur'an'da şoyle buyurulur: "Yoluna gucu yeten herkesin, o Ev'e hac etmesi Allah'ın bir hakkıdır" (Âl-i İmrÂn Suresi 97). (Hacc hakkında detaylı bilgi icin tıklayınız...)
ABDESTİN FARZI DORTTUR: Detaylı bilgi icin tıklayınız... Kur'an-ı Kerim'e el surmek, namaz kılmak ve Ka'be'yi tavaf etmek icin abdestli bulunmak şarttır.
1. Ellerimizi dirseklerimizle beraber yıkamak: Ellerin kollar ve dirsekler ile birlikte yıkanması farzdır.
2. Yuzumuzu yıkamak: Tuy bitimi ile cene altı ve iki kulak arasında kalan yuzu bir defa yıkamak farzdır.
3. Başımızın dortte birini mesh etmek: Başın dortte birini meshetmek gerekir.
4. Ayaklarımızı topukları ile beraber yıkamak: Topuklarla birlikte iki ayağı yıkamak gerekir.
GUSLUN (BOY ABDESTİNİN) FARZI UCTUR: Detaylı bilgi icin tıklayınız... Cunubun, hayız ve nifası kesilenin boy abdesti alması farzdır. Guslun farzları uctur. Ayette şoyle buyurulur: "Eğer siz cunup iseniz, tertemiz yıkanınız " (MÂide Suresi 6).
1. Mazmaza: Ağzımızı uc kere yıkamak.
2. İstinşak: Burnumuzu uc kere yıkamak.
3. Butun bedenimizi tepeden tırnağa kadar yıkamak: Vucud hic bir yeri kuru kalmayacak şekilde yıkanmalıdır. Sac diplerine suyun ulaşması yeterli olup, kadınların uzun olan sac orgulerini cozmeleri gerekmez.
TEYEMMUMUN FARZI İKİDİR: Detalı Bilgi icin tıklayınız... Su bulunmadığı veya bulunup da kullanma imkÂnı olmadığı zaman temiz toprak veya kum ve kerpic gibi toprak cinsinden bir şeye ellerini surup yuzu ve kolları meshetmeğe teyemmum denir. Teyemmum abdest ve gusul yerine geşer. Kur'an-ı Kerim'de şoyle buyurulur: "Su bulamadığınız taktirde temiz toprağa teyemmum ediniz" (MÂide Suresi 6). Teyemmumun farzı ikidir.
1. Niyet etmek
2. Ellerimizi iki defa temiz toprağa vurup, once yuzumuzu sonra da kollarımızı mesh etmek
NAMAZIN FARZI ON İKİDİR. 6 ’SI İCİNDE 6 ’SI DIŞINDADIR. (Namazın kılınışı icin tıklayınız...) A. Dışındaki Farzları (Namazın şartları): Namazın dışında kalan, fakat namaz kılabilmek işin mutlaka yapılması gereken şeye "şart" denir. Namazın şartları altı tanedir.
1. Hadesten Taharet: Gusul, abdest veya teyemmum almak. Abdestsizlik, cunupluk, Âdet veya lohusa hÂlinde bulunmaya "hades" denir. Abdest veya boy abdesti almak suretiyle hadesten temizlenme meydana gelmiş olur (bk. MÂide Suresi 6)
2. Necasetten Taharet: Bedenimizi, elbisemizi ve namaz kılacağımız yeri temizlemek. Vucutta, elbisede veya namaz kılınacak yerde bulunan pisliği (necÂseti) temizlemek gerekir. Bu, namaz kılabilmek icin bir on şarttır (Muddessir Suresi 4; ez-Zuhaylî, el-Fıkhu'l-İslÂmî ve Edilletuh, Dimaşk 1985, I, 871).
3. Setr-i Avret: Bakılması haram olan yerleri ortmek demektir. Avret yerleri, erkekte gobekten diz kapağına kadar (diz kapağı dahil); kadınlarda el, yuz, ayakları haric butun vucuttur. Ayette şoyle buyurulur: "Ey Ademoğulları, her mescide cıkışınızda en guzel elbiselerinizi giyiniz" (A'rÂf Suresi 31). Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurmuştur: "Allah hayız gorecek yaştaki kadının namazını baş ortusuz kabul etmez" (eş-ŞevkÂnî, Neylul-EvtÂr, 2/67); "Ey EsmÂ, kadın hayız gorecek cağa gelince onun şu şu yerleri dışındaki vucudunun gorulmesi uygun olmaz. Hz. Peygamber, yuzune ve avuclarına işaret etmişti" (ez-Zeylaî, Nashu'r-RÂye, I, 299).
4. Vakit: Vakit girmeden namaz farz olmaz. Bu bakımdan namaz vakitlerinin belirlenmesi onemlidir. Farz namazların vakitleri bir hadiste Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle ifade etmişlerdir: "Sabah namazının vakti, ufukta guneşin kenarının belirmesinden hemen oncesine kadardır; oğlen namazının vakti, guneşin, gokyuzunun ortasından sağa kaymasından itibaren başlar; ikindi oluncaya kadar surer. İkindinin vakti, guneş sararıp cemberi tamamen ufukta gorunmez oluncaya kadardır. Akşamın vakti, guneşin batmasından, şafak'ın kaybolmasına kadar surer. Yatsının vakti de gece yarısına başka bir rivayette tan yeri ağarıncaya kadardır" (Muslim, MesÂcid, 31). Vitir namazı da yatsı namazının vakti icinde ve bu namazdan sonra kılınır (İbn Hanbel, Musned, VI, 7).
5. Kıble: Namazda kıbleye yonelmek demektir. Kur'an-ı Kerim'de; "Yuzunu Mescid-i Haram tarafına cevir. Siz de olduğunuz yerde yuzunuzu onun tarafına dondurunuz" (Bakara Suresi 144) buyurulur.
6. Niyet: İbadeti diğer alışkanlıklardan ayırmak ve namazı Allah rızası icin kılmak uzere kalp ve duşuncenin yonelişine niyet denir. Namaz vakitleri icinde aynı cins ibadet birden cok yapılabildiği icin, kılınacak namaz ceşidi belirlenerek niyet etmek şarttır. Kur'an'da şoyle buyurulur: "Onlar, dini sadece Allah'a tahsis ederek, hakka eğilerek, ancak Allah'a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekÂtı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur" (Beyyine Suresi 5). Hz. Omer'in naklettiği şu hadis, niyet konusundaki genel prensibi oluşturur: "Ameller niyetlere goredir. Herkes niyet ettiği şeyi gorecektir" (BuhÂrî, Bedul-Vahy,I; Muslim, İmÂre,155; Ebû DÂvud, TalÂk, 11). Başka bir hadis de şoyledir: "Allah, sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, fakat sizin kalplerinize ve amellerinize bakar" (Muslim, Birr, 32).
B.İcindeki Farzları (Namazın Rukunleri): Namazın sıhhatli olması icin yapılması gereken ve namazı oluşturan ana unsurlara "rukun" denir. Namazın rukunleri altıdır.
1. İftitah Tekbiri: Namaza başlama tekbiri almak demektir. Namaza başlama tekbiri olup, buna "tahrime" de denir. Yemek, icmek, konuşmak gibi namaz dışında yapılması mubah olan şeyleri bu tekbir yasakladığı işin "tahrime" adını almıştır. Tekbirin "Allah her şeyden yucedir" anlamına gelen "Allahu ekber"veya bu anlamda bir zikir olması gerekir. Kur'an-ı Kerim'de şoyle buyurulur: "Rabbinin adını anıp namaz kılan, arınan, kurtuluşa ermiştir" (A'l Suresi 15); "Kalk insanları uyar, Rabbini yucelt!" (Muddessir Suresi 2,3). Hadis-i şeriflerde Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurmuşlardır: "Namazın anahtarı temizlik, başlaması tekbir ve bitmesi selÂm iledir" (Tirmizî, TahÂre, III, MevÂkît, 62); "Allah, bir kimsenin namazını, abdesti yerli yerince almadıkca, kıbleye yonelmedikce ve sonra AllÂhu Ekber demedikce kabul etmez " (BuhÂrî, Hıyel, II; Tirmizî, TahÂre, 56

2. Kıyam: Namazda ayakta durmak demektir. Farz ve vacib namazlarda ayakta durmak farzdır. Kur'an-ı Kerim'de şoyle buyurulur: Namazlara ve orta namaza devam edin. Gonulden boyun eğerek Allah'ın huzurunda ayakta durun" (el-Bakara, 2/382). Hadiste; "Namazı ayakta kıl" (BuhÂrî, Taksîr, 19; Tirmizî, MevÂkît, 157; Ebû DÂvud, SalÂt, 175; İbn MÂce, İkÂme, 139) buyurulur.
3. Kıraat: Namazda Kur ’an okumak demektir. Farz namazların iki rek'atinde, vitir ve nÂfile namazların butun rek'atlarında bir ayet olsun Kur'an okumak farzdır. Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e gore farz olan, uzun bir ayet veya kısa uc ayet okumaktır. Kur'an'da; "O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun" (Muzzemmil Suresi 20) buyurulur. Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz namazını yanlış kılan bir sahabiye namazı tarif ederken; "Sonra Kur'an-ı Kerim'den kolayına gelen yeri oku" buyurmuştur (BuhÂrî, EzÂn, 95,122). Hanefiler bu delillere dayanarak FÂtiha Suresi veya başka ayet okumanın yeterli olduğunu, ancak FÂtiha'yı tercih etmenin farz değil, vÂcib hukmunde olduğunu soylerler. Cunku Ebû Hureyre (r.a)'den rivayete gore Allah Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurmuştur: "Kim, kendisinde FÂtihayı (ummul-kitab) okumadığı bir namaz kılarsa bu namaz eksiktir" (Muslim, SalÂt, 38, 41). ŞÃ‚fiî, MÂlik ve Ahmed b. Hanbel ise bu son delile dayanarak namazda FÂtiha okumayı farz olarak kabul ederler (İbnu'l-HumÂm, Fethul-Kadîr, I, 193, 205, 322 vd.; el-KÂsÂnî, BedÂyiu's-SanÂyi', I,110; ez-Zuhaylî, a.g.e., I, 645 vd.).
4. Rukû: Namazda eğilmek, ruku etmek, boyun eğmek demektir. Terim olarak, namazda ellerin diz kapaklarına ermesiyle, sırt ve baş aynı seviyede olacak şekilde eğilmektir. Kur'an-ı Kerim'de şoyle buyurulur: "Ey iman edenler! Rukû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin" (Hac Suresi 77); "Rukû edenlerle beraber rukû ediniz" (Bakara Suresi 43; Bkz. el-Bakara Suresi 125; Âl-i İmrÂn Suresi 43; MÂide Suresi 55; Hac Suresi 26; SÂd Suresi 24; Tevbe Suresi 112). Namazını eksik kılan kimseye Allah Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz namazı tarif ederken; "... Sonra vucûdun sukunet (itmi'nÂn) bulacak şekilde rukû yap" (BuhÂrî, EzÂn, 95, 122, İsti'zÂn, 18, EymÂn, 15). Ebû Hanîfe ve Muhammed'e gore rukû ile ilgili ayetlerde itmi'nÂn'dan soz edilmemesi ve bu konudaki hadislerin de haber-i vahid kabilinden olması nedeniyle, rukûda itmi'nÂn (tama'nîne) farz değil, vacibtir. Diğer mezhep muctehidleri ise bunu farı olarak kabul etmişlerdir (eş-ŞevkÂnî, Neylul-EvtÂr, II, 268; İbnul-HumÂm, Fethul-Kadîr, I, 193; ez-Zuhaylî, a.g.e., I, 655 vd).
5. Sucûd: Namazda secde etmek; boyun eğmek, alcak gonulluluk gostermek demektir. Terim olarak, namaz kılanın en az alnının bir kısmını ve ayaklarını toprak veya başka bir şey uzerine, yere koymasıdır. Tam secde; ellerin, dizlerin, ayakların ve burunla birlikte alnın yere konulmasıyla gercekleşir. Kur'an'da; "Ey iman edenler, rukû edin ve secde edin " (Hac Suresi 77) buyurulur. Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de namazını eksik kılan kimseye namazı anlatırken; "... Sonra vucûdun sukûnet (itmi'nÂn) bulacak şekilde secde et" (BuhÂrî, EzÂn, 95, 122; İsti'zÂn, 18) buyurmuştur.
6. Kade-i ahir: Namazda son oturuş demektir. Namazların sonunda "TahiyyÂt"ı okuyacak (teşehhud) kadar oturmak da namazın bir farzı, bir ruknudur. Kur'an-ı Kerim'de, Allah'a oturarak ibadetten soz eden genel anlamlı ayetler vardır. "Onlar, ayakta iken, otururken, yanları uzere yatarken Allah'ı zikrederler" (Âl-i İmr Suresi 191). Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Abdullah b. Mes'ûd (r.a)'a namazı tarif ederken; "Sen tahıyyÂtı okuduğun veya oturuşu yaptığın zaman namazın tamam olmuştur" (eş-ŞevkÂnî, a.g.e., II, 298; ez-Zeylaî, Nasbu'r-RÂye, I, 424). Burada Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, namazın tamam olmasını fiile bağlamıştır. O da oturmaktır. TahıyyÂtın okunması Hanefilere gore farz değil vacibtir.
İslam ve İhsan
İSLAM'IN ŞARTI BEŞTİR
İSLAM VE İMANIN ŞARTLARI HADİSİ