
İslÂm, beş şartın (şehadet, namaz, zekÂt, hac ve oruc) dışında da uyulması gereken emirler getirmiştir.Hz. Omer ’in (r.a.) şu rivÂyeti, bunların bir kısmını veciz bir şekilde ortaya koymaktadır:
Peygamber Efendimiz ’e vahiy geldiğinde, yuzunun yakınlarında arı uğultusu gibi bir ses işitilirdi. Bir gun yine ona vahiy gelmişti. Bir muddet bekledik, vahiy hÂli gectikten sonra Allah Resûlu kıbleye yoneldi ve ellerini kaldırıp:
“Allah ’ım, bize olan nimetlerini ve sayımızı artır, eksiltme; bize ikrÂm et, zillete duşurme; bize ihsanda bulun, mahrum bırakma; bizi tercih et, başkalarını bize tercih etme; bizi rÂzı kıl ve bizden rÂzı ol!” diye dua etti. Sonra: “−Bana on Âyet indirildi. Kim bunlarla amel ederse Cennete girer” buyurdu ve Mu ’minûn Sûresi ’nin ilk on Âyetini okudu:
“Muhakkak ki mu ’minler felÂha ermişlerdir: Onlar namazlarında huşû icindedirler, boş ve faydasız şeylerden yuz cevirirler, (buyuk bir gayretle) zekÂtlarını verirler, iffetlerini muhÂfaza ederler, ancak zevceleri ve sahip oldukları (cÂriyeleri) hÂric. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmazlar. Şu hÂlde, kim bunun otesine gitmek isterse, işte onlar haddi aşan kimselerdir.
Yine o (felÂha eren mu ’minler) emanetlerine ve ahidlerine riÂyet ederler, namazlarını (şartlarına riÂyetle ve devamlı kılmak sûretiyle) muhÂfaza ederler. İşte onlar, ebediyyen kalacakları Firdevs Cennetine vÂris olanlardır.” (Tirmizî, Tefsir, 23/3173; Ahmed, I, 34; HÂkim, I, 717/1961)
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Efendimiz ’den Hayat Olculeri, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan