Allah Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Kur ’Ân-ı Kerîm ’i vakar ile, tÂne tÂne ve duygu derinliği icinde okurdu. Âyet-i kerîmelerin mÂnÂları uzerinde tefekkur eder ve emirlerini derhÂl hayÂtına tatbik ederdi. AllÂh ’ı tesbîh etmekten bahseden Âyetlere gelince; “SubhÂnallah” gibi tesbîh ifÂdeleriyle AllÂh ’ı noksanlıklardan tenzîh ederdi. Dua Âyetleri gelince onlarla AllÂh ’a munÂcÂtta bulunurdu. CenÂb-ı Hakk ’a sığınmaktan bahseden Âyetleri okuyunca, hemen AllÂh ’a sığınırdı.
BÂzen bir Âyet-i kerîmeye oylesine teksîf olurdu ki sabaha kadar o Âyet ile tefekkur ve niyaz hÂlinde bulunurdu.

Ebû Zer -radıyallÂhu anh- şoyle nakleder:

Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- bir gece kıyamda sabaha kadar şu Âyet-i kerîmeyi tekrarlayıp durdu:

“Eğer kendilerine azÂb edersen, şuphe yok ki onlar, Sen ’in kullarındır (dilediğini yaparsın).

ŞÃ‚yet onları bağışlarsan, şuphesiz ki (kudreti ile her şeye ustun gelen) Azîz, (hikmetiyle her yaptığını yerli yerince yapan) Hakîm Sen ’sin!” (el-MÂide, 118) (NesÂî, İftitÂh, 79; Ahmed, V, 156)

Allah Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- yine bir gun yukarıdaki Âyet-i kerîme ile:

“Rabbim, putlar insanlardan bircoğunun sapmasına sebep oldular. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir...” (İbrÂhim, 36) Âyetini okudu. Ardından ellerini kaldırıp:

“AllÂh ’ım! Ummetim, ummetim!” diye yalvarmaya başladı. Bir taraftan da ağlıyordu. Bunun uzerine CenÂb-ı Hak:

“–Ey CebrÂîl! Gerci Rabbin her şeyi daha iyi bilir ama (insanlar da bilsin diye), git, Muhammed ’e nicin ağladığını sor!” buyurdu.

CebrÂîl u geldi. Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ona, ummeti icin duyduğu endişe sebebiyle ağladığını bildirdi.

Bunun uzerine Allah TeÂlÂ:

“–Ey CebrÂîl! Muhammed ’e git ve O ’na;

«Ummetin husûsunda Sen ’i rÂzı edeceğiz ve Sen ’i asla uzmeyeceğiz.» mujdemizi ulaştır.” buyurdu. (Muslim, ÎmÂn, 346)

İşte Allah Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ummetine boylesine duşkun ve merhametli idi. Bu hadîs-i şerîfi iyice tefekkur ederek, bizim O ’na ne kadar muhabbet beslediğimizi ve bu muhabbetimizin delîli olarak Sunnet-i Seniyye ’yi ne kadar yaşayabildiğimizi muhÂsebe etmeliyiz.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Tefekkur
PEYGAMBER -SALLÂLLÂHU ALEYHİ VE SELLEM- EFENDİMİZ, NASIL KUR ’ÂN OKURDU?

İslam ve İhsan