
Muminin olumu nasıl olur? Salih bir zata olum geldiği vakit Azrail (a.s) onunla nasıl konuşur? Olumu nasıl gercekleşir? İnsanın en buyuk temennisi onu İslam uzere dunyaya gonderen Allah'tan (c.c.) yine İslam uzere hayırlı bir olumdur...AzrÂil -aleyhisselÂm- sÂlih bir mu ’min kul ile karşılaştı. Ona selÂm verdikten sonra;
“–Seninle bir işim var, bunu sana gizli soyleyeceğim.” dedi ve kulağına eğilerek kendisinin AzrÂil olduğunu soyledi. Mu ’min kul buna sevindi ve şoyle dedi:
“–Hoş geldin, kac zamandır seni bekliyordum. Butun gayretim, noksanlarımı ve kusurlarımı bertaraf edip olum Ânımı guzelleştirebilmek icindi. DÂim son nefesimin endişesi ve hazırlığı icinde idim.”
AzrÂil -aleyhisselÂm- dedi ki:
“–Oyle ise yapmakta olduğun işi tamamla.”
SÂlih zÂt şoyle mukabelede bulundu:
“–Benim en muhim işim, Allah TeÂl ’ya vuslattır.”
Bunun uzerine olum meleği şoyle dedi:
“–Hangi hÂl uzere istersen, o hÂl uzerinde canını alayım.”
Adam sevinerek;
“–Buna imkÂn var mı?” diye sordu.
Melek;
“–Evet, senin icin bununla emrolundum.” deyince;
Adam tebessum icinde;
“–Oyleyse abdestimi tazeleyeyim, namaza başlayayım ve başım secdede iken canımı al.” dedi ve rûhunu bu şekilde huzurla teslim etti. (GazÂlî, İhyÂ, c. 4, s. 834-5)
İşte gafil insanın son nefesi ile Ârif / bilen insanın son demleri arasındaki muazzam fark!..
Dunya, ne yazık ki, bircok insan icin omru gafletle heb etme mekÂnı olmakta. Necip Fazıl, Karacaahmet Mezarlığı karşısında şoyle bir tefekkurde bulunur:
DeryÂda sonsuzluğa fikretmeye ne zahmet!
Al sana dery gibi sonsuz Karacaahmet!
Gobeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?
İnsan o diyarda uyanacak fakat ne care! Her şey elinden gitmiş olacak. Hicbir telÂfi imkÂnı olmayacak. NedÂmetin de hicbir faydası bulunmayacak. Dolayısıyla bu diyarda uyanmalı, burada gafletin pencesinden kurtulmalı ve Âhiret yurduna hazırlanmalı…
YÂ Rabbî!.. Bizleri nefsimizin gafletinden kurtar, Habîb-i Edîbi ’nin muhteşem ahlÂkından hisse alarak, gercek bilenlerden olabilmemizi lutfeyle.
İstikametsizlikten, sebatsızlıktan, kararsızlıktan, tembellikten ve gafletten Sana sığınırız y Rabbî!.. Âmîn!..
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yuzakı Dergisi, Yıl: 2018 Ay: Şubat Sayı: 156
İslam ve İhsan