
Haşr nedir? Mahşer yeri neresidir? Mahşer gunu nasıl olacak? Sırat ’tan ilk gecenler ve Sırat Koprusu ’nden gecerken okunacak dua...İnsanları ve cinleri olumlerinden sonra tekrar diriltecek olan Allah TeÂlÂ, daha sonra onların hepsini “Mahşer” denilen yere toplayacaktır. Buna “haşr” denir. CenÂb-ı Hakk ’ın bir sıfatı da “Hesap gunu icin mahlûkÂtı toplayan” anlamında CÂmiu ’n-nÂs ’tır.
Butun canlıların Mahşer ’e sevki, bunları alacak geniş meydan, gerek Allah ’a gerekse birbirlerine yonelik butun hak ve mesuliyetlerin muhasebesi bize cok zor gorunebilir. Ancak semÂvÂt ve arzın butun ordularına sahip olan Yuce Yaratıcı icin bunun gayet basit olduğunu haber verilir:
“Muhakkak ki hayatı veren de, olduren de biziz. Evet, herkes bizim huzûrumuza donecektir. Yerin yarılıp kendilerinin buyuk bir hızla mahşer meydanına koşacakları gun, mutlaka gelecektir. Bu diriltip mahşerde toplama bize gore cok kolaydır.” (KÂf, 43-44. Bkz. Kamer, 50; LokmÂn, 28)
Resûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- şoyle anlatır:
“Bir adam vardı, (gunah işlemekte) cok ileri idi. Olum gelip catınca oğullarına:
«–Ben olunce, cesedimi yakın, kulumu iyice ezin ve ruzgÂrın onunde savurun. Allah ’a yemin ederim ki, eğer Rabbim beni bir yakalarsa hic kimseye vermediği azabı verir!» dedi. Olduğunde, bu soyledikleri kendisine yapıldı. Allah TeÂl yeryuzune emrederek:
«–Sende ondan ne varsa bana toplayıver!» dedi. Arz da topladı. Adam ayakta duruyordu. CenÂb-ı Hak:
«–Nicin boyle bir vasiyette bulundun?» diye sordu. O kul:
«–Senden korktuğum icin ey Rabbim!» cevabını verdi. Allah TeÂl Hazretleri de onu affetti.” (Muslim, Tevbe, 25; Buhari, Tevhid, 35, Enbiya 50)
HESAP GUNU NE SORULACAK? Varlık Âlemine gelen butun insanları ve cinleri nerede ve ne halde olurlarsa olsunlar mahşer meydanında bir araya getiren, işlerinden ve hÂllerinden hicbir şey kendisine gizli kalmayan Allah TeÂl onlara şoyle hitap eder:
“Bugun mulk ve hÂkimiyet kimin? (Mahşer halkı şu cevabı verir ): Mutlak gÂlip, tek hÂkim olan Allah ’ın!” (Mu ’min, 16)
“İşte o gun insan hakikati anlar, fakat o zaman anlamanın kendisine ne faydası olacak?” (Fecr, 23)
CenÂb-ı Hak, insanlara dunyada hayatının hesÂbını sormaya başlar:
“Kim zerre kadar hayır yapmışsa onu gorur. Kim de zerre kadar şer işlemişse onu gorur!” (ZilzÂl, 7-8)
“O gun ne mal fayda verir ne evlÂd! Ancak Allah ’a kalb-i selîm ile gelenler mustesnÂ!..” (ŞuarÂ, 88-89)
Bir şahıs, Nebiyy-i Ekrem Efendimiz ’e gelerek:
“–Ey Allah ’ın Resûlu, Allah ’ın sana oğrettiklerinden bana da oğret!” demişti. Resûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- onu, kendisine Kur ’an oğretmesi icin ashÂbından birine gonderdi. SahÂbî ona ZilzÂl Sûresi ’ni sonuna kadar oğretti. “Kim zerre kadar hayır yapmışsa onu gorur. Kim de zerre kadar şer işlemişse onu gorur!” Âyetlerine gelince, bu ifadelerden son derece muteessir olan şahıs, derin duşuncelere daldı ve:
“–Bu bana yeter!” dedi. Bu durum Hz. Peygamber ’e -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- haber verilince:
“–Onu bırakın! Zira o hakîkati idrak etti, anlayış sahibi oldu” buyurdu. (Suyûtî, ed-Durru ’l-mensûr, VIII, 597)
Yine, bir bedevi Allah Resûlu ’nun -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- bu Âyetleri okuduğunu dinleyince:
“–Ey Allah ’ın Resûlu, zerre ağırlığı kadar mı?” diye sordu. Resûlullah:
“–Evet” buyurdu. Bir anda hÂli değişiveren bedevî:
“–Vay benim hatÂlarım!” dedi ve bu sozlerini defalarca tekrarlayıp durdu. Sonra da işittiği Âyetleri tekrar ederek kalkıp gitti. Resûlullah onun ardından:
“–İman bu bedevînin kalbine girdi” buyurdu. (Suyûtî, ed-Durru ’l-mensûr, VIII, 595)
Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in şu ifÂdeleri, hesap gununun dehşetini anlatmaya kÂfîdir:
“KıyÂmet gunu Resûllerin de sozu:
«Allah ’ım, selÂmet ver, selÂmet ver!» olacaktır.” (BuhÂrî, EzÂn, 129)
HESAP GUNU NE OLACAK? İnsanlar kıyamet gunu bir meydana toplanır ve dehşet icerisinde beklemeye başlarlar. Bu uzun bekleyiş ve dehşetli korkudan kurtulmak icin Hz. Âdem ’e -aleyhisselÂm- muracaat ederek şefaat isterler. O, insanları Hz. Nûh ’a -aleyhisselÂm- gonderir. O, Hz. İbrahim ’e -aleyhisselÂm-; o, Hz. Musa ’ya -aleyhisselÂm-; o, Hz. İsa ’ya, o da nihayet Resûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’e gonderir. Peygamberler de korku ve dehşet icindedirler. Kendilerini kurtarmayı buyuk bir muvaffakiyet olarak gorurler. Resûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- secdeye varıp Allah ’a en guzel şekilde hamd eder. Kendisine şefaat izni verilince butun insanlık ve bilhassa da ummeti icin derece derece şefaatlerde bulunur.
İnsanlar hesaba cekildikten sonra cehennem uzerine kurulmuş olan SırÂt Koprusu ’nden gecerler. Mu ’minler, bu kopruden gecip Cennete ulaşırlar. KÂfirler ve gunahkÂr mu ’minler, SırÂt ’ın uzerinden Cehenneme duşerler. KÂfirler, hic cıkmamak uzere orada kalırlar. GunahkÂr mu ’minler ise, ya affedilerek veya cezÂlarını cektikten sonra Cennete girerler.
SIRAT KOPRUSU ’NDEN KOLAYCA GECMEK İCİN OKUNACAK DUA Allah Resûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- o dehşet verici anlardan şoyle bahseder:
“Sırat Koprusu ’nde mu ’minlerin şiÂrı: «YÂ Rabbî, selÂmet ver, selÂmet ver!» duasıdır.” (Tirmizî, KıyÂmet, 9/2432)
“…Sırat ’tan ilk gecenleriniz şimşek suratiyle gecerler… Sonra ruzgÂr gibi, sonra kuşun ucuşu ve bir adamın hızla koşması gibi gecerler. Onları bu şekilde amelleri gecirir. Bu esnÂda sizin Peygamberiniz de Sırat ’ın başında durur ve devamlı olarak:
«YÂ Rabbî, selÂmet ver, selÂmet ver!» der. İnsanların amelleri kendilerini Sırat ’tan geciremez hÂle gelinceye kadar bu durum boyle devam eder. Hatta bir kişi gelir, yurumeye guc yetiremez de surunerek gitmeye calışır. SırÂt ’ın iki tarafında asılı cengeller vardır. Bunlar emrolundukları insanları yakalamakla vazifelidirler. İnsanların bir kısmı bu cengeller tarafından tırmalanmış ve yaralanmış vaziyette kurtulur, bir kısmı da cehenneme atılıverir.” (Muslim, İman, 329)
Nasıl ki insan emri altında calışan memurlardan tÂlimatlarına uyan ile uymayanı birbirinden ayırıyor, sozunu dinleyeni seviyor ve karşılığını veriyor, dinlemeyene ise kızıyor ve onu işten atıyorsa, Âhirette de durum buna benzer. Dunyadayken iman edip sÂlih amellerle dolu guzel bir hayat yaşayanlar cennete, inkÂr edenler de cehenneme gideceklerdir. Allah TeÂlÂ, mu ’minlere lutuf ve ihsÂnı ile, kÂfirlere ise adÂletiyle muamele eder.
CenÂb-ı Hak kıyametin ne zaman kopacağını kullarına bildirmemiş, sadece bazı alÂmetlerini haber vermiştir. Dolayısıyla asıl mesele kıyÂmetin ne zaman kopacağı değil herkesin kendi kıyÂmeti olan olume ve olum otesine ne hazırladığıdır.
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
KIYAMET GUNU HAŞR NASIL OLACAK? - VİDEO