
Cennet ne demektir? Cennetin isimleri ve mertebeleri nelerdir? Cennetin mertebeleri ile ilgili hadisler nelerdir? Kısaca cennet hakkında bilmemiz gerekenler...
Sozlukte “bahce, bitki ve sık ağaclarla ortulu yer” anlamına gelen cennet, terim olarak “ceşitli nimetlerle bezenmiş olan ve muminlerin icinde ebedî olarak kalacakları Âhiret yurdu”na denir. Cennet ve oradaki hayat sonsuzdur.
CenÂb-ı Hak, Âyet-i kerîmede Cennet ’in genişliği hakkında şoyle buyurmaktadır:
“Rabbinizin mağfiretine ve takv sahipleri icin hazırlanmış olup genişliği semÂlar ve yer kadar olan Cennet ’e koşun!” (Âl-i İmrÂn, 133)[5]
CENNET İSİMLERİ Kur'an'da cennet icin ceşitli isimler kullanılmıştır. Cennetin tabakaları olması ihtimali de bulunan bu isimleri şoyle sıralayabiliriz: Cennetu'l-me'v (şehid ve muminlerin barınağı ve konağı olan cennet), cennet-i adn (ikamet ve ebedîlik cenneti), dÂru'l-huld (ebedîlik yurdu), firdevs (her şeyi kapsayan cennet bahcesi), dÂru's-selÂm (esenlik yurdu), dÂru'l-mukame (ebedî kalınacak yer), cennÂtu'n-naîm (nimetlerle dolu cennetler), el-makamu'l-emîn (guvenli makam).
İbn AbbÂs (r.a.)'dan gelen bir rivayette, Cennetin yedi tabakası olduğu haber verilmektedir. Bunlar, Firdevs, Adn Cennet'i, NÂim Cennet'i, Daru'l-Huld, Me'va Cennet'i, Daru's-SelÂm ve İlliyyûn'dur. Bu tabakalardan her birinde, muminlerin yaptıkları iyi işler karşılığında girecekleri veya yukselecekleri derece veya mertebeler vardır.
İslÂm literaturunde cenneti ifade etmek uzere kullanılan isimleri ve cennet tabakalarını şu şekilde sıralamak mumkundur:
1. Cennet: Ebedî saadet yurdunu ifade etmek uzere Kur'an'da, ceşitli hadislerde ve diğer İslamî eserlerde yer alan isimler icinde en cok kullanılan, icindeki butun mekÂn ve imkÂnları kapsayacak şekilde muhtevası geniş olan bir terimdir. Kur'an'da yuz kırk yedi yerde gecmektedir. İslam literaturunde ebedî saadetle ilgili vaadler, ozendirici anlatım ve tasvirler genellikle cennet ismi etrafında yoğunlaşmıştır. Diğer isimler tekil olarak kullanıldığı halde, cennetin cok sayıdaki ayette coğul şekliyle de (cennÂt) yer alması, saadet yurdunun belli bir bolgesinin değil; tamamının adı olduğunu gosterir.
2. Cennetu'n-Naîm: On uc ayette gecmektedir. Arapca'da "refah, huzur, mutlu hayat" anlamına gelen nimet kelimesinden daha kapsamlı bir muhtevaya sahip olan naîm, insana mutluluk veren maddî ve manevî butun guzellikleri ifade etmektedir. Buna gore cennÂtu'n-naîm; mutluluklarla dolu cennetler manasına gelir.
"Beni cennetu'n-naîmin vÂrislerinden kıl." (ŞuarÂ, 26/85)
3. Adn cenneti: En belirgin anlamı ile ikamet etme, ikamet edilen yer demek olan adn, on bir ayette kullanılmıştır. Adn'in, cennetin belli bir bolumunun adı olduğu veya coğul şeklinde kullanılışına bakarak, onun tamamını ifade eden bir isim olduğu anlaşılır.
"Şuphesiz ki, iman edenler ve guzel amel işleyenler yok mu, işte onlar mahlukatın en hayırlısıdır. Onların Rableri katındaki mukÂfatı, zemininden ırmaklar akan, icinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan rÂzı olmuş, onlar da O'ndan rÂzı olmuşlardır. Bu, Rabbinden korkan O'na saygı gosterenler icindir." (Beyyine, 98/7-8)
4. Firdevs: Ozellikle, icinde uzum bulunan bağ bahce anlamına gelir. İki ayette gecer. Firdevs, cennetin tamamını ifade eden bir isim olabileceği gibi, onun ortası, en yuksek ve en değerli bolgesinin ozel adı da olabilir.
"Şuphesiz, iman edip guzel amel işleyenler icin barınak olarak Firdevs cennetleri vardır." (Kehf, 18/107)
5. HusnÂ: İyilik yapanlara Allah tarafından daha buyuk bir iyilikle karşılık verileceğini, ayrıca buna bir de ilave (ziyade) yapılacağını ifade eden Yunus 26. ayetindeki husn (daha guzel, daha iyi, en guzel, en iyi) kelimesinin cennet anlamına geldiği mufessirlerin buyuk coğunluğu tarafından kabul edilmiştir. Ayetteki "ziyade"den maksat da, cennetten Allah'ı gorme şerefine nail olmaktır.
"Guzel davrananlara husn (daha guzel karşılık), bir de ziyade/fazlası vardır. Onların yuzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır ne de bir horluk (gelir). İşte onlar cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedî kalacaklardır." (Yûnus, 10/26)
6. DÂrus's-SelÂm: Maddî ve manevî Âfetlerden, hoşa gitmeyen şeylerden korunmuş olma manasındaki selÂm ile dÂr/yurt kelimesinden oluşan bu terkip, iki ayette cennetin adı veya tabakası olarak zikredilmiştir. Cennetin esenlik yurdu olduğu şuphesizdir. Gercek esenliğin ancak cennette bulunabileceği, sonsuz hayatın, ihtiyac bırakmayan zenginliğin, zillete yer vermeyen şeref ve ustunluğun, eksiksiz bir sıhhatin sadece orada mevcut olduğu anlaşılır.
"Halbuki Allah, DÂru's-SelÂm'a cağırıyor ve O, dilediği kimseleri dosdoğru bir yola hidayet buyurur." (Yûnus, 10/25)
7. DÂru'l-Mukame: Asıl durulacak yer, ebedî ikamet edilecek yurt manasındaki bu terkip de cennete girenlerin Allah'a hamd ve şukur sırasında bulundukları mekÂn icin kullanacakları bir tabir olmalıdır.
"O (Rab) ki lutfuyla bizi DÂru'l-Mukameye / asıl oturulacak yurda (cennete) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak, ne de orada bize bir usanc gelecektir." (FÂtır, 35/35)
8. Cennetu'l-Me'vÂ:
"İman edip guzel amel işleyenlere gelince, onlar icin Me'v cennetleri vardır." (Secde, 32/19)
Bu isimlerin dışında, "ev, konak, şehir, ulke" anlamlarına gelen "dÂr" kelimesi, Kur'an'da dÂru'l-huld (ebediyet / sonsuzluk yurdu), dÂru'l-Âhire (Âhiret yurdu), Âkıbetu'd-dÂr, ukbe'd-dÂr (dunya yurdunun sonu) terkipleriyle cennet anlamında kullanılmıştır.
Her ne kadar İbn AbbÂs Cennet'in tabakalarını yedi ile sınırlandırmışsa da, ayetlerden anlaşıldığına gore, Cennet'in bir cok tabakası vardır. Burada İbn AbbÂs'ın haber verdiği ve ayetlerde adları gecen Cennet tabakaları, Cennet'in en yuksek tabakalarıdır. Cunku bu tabakalarda da bir cok tabaka vardır. Nitekim Allah TeÂlÂ'nın "NÂim Cennetleri" veya "Firdevs Cennetleri" şeklindeki coğul ifade eden ayetleri buna delildir. Ayrıca Ummu HÂrise Hadisinde bu gercek Hz. Peygamber (asm)'in dilinden ifade olunmuştur. Ummu Harise Bedir'de şehit olan cocuğu hakkında Hz. Peygamber (asm)'den bilgi almak uzere gelmiş ve ona Rasûlullah bir cok Cennet olduğunu belirterek, cocuğunun da "Firdevs-i Â'lÂ'da" olduğunu soylemek suretiyle teselli etmiştir [Mansur Ali NÂsıf, et-TÂcu' el-CÂmi' li'l-Usul, fi Ahadisi'r-Rasûl, İstanbul (t.y.), V/4033].
Nitekim Muslim'in Ebû SÂid el-Hudrî'den rivayet ettiği hadiste de, Allah yolunda cihat edenlerin, cihatları sebebiyle Cennet'te yuz derece yukselecekleri, her derecenin arasının ise, yer ile gok arasındaki mesÂfe kadar olduğu, Hz. Peygamber (asm) tarafından haber verilmektedir (Muslim, İmÂre, 116). Hadiste sozu edilen dereceler konusunda ise şu ihtimaller one surulmuştur. Bu dereceleri zahiriyle anlamak mumkundur. Gercekten soz konusu derecelerin, zahirinden anlaşıldığı uzere, birbirinden daha yuksek menziller (tabakalar) olması muhtemeldir. Buna karşılık, yukseklikten kasdın, Cennet'teki nimetlerin cokluğu, insanın veya bir başka yaratığın hic aklına bile gelmemiş, gonlunden dahi gecmemiş iyiliklerin buyukluğu veya cokluğu anlamında olması muhtemeldir. Zira Allah TeÂlÂ'nın mucÂhide lutfettiği iyilik veya comertlik turleri birbirinden cok farklıdır, birbirinden ustundur. Buna gore, nimetlerin fazilet (ustunluk) konusundaki farklılıkları uzaklık acısından yer ile gok arasındaki mesafe gibidir. Fakat el-Kadî Iyad (544/1149) birinci goruşu tercih etmiştir [en-Nevevi, Şerhu Muslim, Kahire (t.y.), XIII/28].
Yine BuhÂrî'nin bir rivayetinde Hz. Peygamber (asm), Allah yolunda savaşan mucÂhidler icin Cennet'te yuz derece (tabaka) hazırlandığını ve iki derecenin arasının yerle gok arası gibi olduğunu haber vermekte ve sozlerine devamla "Allah'dan istediğiniz zaman Firdevs'i isteyin... Cunku Firdevs, Cennet'in ortası ve Cennet'in en yukseğidir (...). Firdevs'ten Cennet nehirleri doğar" buyurmaktadır. (BuhÂrî, Cihad 4)
Aynî, "Firdevs, Cennetin ortasıdır (vasatıdır)." cumlesini, Cennet'in en iyi yeri veya ustunu (efdali) olarak yorumlar ve bu goruşune,
"Boylece sizi en hayırlı bir ummet kıldık." (Bakara, 2/143)
ayetinde gecen "vesetan" kelimesini delil getirir (el-Aynî, Umdetu'l-KÂrî fî Şerhi Sahihi'l-BuhÂrî, İstanbul 1309, VI/539). Ceşitli rivayetlerde Firdevs Cenneti'nin guzellikleri dile getirilmiştir.
Diğer taraftan hadiste soz konusu edilen Cennet dereceleri arasındaki mesafelerin ceşitli rivayetlere gore "yuz senelik mesafe", "beş yuz senelik mesafe" şeklinde değiştiğine işaret edelim (el-Aynî, aynı yer).
Butun bu ayet, hadis ve Âlimlerin yorumlarından Cennet'in bircok tabakası olduğu anlaşılmaktadır. Bu tabakalardan bazılarının daha yuce ve nimetlerinin daha guzel veya daha efdal olması sebebiyle isimleri bize bildirilmiştir. Firdevs Cenneti mertebece en yuksek olan Cennet tabakasıdır. (Ayrıca bk. et-Taberi, Tefsir, Mısır 1954, XVI/37-38)
YAZI İLE İLGİLİ BENZER YAZILAR CENNETTEKİ EN BUYUK NİMET CENNETİN IRMAKLARI CENNET NİMETLERİ CENNETİN GENİŞLİĞİ NE KADARDIR? CENNETTE YORGUNLUK VE BIKKINLIK OLACAK MI? MUSLUMANLAR CENNETE NASIL GİREBİLİR? CENNET NEDİR, NASIL BİR YERDİR? İslam ve İhsan