16 Temmuz 1999... Cuma... Saat 13.10... Bir aşk şehîdinin dunyadan ayrılış tarihi... Bir Hak dostunun mahbûbuna son nefesini teslim ettiği vakit... Gonuller Sultanı Muhterem Ustaz Musa Topbaş kuddise sirruh Hazretlerinin Rabb'ine kavuşma Ânı... Sevenlerinden ayrılarak sevgiliyle vuslatı...O, butun sevdiklerini cuma namazı icin Rabb'inin huzuruna gonderip, aralarından bir yıldız gibi kayıp gitti. Ruhu muazzezleri cuma ezanları arasında bu fÂni dunyaya ved ederek Rabb'ine uctu.
Bu maddî Âlemden ayrılış onun icin "Şeb-i Arûs" sevenleri icin firkat oldu. Uzerinden bir sene gecti. ŞÃ‚irin dediği gibi:
Gunler gelip gecmekteler
Kuşlar gibi ucmaktalar
Zaman su gibi akıyor. Onun feyzi kalblerimize ışık sacmağa devam ediyor. Her ne kadar cismen ayrı Âlemlerde isek de rûhen hep beraberiz elhamdulillÂh. Muhabbet ehline Rabbimizin ne buyuk ikramı ki onu her gun "Feyz-i cÂri Hazret-i Mûsa ki, ol sÂhib vefÂ" diye anıyoruz. Hatıralarıyla yaşıyoruz. Onun hayatının her safhası sevenleri icin guzel orneklerle dolu. Mahdum-i alîleri o guzel insandan bahsederken:
"Onun seksen uc yıllık nezih, zarif ve asîlÂne hayatı, bizler icin eskimeyecek, terÂvetini kaybetmeyecek orneklerle doludur. O bizim icin maneviyat semÂsının oyle bir yıldızı idi ki, kendisinde mezcettiği ilÂhî guzellik, letÂfet ve parıltıları lÂyıkıyla tasvîr edebilmemiz mumkun değildir." diye vasfetmektedir. Bizler de Âciziz. LÂkin o dostla beraberliğe vesile olması niyetiyle onun cuma namazlarına hatıralarını anlatarak o tatlı anları yaşamak istedik.
Muhterem Ustaz Musa Topbaş Hazretleri butun omrunu Kitap ve Sunnet cizgisinde gecirmiş, İslÂmî guzellikleri hayatına nakşetmiş, cevresine ornek olmuş, unutulan sunnetleri yeniden hayata gecirme, ihya etme gayreti icinde olan bir Hak dostuydu. Bu sunnetlerden biri de cuma gununun faziletlerini hayata yansıtmaya dairdi. Sağlıklı olduğu yıllarda her hafta değişik camilerde cuma namazını ed ederlerdi. Sevenleri de onu takip ederdi. Yaz aylarında ecdÂd yÂdigÂrı buyuk camileri Suleymaniye, Sultanahmet, ŞehzÂde başı, Hırka-i Şerif, Fatih, Eyub Sultan gibi tarihi camiler tercih edilirdi. Bu sayede sevenlerinin de ecdÂdın ruhlarıyla buluşmasına vesile olurdu.
Muhterem Ustaz'ın camiye girişi, oturuşu, hutbe dinleyişi, namaz kılışı ve du edişleri sevenlerinin gonullerinde buyuk tesirler meydana getirirdi. Muezzin efendinin "Allah ve melekleri, Peygambere cok salÂvat getirirler. Ey iman edenler! sizde ona salÂvat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin." (AhzÂb sûresi: 56) Âyet-i celilesini okumaya başlamasıyla mubarek başlarını goğuslerine doğru indirir derin bir tefekkur ve murÂkabeye dalardı. Ezan ve hutbeyi huşû ile dinlerdi. Hutbe bitinceye kadar bu halet-i rûhiye devam ederdi. Sevenleri de doyasıya bu sessiz ve sossuz halden feyizlenmeye calışırlardı. Kalbler arası bir sevgi ağı oluşuverirdi. Tadına doyulumazdı o anların.
CUMA GUNU NELER YAPILIR? Namazdaki kıyamı, rukua gidişi, secdeye varış hali ve duÂsında ki gonul enginliği sevenlerinin kalbine rahmet damlacıklarının yağmasına vesile olur, kalbler muhabbetten kıpır kıpır olurdu. Camiden cıkarken sol ayakkabısına ayağını sokar, fakat once sağ ayağını giyerdi. Cıkışta mutlaka infakta bulunurdu. Cami onlerinde yardım toplayanlara, fakir ve muhtaclara, cocuklara, elini acan herkese kısmetleri neyse verirdi. Cuma gununu infak ve ikram ile suslerdi. Vermek, onun en buyuk zevki idi. Daha sonra camiyi yaptıran sultanlar ziyaret edilirdi.
Bir cumayı Sultanahmet Camiî'nde birlikte kılmak nasip olmuştu. Namaz cıkışında Sultan 1. Ahmed Hazretlerinin turbesine girildi. Kabrin başında durup fatihalar okundu. Ruhlar EcdÂdın iklimini teneffus etti. Onların ruhaniyeti ile ve onlardaki Allah ve Resûlullah aşkıyla, cihad ruhuyla gonuller doldu. Turbenin kapısından tekrar kabirlere doğru donup ecdÂdın ruhlarını selÂmlayarak buyuk bir sevgi ve hurmet icerisinde cıkıldı. Etrafındaki sevenlerine de: "İmkÂn olsa da sık sık ziyaret edebilsek." buyurdu. O gune kadar İstanbul'da yaşayıp da turbenin icine girmemiş evlÂdlarına onemli bir ders vermiş oldu. Her guzel işte o en guzel ornekti.
İstanbul'da yaşayıp da FÂtih Sultanı, KÂnûni'yi, Yavuz'u, Sultan Ahmet'i, Ulu Hakan Abdulhamit Han'ı ve diğer selÂtîn-i Âli Osmani ziyaret etmemek, turbelerinin yerini bilmemek, yavrularımıza oğretmemek ne vefÂsızlıktı!..
İstanbul'un fethinde şehit olmuş sahÂbe-i kiramı hatırlamamak, mihmandar-ı rasûl Hz. Halid bin Zeyd Eba Eyyup el-EnsÂrî'yi (r.a.) ziyaret etmemek ne derece bir gafletin neticesiydi. Muhterem Ustaz Musa Topbaş Hazretleri bizzat kendisi her sene mutlaka bir defa ziyaret etmek suretiyle sevenlerine ornek olurdu. Medine-i Munevvere'ye gidişlerinde İstanbul'umuzun aziz misÂfiri, Peygamberimizin hizmetkÂrı Eyup Sultan Hazretlerini ziyaret etmeden gecemezlerdi. Mutlaka huzuruna , turbesinin başucuna varır, fatihalar okur ve oyle giderlerdi. Hatta vatan icin şehit duşmuş merhum Menderes'in dahi sene-i devriyesinde bizzat kabrine gelerek fÂtihalar okurdu. Ne vefakÂrlık!.. Ne aşk!..
Muhterem Ustaz omrunun son senelerinde rahatsızlanıp cumaya cıkamadı. Fakat sevenlerini uc-beş dakika da olsa gormek isterdi. Ziyarete gelenlere cuma gununun faziletinden bahsederlerdi. Bugune ozel itina gosterilmesini arzu ederlerdi. Cunku bugunde bir vakit vardır ki, duÂlar dergÂh-ı ilÂhi de reddolunmaz buyururlardı. Hatta imkÂn olsa cuma gunu tatil olabilse... Herkes cumasına rahat hazırlanabilse... Ziyaretler yapabilse... diye temennilerde bulunur ve ısrarla cuma gunu: "Temiz giyinmeli, mumkunse boy abdesti alarak cÂmiye gelmeli, en temiz, yeni, utulu elbiselerimizi giymeliyiz. Mutlaka az veya cok, herkes imkÂnı nisbetinde ikramda, infakta bulunmalı, hastaları ziyaret etmeli, kadeşlerle hediyeleşmeli, bol bol Kur'an-ı Kerim okumalı" diye tavsiyelerde bulunurlardı.
NASIL YAŞARSANIZ OYLE OLURSUNUZ İnsanoğlu nasıl yaşarsa oyle oluyor. İki Cilhan Guneşi Efendimiz de bu gerceği şoyle duyuruyor: "Nasıl yaşarsanız oyle olursunuz. Nasıl olurseniz oyle dirilirsiniz."
Muhterem Uztaz Mus Topbaş Hazretleri de hayatı boyunca hurmet gosterdiği cuma gunu, cuma ezanları arasında ruhu muazzezlerini Rabb'ine teslim ediyor. Âşık mÂşukuna kavuşuyor.
Rabbimiz kabrini cennet bahcesi, ruhunu alÂy-ı ıllıyyinde ferahnÂk eyleye... Sevenlerini de cennette cem eyleye... Ruh-ı muazzezleri icin bir fatih uc ihlÂs-ı şerif...
Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 173
İslam ve İhsan
CUMA MUSLUMANIN BAYRAMIDIR SOZU NEREDEN GELİYOR?