"Ey akıl sahipleri! Sizin icin kısasta hayat vardır..." ayetini nasıl anlamalıyız? Kısas ne demektir? Kuran'da gecen kısas ayetleri neler? Kısas hukmu neye gore ve hangi şartlara gore uygulanır? Kısas hukmunun etkileri nelerdir? Kısas hukmu ve sonucları...İslÂm, insanın her turlu haklarını koruyan, onun can ve mal emniyetini sağlayan bir dunya duzeni tesis etmekte, bunu gercekleştirmek icin lÂzım gelen temel kÂideleri bildirmektedir. Bu temel kÂidelerden biri, insanın can guvenliğidir. İslÂm, kısas emriyle bu hususta en keskin careyi ortaya koymuştur.
KISAS HUKMU İLE İLGİLİ AYETLER

"Ey iman edenler! Oldurulenler hakkında size kısas emredildi. Buna gore hure hur, koleye kole ve kadına da kadın kısas edilir. Fakat kÂtil, oldurduğu kimsenin yakını tarafından affedilirse kısas duşer. O zaman affeden, uygun gorulen diyeti kabul etmeli, affedilen de diyet borcunu guzelce ve tam olarak odemelidir. Bu, Rabbinizin bir hafifletmesi ve merhametidir. Butun bunlara rağmen kim Allah ’ın koyduğu sınırı aşarsa, pek acı bir azabı haketmiş olur." (Bakara Sûresi 178)
"Ey akıl sahipleri! Sizin icin kısasta hayat vardır. Umulur ki boylece hem oldurmekten hem de oldurulmekten korunursunuz." (Bakara Sûresi 179)
KISAS NE DEMEKTİR?
الْقِصَاصُ (kısas) kelimesinin turediği الْقَصُّ (kass) sozlukte bir haberi anlatmak, izini takip etmek, katili oldurmek, sac veya tırnakları kesmek, takas etmek gibi mÂnalara gelmektedir. KÂtil, oldurmekte bir yol izlemekte, daha sonra onun izi takip edilerek, onun izlediği yoldan gidilerek, takas yapılarak kendisine aynı ceza verilmektedir.
Hukukta kısas, kasten adam olduren veya yaralayan kişinin gerekli şartlar cercevesinde işlediği fiil cinsinden ve ona denk bir ceza ile cezalandırılmasıdır. Yani kasten oldurduğu kişiye karşılık oldurulmesi ya da
kasten işlediği yaralama fiiline karşılık benzeri şekilde cezalandırılmasıdır. (DİA, “Kısas” maddesi, XXV, 488)
KISAS AYETLERİNİN İNİŞ SEBEBİ
İniş sebebini dikkate aldığımızda Âyet-i kerîme, Allah Rasûlu (s.a.v.) peygamber olarak gonderilmeden once bu konuda mevcut olan hukumleri ortadan kaldırarak en Âdil hukmu getirmektir. Zira yahudiler sadece
oldurmeyi, hıristiyanlar sadece diyet alıp affetmeyi benimsemişlerdi. Araplar ve onlarla beraber yahudilerin bir kısmı ise bazan oldurmenin vacib olduğuna, bazan da diyetin vacib olduğuna hukmediyorlardı. Fakat
bu iki hukumden her birinin uygulamasında da haksızlık yapıyorlardı. Mesela Arap kabilelerinden ensÂrın iki kabilesi arasında cÂhiliye devrinden kalma kan davaları vardı. Bir taraf, şeref ve kuvvetine guvenerek diğerine karşı ileri gidip “Bizden bir kole karşılığında sizden bir hur, bir kadın karşılığında bir erkek oldureceğiz” diye yemin etmişlerdi. Musluman olduktan sonra Rasûlullah (s.a.v.) ’e gelip muhakeme olmak istediklerinde bu Âyet indi. (BuhÂrî, Tefsir 2/23; VÂhidî, EsbÂbu ’n-nuzûl, s. 52-53;Fahreddin er-RÂzî, MefÂtîhu ’l-gayb, V, 40-41)
İSLAM'DA KISAS HUKUMLERİ NASIL UYGULANIR?
Bu Âyet-i kerîmede olumle alakalı kısas cezası ve ona dÂir hukumler zikredilir. Bunun icin oldurme olayının “kasten” gercekleştirilmiş olması gerekir. Hata ile meydana gelen oldurme olaylarında gecerli olan hukumleri Nis sûresi 92. Âyet-i kerîme; olum hÂricinde vuku bulan yaralamalarla alakalı hukumleri ise MÂide sûresi 45. Âyet-i kerîme beyÂn etmektedir.
ADALET DİNİ "İSLAM"
İslÂm, sucsuz ya da suclu, mu ’min ya da kÂfir, zengin ya da fakir herkesin hakkını savunan adÂlet dinidir. Bu sebeple vuku bulan bir sucu cezalandırırken mağdur taraf kadar, suclunun haklarını da koruyucu tedbirler alır. Bu esasa dayanılarak ceza verirken sucun “kasten” mi, yoksa hata ile mi işlendiği ayrımına dikkat eder. Eğer sucun işlenmesinde kasıt yoksa veya kısasın tatbiki mumkun değilse yahut kısas duşerse bedenî ceza yerine diyet odetme yonune gidilir. Ayrıca odenecek diyete suclunun kan akrabaları veya yakın cevresi ortak edilir. Boylece bir taraftan suclunun maddî kulfetini hafifleten, bir taraftan da yaralanması veya bir azasını kaybetmesi halinde mağduru, olmesi durumunda da destekten mahrum kalan ailesini koruyan ortak bir tazmin sistemi oluşturulur. Boylece hem sucluyu hem de mağduru yalnız bırakmayan, bilakis toplumu bozacak suclarla birlikte mucadeleyi sağlayacak yardımcı muesseseler ihdas edilmiş olur.
KISAS HUKMUNDE ŞARTLAR
Kısas cezasının verilebilmesi icin sucu işleyende, mağdurda ve sucu oluşturan fiilde birtakım şartlar aranır. Kısas, ancak ehliyetli mahkemenin kararı ve ilgili resmî gorevlilerinin sorumluluğunda uygulanır. Boylece ferdî hak arama yolu kapatılıp, kan davalarının onune gecilmiş olur.
KISAS MI? AF MI?
Kısasla alakalı Âyetlerde “affetmek” ozellikle tavsiye edilmiş, bunun Âhirette gunahlara kefaret olacağı bildirilmiştir. (bk. MÂide 5/45) Boylece yuksek ahlÂkî duyguların hÂkim olduğu ve İslÂm kardeşliğinin yaşandığı bir toplum hayatı hedeflenir. Kısas, aslî bir hak ve ilk borctur. Af ise bunun uzerine gerekebilecek bir fazilettir. Bu fazilet, ya tam olarak kayıtsız ve bedelsiz yahut eksik olarak diyet ya da başka bir bedel karşılığında yapılır. Bu şekilde kısas, aslî bir vacib olarak meşrû olmasaydı, af bir fazilet değil, insanları oldurme cinayetini mubah kılacak olan bir ihmal olurdu. Yani kısas meşrû olmasaydı, affın hicbir mÂnası kalmazdı. İşte Kur ’an, bu gercekten hareketle kısası, oldurulen kimse icin bir hak, toplum icin aslî bir gorev, affı da oldurulen kimsenin velisi icin bir fazilet, “iyilik ve odeme” kelimeleri altında diyet almayı da bir ruhsat olmak uzere meşrû kılmıştır.
"KISAS" SUCU ONLER İNSAN HAYATINI GUVENCEYE ALIR
Kur ’Ân-ı Kerîm ’de bir insanı haksız yere olduren kimsenin sanki butun insanları oldurmuş gibi buyuk bir cinÂyet işlediği haber verilmiştir. (bk. MÂide 5/32) Kasten işlenen cinayetlerde de gerek mağdur tarafın ve toplumun ortak duygularının tatmin edilmesi, gerekse sucun onlenip insan hayatının ve sağlığının her şeyin ustunde tutulmasını sağlamak uzere suca denk bir ceza demek olan kısas hukmu konulmuştur. Gunumuzde yururlukte olan ceza hukuklarında adam oldurme, ırza tecavuz, silahlı gasp gibi ağır suclarda sucluya neticede birkac yılı aşmayan hapis cezalarını uygulanması hem mağdur tarafta ve toplumda buyuk bir tepki ve hoşnutsuzluğa yol acmakta, hem de sucun işlenmesinde hicbir caydırıcı rol oynamamaktadır. Bunu en iyi bilen Rabbimiz suca denk bir ceza emrederek, insan hayatını ve sağlığını korumanın en emniyetli yolunun kısas olduğunu şoyle beyÂn buyurmaktadır:
"Ey akıl sahipleri! Sizin icin kısasta hayat vardır. Umulur ki boylece hem oldurmekten hem de oldurulmekten korunursunuz." (Bakara Sûresi 179)
KASTEN VE HAKSIZ YERE ALINAN BİR CAN İCİN ADALET "KISAS"
Kendisi bir hayatı yok etmek anlamına gelse de kısas, aynı zamanda haksız yere bir hayatı yok etmeye karşı, hayatın ve yaşama hakkının sağlanmasının en buyuk mueyyidesidir. Şoyle ki:
Kısas, hem katil olmak isteyen kimse, hem de oldurulmesi istenen kimse hakkında hayatı korumaya sevketmektedir. Cunku katil olmak isteyen kimse, oldururse ve oldurduğunde kendisinin de oldurulmeyi
hak edeceğini bilirse akıl gereği olarak, oldurmekten vazgecer. Boylece hem kendisi hem de karşısındaki hayatta kalır.
Kısasta, cinayet işleyecek ve cinayete kurban gidecek olandan başka butun toplumun yaşama hakkını da teminat altına alma vardır. Cunku bu yolla oldurmenin onune gecilmesi, bu ikisinden başka,
bunlarla uzaktan yakından ilgisi olan insanların da hayatlarının devamına ve guvenliğine bir garantidir. Zira bir oldurme olayı, oldurenle oldurulenin yakınları arasında duşmanlık ve fitneye, bu
da buyuk kan davalarına sebep olabilmektedir. (Fahreddin er-RÂzî, MefÂtîhu ’l-gayb, V, 48-49; Elmalılı, Hak Dini, I, 609)
İhtiv ettiği hayatî guzellikler ve hedefler itibariyle cok onemli olan kısas, gunahlardan korunabilmemiz, oldurmeden, kısası ihmal veya kotuye kullanmadan sakınıp, hayatımızı ve yaşama hakkımızı muhafaza edebilmemiz icin farz kılınmıştır. Ancak bu surette dunya hayatında kotuluklerden sakınır, Âhiret hayatında da kurtuluşa erebiliriz.
Kaynak: Prof. Dr. Omer Celik - HAKK ’IN DÂVETİ KUR ’ÂN-I KERÎM 'MeÂli ve Tefsiri' - Erkam Yayınları
İslam ve İhsan