
Kaza ve kadere imanın insan hayatına etkisi nedir? "Zafer Allah'tandır (c.c)." diyen bir neslin kaza ve kader anlayışı nasıldı? Batı duşunurleri, Osmanlı'daki kaza ve kader anlayışını ve duydukları hayranlığı nasıl dile getiriyor?Îman esaslarından biri olan kader ve kazÂya îman husûsu, Osmanlılar icin ayrı bir mÂnevî takviye sadedindedir. Zira kader ve kazÂya îman sÂyesinde onlar, ne kazandıkları zaferlerle nefsÂnî bir tefÂhur icinde gevşemiş, ne de bÂzen kaybettikleri harplerle kendilerini helÂk edercesine uzulup yılgınlığa duşmuşlerdir. BilÂkis onlar, mukadderÂta îman bereketiyle her şeyi CenÂb-ı Allah ’tan bilerek hÂdiseler karşısında Rab ’lerine tevekkul ve teslîmiyet icinde olmuşlardır. Zaferler karşısında onu nasîb eden AllÂh ’a hamd eylemiş, mağlûbiyetler karşısında da sukûnetle sabır ve sebÂta sarılarak hatÂyı kendilerine izÂfe etmişlerdir. Onlar icin gÂzilik de şehîdlik de azîz olduğundan her iki izzete de tÂlip bir hÂlde, istikrarlı bir hayat yaşamışlardır. Boylece Osmanlılar, asıl mağlûbiyet olan birtakım nefsÂniyet girdaplarına yenik duşmemişler, şecÂat ve cesaretlerini en umitsiz zamanlarda dahî yitirmemişlerdir.
Bu teslîmiyet hÂli de, onların buyuk ve muazzam zaferlere nÂiliyetine vesîle olmuştur.
Tedkikleriyle bu hakîkatleri muşÃ‚hede eden garp mutefekkirlerinden J. B. Tavernier:
“Turkler kaz ve kaderin değişmeyeceğine ve mukadderattan kurtulmanın imkÂnı olmadığına îman ettikleri icin, olume karşı sukûnet ve metÂnet gosterirler.” der.
Demetrius Cantimir de:
“Turkler mukadderÂta tam bir îman hissiyle dolu oldukları icin, insanın, elmas kadar sağlam ve aşınmaz olsa bile kaderin hukmunden kurtulamayacağına inanırlar. İclerinde hicbir fert yoktur ki, her kulun ecelinin alnında yazılı bulunduğuna ve insan gozuyle okunamayacak olan bu mÂnevî yazının da AllÂh ’ın takdîriyle yazılmış olduğuna îman etmesin.” der.
A. L. Castellan ise:
“İlÂhî takdîre rız gostermek Osmanlı ’nın zihninde kokleşmiştir. Bu akîde, onlarda şecÂat yerine gecer; sebat ve metÂnetlerini artırır. Olumu bile tevekkulle goze almalarına sebep olur. İşte bundan dolayı gozle gorulecek kadar muhakkak olan tehlikeler bile onları yıldırmaz. Nice ateşlerin icine ve duşman sungulerinin ustune atılıp butun vucutları delik deşik olduktan sonra bile, eğer henuz ecelleri geldiğine kānî değiller ise hayatlarından umit kesmezler.” demektedir.
İşte bunlar, ilÂhî takdîre îman ve teslîmiyetin neticesidir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Genc Dergisi, Yıl: 2018 Ay: Haziran Sayı: 141
İslam ve İhsan