
Cenneti, hastalığının şifasına tercih eden kadın sahabinin sabrı.At İbni Ebî RebÂh ’dan şoyle dediği rivÂyet edilmiştir:
Abdullah İbni AbbÂs -radıyallahu anh- bana:
- Sana cennetlik bir kadın gostereyim mi? dedi. Ben:
- Evet, goster, dedim.
İbn AbbÂs şoyle dedi:
- Şu (iri yarı) siyah kadın var ya! İşte bu kadın (birgun) Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ’e geldi ve:
- Beni sar ’a tutuyor ve ustum başım acılıyor. İyileşmem icin Allah ’a dua ediniz, dedi.
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-:
-“Eğer sabredeyim dersen, sana cennet vardır. Ama yine de sen istersen, sana şifa vermesi icin Allah ’a dua ederim” buyurdu.
Bunun uzerine kadın:
- Ben (hastalığıma) sabrederim. Ancak sar ’a tuttuğu zaman ustumun başımın acılmaması icin dua buyurunuz, dedi.
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- de ona dua etti. (BuhÂrî, Merd 6; Muslim, Birr 54)
HADİSİN ACIKLAMASI Konu ile ilgili başka rivÂyetlerden oğrendiğimize gore aslen Habeşistanlı olan bu iri yapılı, uzun boylu hanımın kunyesi Ummu Zufer idi.
Sar ’a hastalığına tutulmuş olan Ummu Zufer, sar ’a nobeti esnasında bayılıp yere duşuyor, mahrem yerleri acılıyordu. Bu hÂl onu rahatsız ettiğinden hastalıktan kurtulması icin Peygamber Efendimiz ’e geldi ve kendisine dua etmesini istedi.
Peygamber Efendimiz, belÂya sabretmenin cennetle odullendirile-ceğini oğretmek icin ona “İstersen sabret, cennete gir; istersen iyileşmen icin dua edeyim” buyurdu. Cennet ile sağlık arasında tercih yapmak durumunda kalan hanım, sabrı yani cenneti tercih etti. Fakat kendisini asıl uzen şeyin, mahrem yerlerinin acılması olduğunu soyleyerek buna engel olmaya calışması, kendisinin bilincli bir musluman olduğunu gostermektedir.
Burada, sar ’alı kadının şifa isteğine Hz. Peygamber ’in iki şıklı cevap vermiş olması, bazılarınca garipsenebilir. Hatta Hz. Peygamber ’in tedaviye karşı olduğu bile sanılabilir. Halbuki Efendimiz, kendisine muracaat eden kadına, hakkında en hayırlı olan bir şıkkı hatırlatmak suretiyle kadını iki iyilikten birini tercihte serbest bırakmıştır. Bu Hz. Peygamber ’in, ashÂb ve ummetine duyduğu şefkat ve merhametin tabiî bir sonucu ve gostergesidir.
Hz. Peygamber bu davranışıyla aslÂ, tedÂviye karşı cıkmış değildir. “İstersen dua edeyim” buyurması bunun delilidir. Ancak tedÂvisi bulunmayan hastalıklar da olabilir. Bu tur hallerde asıl yapılması gerekli yolu gostermek uzere hastalığa sabretmenin cennet gibi bir bedeli olduğunu duyurmuştur. Yani sabrın sonu cennet, halkımızın deyimiyle “selÂmettir” mesajını vermiştir.
Abdullah İbni AbbÂs Hz. Peygamber ’in uyarısı uzerine, kadının sabrı secmesini dikkate alarak onun daha hayattayken cennetlik olduğu sonucuna varmıştır.
Ote yandan Hz. Peygamber ’in duası makbul olduğu icin kadına dua ettikten sonra onun sar ’a nobetlerinde bir daha ustu-başı acılmamıştır.
HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ 1. Dunyada belÂya sabır, Âhirette insana cenneti kazandırır.
2. Gucu yeten icin azimete sarılmak, ruhsat ile amel etmekten daha ustundur.
Kaynak: Riyazus Salihin, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan