
DÂvûd -aleyhisselÂm-, AllÂh -celle celÂluhû- ’nun emriyle Beyt-i Makdis ’in inşaatını başlatmış fakat omru kifÂyet etmemişti. Bunun uzerine SuleymÂn -aleyhisselÂm- cinleri topladı. Onlarla beraber Beyt-i Makdis ’in inşÃ‚sını devÂm ettirdi. EtrÂfına da on iki mahallesi olan bir şehir kurdurdu. (M.O. 967 veya 953)Başlangıcta Beyt-i Makdis diye bilinen bu mÂbedin ismi sonradan Mescid-i Aks oldu. Fazîleti bakımından uc buyuk mescidden biridir. Bu uc mescidin birincisi Mescid-i HarÂm (KÂbe), ikincisi Mescid-i Nebevî, ucuncusu ise Mescid-i Aks ’dır.
İcinde mukaddes emÂnetlerin ve TevrÂt levhalarının bulunduğu TÂbût da bu mescidde bulunmaktaydı.
Beyt-i Makdis, SuleymÂn -aleyhisselÂm- ’ın vefÂtından sonra muhtelif zamanla-rda birkac kez tahrip olmuştur. Nitekim, M.O. 586 ’lı yıllarda Buhtunnasr (Nabuket-nazzar) Kudus ’e girdi ve şehri yaktı. Mescid-i Aks ’nın mucevherlerini alıp BÂbil ’e goturdu. Beyt-i Makdis, uzun yıllar harÂbe hÂlinde kaldı. Persler, BÂbillileri yenip ya-hudîlerin tekrar eski topraklarına donmelerine ve mÂbedi yeniden yapmalarına izin verince M.O. 515 ’te mÂbed ikinci defa yapıldı. Ancak M.S. 70 senesinde Romalılar mÂbedi yakıp yıktılar. MÂbedin yeri uzun sure boş kaldı. Ancak bu mubÂrek mekÂn yine de bir mÂbed olarak biliniyor ve kalıntıları korunuyordu. MîlÂdî 637 yılında Haz-ret-i Omer -radıyallÂhu anh- ’ın buraya bir mescid yaptırdığı rivÂyet edilir. 691 ’de Emevî halifesi Abdulmelik, Peygamber Efendimiz ’in MîrÂc ’da ayağını bastığı yere “Kubbetu ’s-sahr”yı, yanına da “Mescid-i Aks”yı yaptırmış, inşaat, oğlu I. Velid zamanında tamamlanmıştır. Mescid-i AksÂ, gunumuze gelene kadar pekcok tamirÂt ve tÂdilÂt gecirmiştir.
MESCİDİ AKSA'NIN FAZİLETİ Mescid-i Aks ’nın, dînimizde ulvî bir yeri ve yuksek bir fazîleti bulunmaktad-ır. Zîr o, İslÂm ’ın ilk kıblesidir. Muslumanlar, hicretin on altıncı ayına kadar Mescid-i Aks ’ya donerek namaz kılmışlardır. Diğer taraftan “İsr hÂdisesi”nin bitiş noktası ve MîrÂc ’ın başlangıc noktası da Mescid-i Aks olmuştur.
AllÂh Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-, bir hadîs-i şerîflerinde şoyle buyur-muşlardır:
“(ZiyÂret maksadıyla) ancak uc mescide seyahat edilebilir: Mescid-i HarÂm, benim şu mescidim ve Mescid-i AksÂ.” (BuhÂrî, FedÂilu ’s-SalÂt, 6; Muslim, Hacc, 288/827)
Diğer bir hadîs-i şerîfte de şoyle buyrulmaktadır:
“Hazret-i SuleymÂn, Beytu ’l-Makdis ’i bin ettiği zaman, AllÂh ’tan kendisine uc imtiyaz vermesini istedi:
–İlÂhî hukme muvÂfık duşecek hukum (verme melekesi) taleb etti; bu O ’na ve-rildi.
–Kendisinden sonra kimseye verilmeyecek bir saltanat taleb etti; bu da O ’na verildi.
–Mescidin inşaatını bitirdikten sonra, bu mescide sırf namaz kılmak icin gelen-lerin, oradan cıkarken, annelerinden doğdukları gundeki gibi butun gunahları affedil-miş olarak cıkmalarını istedi; bu duÂsı da kabûl edildi.” (NesÂî, MesÂcid, 6; İbn-i MÂce, İkÂme-tu ’s-SalÂt, 196/1408)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi-3, Erkam Yayınları
MESCİDİ AKSA İLE İLGİLİ YAZILAR SİYONİSTLERİN SİNSİ MESCİD-İ AKSA OYUNU MESCİD-İ AKSÂ NERESİ? İslam ve İhsan