
Cennet, Âhiret nimetlerinin yurdudur. Kendisini yaratan ve turlu nimetler lutfeden Rabbine itaat eden insanların mukÂfat gorecekleri yerdir.Mu ’minler, Cennette, kendilerine lutfedilen nimetleri kaybetme ve Allah ’ın rızÂsından uzaklaşma korkusu olmaksızın ebediyyen kalacaklardır. CenÂb-ı Hak şoyle buyurur:
“Ey Âyetlerimize inanan ve musluman olan kullarım! Bugun size korku yoktur. Sizler uzulmeyeceksiniz de. Siz ve eşleriniz buyuk bir sururla ve neş ’eler icinde cennete giriniz! HizmetkÂrlar, altın tepsiler ve kadehlerle onlara ikrÂmlarda bulunmak icin devamlı etraflarında donup dururlar. Orada canlarının istediği, gozlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: «Siz, orada ebedî olarak kalacaksınız, dunyada yaptıklarınıza karşılık size lûtfedilen cennet işte budur. Orada sizin icin pek cok meyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz!» denilir.” (Zuhruf, 68-73)
“Allah ’ın azÂbından korkup fenalıklardan sakınan muttakîler, emîn bir makÂmda, bahcelerde ve pınar başlarında, ince ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karşılıklı oturup sohbete koyulurlar. Evet, boyle olacak! Biz onları iri gozlu hûrilerle de evlendiririz. Onlar orada emniyet icinde, canlarının cektiği her meyveyi isteyebilirler.” (DuhÂn, 51-55)
CENNETLİKLER
Cennetlikler Cennette yiyip icerler, ama buyuk, kucuk abdeste cıkmaz ve sumkurmezler. Sadece hoş kokulu bir geğirti ve ter cıkarırlar. Terleri mis gibi guzel kokar. Yemek kapları ve tarakları altındandır. Kesinlikle yorgunluk ve bıkkınlık hissetmezler. Her birine, son derece guzel ve tertemiz eşler verilir.[1] Evlenecekleri erkek hÂricinde hicbir el dokunmamış olan bu ceylan gozlu kadınlar, eşlerinden başkasıyla ilgilenmez, onların istek ve arzuları dışına cıkmazlar. Peygamber Efendimiz onların ne kadar guzel olduğunu şoyle ifÂde buyurur:
“Cennetlik hanımlardan biri yeryuzune şoyle bir bakacak olsa, yer ile gok arasını aydınlatır!” (BuhÂrî, RikÂk 51)
Resûlullah (s.a.v) şoyle buyurur:
“Cennetlikler cennete girince bir kimse şoyle seslenir: Siz cennette ebediyyen yaşayacak, hic olmeyeceksiniz; hep sağlıklı olacak, hic hastalanmayacaksınız; hep genc kalacak, hic yaşlanmayacaksınız; hep nimet ve mutluluk icinde yaşayacak, hic keder ve sıkıntı cekmeyeceksiniz.” (Muslim, Cennet, 22)
“Cennette yay kadar bir yer, uzerine guneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.” (BuhÂrî, CihÂd 5, 6, Bed'u'l-halk 8, Rikak 51)
“Musa (a.s) Rabbine:
«–Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir?» diye sordu. Allah TeÂl da şoyle buyurdu:
«–O, cennete en son girecek olan kişinin derecesidir. Ona:
“–Cennete gir!” denir.
“–YÂ Rabbî! Herkes yerine yerleşmiş ve alacağını almışken ben nereye gideceğim?” der. Ona:
“–Sana dunya hukumdarlarından birinin mulku kadar yer verilse rÂzı olur musun?” diye sorulur. O da:
“–RÂzıyım y Rabbî!” der. Bunun uzerine Rabbi ona:
“–İşte oyle bir mulk senindir. Bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha” buyurur. Beşincisinde o kişi:
“–RÂzı oldum y Rabbî!” der. Rabbi ona:
“–İşte bu kadar şey hep senindir. Onun on misli de senindir. Bir de neyi arzu ediyorsan, gozun neden hoşlanıyorsa hepsi senindir” buyurunca adam:
“–RÂzı oldum y Rabbî!” diyecek.»
Daha sonra Musa (a.s):
«–Y Rabbî! Cennetliklerin en ustun derecesi nedir?» diye sordu. Allah TeÂl şoyle buyurdu:
«–Onlar benim sectiğim kullardır. Onların kerÂmet fidanlarını kudret elimle ben dikip muhur altına aldım. Onlara hazırladığım nimetleri ne bir goz gormuş, ne bir kulak duymuş, ne de bir kimsenin hatır ve hayalinden gecmiştir.»
Bunun Allah ’ın kitabındaki delili şu Âyettir:
«Yanları yataklardan ayrılır (teheccude kalkarlar), korku ve umid icinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan hayra infÂk ederler. Yaptıklarına mukÂfÂt olarak, onlar icin nice sevindirici ve goz kamaştırıcı nimetlerin saklandığını kimse bilemez.» (Secde, 16-17)” (Muslim, ÎmÂn, 312; Cennet, 5)
“Cennetlikler cennete girince Allah TeÂl onlara:
«‒Size artırmamı istediğiniz başka bir nîmet var mı?» diye soracak. Onlar:
«‒YÂ Rabbî! Yuzumuzu ak etmedin mi? Bizi cennete koyup cehennemden kurtarmadın mı, daha ne isteyelim!» diyecekler.
İşte o zaman Allah TeÂl perdeyi kaldıracak ve CemÂlullah ’ı seyredecekler. Onlara, Rablerine bakmaktan daha sevimli bir nimet verilmemiştir.” (Muslim, ÎmÂn 297; Tirmizî, Tefsîru ’l-Kur ’Ân 11)
Allah Rasûlu (s.a.v) Efendimiz cennete girmenin yolunu şoyle gosterir:
“Bir kimse Cehennemden kurtulup cennete girmeyi istiyorsa, Allah ’a ve Âhiret gunune imÂn etmiş olarak olmelidir. Kendisine yapılmasını istediği şeyleri o da başkalarına yapmalıdır...” (Muslim, İmÂre, 46; NesÂî, Bey ’at, 25; İbn-i MÂce, Fiten, 9)
KİMLER CENNETE GİREMEYECEK?
Rasûlullah (s.a.v) bir gun:
“–İstemeyenler dışında, ummetimin tamamı Cennete girer” buyurmuştu. Bunun uzerine:
“–Ey Allah ’ın Rasûlu, cennete girmeyi kim istemez ki?” denildi. Peygamber Efendimiz:
“–Bana itaat edenler cennete girer, bana karşı gelenler cenneti istememiş demektir” buyurdu. (BuhÂrî, İ ’tisÂm, 2)
Bir kişi Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz ’e:
“–Beni cennete goturecek bir amel soyleyebilir misiniz?” dedi. Rasûl-i Ekrem (s.a.v) de:
“–Allah ’a ibadet eder, O ’na hicbir şeyi ortak koşmazsın. Namazı kılar, zekÂtı verir ve akrabanı gorup gozetirsin!” buyurdu. (BuhÂrî, ZekÂt, 1; Edeb, 10; Muslim, ÎmÂn, 12, 14)
SON SOZ CENNETE GOTUREBİLİR
Yine Allah Resûlu (s.a.v) şu mujdeyi veriyor:
“Kimin son sozu, «LÂ ilÂhe illallah: Allah ’tan başka ilah yoktur» olursa, o kişi Cennete girer.” (Ebû DÂvûd, CenÂiz 20/3116; Ahmed, V, 247; HÂkim, I, 503)
Tabiî son nefeste “l ilÂhe illallah” diyebilmek icin onu bir omur boyu sozlerimizde, davranışlarımızda, işlerimizde ve ahlÂkımızda yaşamamız îcÂb eder. Boyle olursa, hayatın en zor Ânı olan son nefeste “l ilÂhe illallah” kelime-i tevhidi dilimizden kolayca cıkabilir.
[1] Bkz. Bakara, 25; NisÂ, 57; FÂtır, 35; SÂffÂt, 45-49; BuhÂrî, Bed ’u ’l-Halk 8, Enbiy 1; Muslim, Cennet 15-18; Tirmizî, KıyÂmet 60, Cennet 5; İbni MÂce, Zuhd 39.
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan