
Kur ’an-ı Kerîm ’i Allah ’ın bize gonderdiği ozel bir mesaj gibi dikkatli bir şekilde okumaya başladığımızda bazı ayetlerin sarsıcı ikazlarına şahit oluruz. Hatta zaman zaman “Subhanallah! Sanki bu ayeti şimdiye kadar hic okumamışım!...” dediğimiz bile olmuştur. Bu durum, ilahî kelamın daima taze kalışının tabiî bir sonucu olduğu gibi, kalp alemimizin gaflet ve uyanıklık derecesiyle de yakından ilgilidir.Kur ’an ’ı gereği gibi anlamak, ancak sıhhatli bir kalple mumkun olabilecektir. Nitekim “Onlar, Kur ’an ’ı inceden inceye duşunmuyorlar mı? Yoksa kalpler uzerinde kilitler mi var?” (Muhammed Sûresi, 24) ayeti, bu gerceğe işaret etmektedir. Binaenaleyh Muhammed Parsa Hazretlerinin de ifade ettikleri gibi: “Kimin sırrı ve kalbi daha temiz ise Kur ’an ’ı en iyi o anlayacak ve esrar-ı ilÂhiyyeden en fazla o istifade edecektir”.2
KUCUK KIYAMET
Kucuk kıyamet (olum) kopmadan salihlerden olmanın gereğine dikkat ceken şu ayetler, hepimiz icin ne buyuk bir uyarıcıdır:
“Ey muminler! Mallarınız ve cocuklarınız sizi Allah ’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır. Her hangi birbirinize olum gelip de, ‘Rabbim! Beni kısa bir sure daha geciktirsen de sadaka versem ve salihlerden olsam! ’ demeden once size verdiğimiz rızıktan infakta bulunan. (Şunu iyi bilin ki) Allah, suresi dolan hicbir kimseyi ertelemez. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Munafıkûn Sûresi, 9-11)
ŞEYTANÎ VESVESE
Meallerini verdiğimiz bu ayetlerde uzerinde durulması gereken bircok mesaj varsa da biz bunlardan sadece “Rabbim bana kısa bir sure daha versen de sÂlihlerden olsam!” uyarısı uzerinde durmak istiyoruz. Coğumuz, “inşaallah bir gun kendime ceki duzen veririm” duygusuyla omur sermayemizin eriyip gittiğini gormuş ve zaman zaman nedamet duymuşuzdur. Ancak hayatın fÂniliği, gecen zamanın bir daha geriye donmemesi ve daha da onemlisi “son nefes”e ne kadar suremizin kaldığını bilmememiz gibi hakikatler hatırlandıkca, bu duşuncenin şeytÂnî bir vesvese olduğu hemen anlaşılacaktır.
KUR'AN'IN BİZE OĞRETTİĞİ DUALAR
Kur ’an-ı Kerim ’in bize oğrettiği dualardan biri de “Rabbim benim canımı Musluman olarak al ve beni sÂlihler arasına kat” (Yusuf Sûresi, 101; Şuar Sûresi, 83) duÂsıdır. Bu du onemlidir. Zira ebedî mutluluğumuz icin sÂlihlerden olmak gerekmektedir. Nitekim Kur ’Ân-ı Kerim, hak ve hakikate karşı bu dunyada kor olanların ahirette de kor olacaklarını bildirmektedir. Konuyla ilgili olarak Muhyiddin ibn Arabî -kuddisi sirruh-, Abdullah b. Ustaz el-Mervezî adındaki salih bir yÂranından şoyle bir olay nakleder:
“Bir gun, vefat etmiş bulunan din kardeşimi ruyamda gordum ve kendisine:
‘‘- Allah ’ın sana muamelesi ne oldu? ’ ’ diye sordum. Dedi ki:
‘‘- Rabbim beni cennetine koydu ve ben orada Allah ’ın nimetlerinden istediğim gibi yiyip iciyor ve hurilerle beraber oluyorum. ’ ’ Dedim ki:
‘‘- Ben sana bunu sormuyorum; Rabbinin cemalini muşahede edebildin mi? Bana bundan haber ver! ’ ’ Bunun uzerine bana:
‘‘- Ne yazık ki goremedim. O ’nu ancak tanıyanlar (dunyada iken Ârif olanlar) gorebiliyor! ’ ’ dedi ve ben de uyandım.3
İRFAN YOLCULUĞU
Nitekim Âyet-i kerimede şoyle buyrulur:
“Kim bu dunyada kor ise (Allah ’ı ve O ’nun Âyetlerini gormezden gelirse), Âhirette de kordur ve hatta yol bulma- daki şaşkınlığı daha da beterdir”. (İsr Sûresi, 72)
İbn Arabî bu olayı anlattıktan sonra muşahedeye ermek icin ma ’rifetullah (Allah ’ı tanıma) ilminin zaruri olduğunu belirterek, bu ilmin de ancak ariflerden tahsil edilebileceğine dikkat ceker.
Mevlana -kuddise sirruh- da: “Her kim kılavuzsuz yola giderse, iki gunluk yol, yuz yıllık mesafe olur”4 buyurarak irfan yolculuğunda rehberin luzumuna işaret eder.
Dipnotlar:
2) Muhammed Parsa, Tevhide Giriş (Terc. Ali Husrevoğlu), s. 368.
3) İbn Arabî, el-FutuhÂtu ’l- Mekkiyye, IV, 510.
4) Tahiru ’l-Mevlevî, Şerh-i Mesnevî, IX, sh. 154, beyit: 8311
Kaynak: Dr. Adem Ergul, Goklere Yolculuk Var, Erkam Yayınları
İNSAN AHİRETTE NASIL KURTULACAK?
https://www.islamveihsan.com/insan-ahirette-nasil-kurtulacak.html
İslam ve İhsan