ZĂ‚hirî farzlar nelerdir? Namaz kılmanın, umre yapmanın, Allah yolunda cihadın fazileti nedir? Cennet ’e girmeye vesile ameller nelerdir? “Beni Cennet ’e goturecek bir amel soyler misiniz?” sorusuna Peygamber Efendimizin verdiği cevap.Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz, CenĂ‚b-ı Hakk ’ın rızĂ‚sına ve netice itibĂ‚riyle Cennet ’e vesîle olan zĂ‚hirî amellerin, yani dışa yansıyan kulluk tezĂ‚hurlerinin bazılarını, hadîs-i şerîflerinde şoyle haber vermişlerdir:
Rebîa bin KĂ‚‘b -radıyallĂ‚hu anh- anlatıyor:
Rasûl-i Ekrem -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in kapısında geceler, O ’na abdest suyunu hazırlar, ihtiyacı olan şeyleri getirirdim...[1]
Bir gun Allah Rasûlu -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem-:
«–Benden dilediğini iste!» buyurdu. Ben de:
«–Cennet ’te Sen ’inle beraber olmayı isterim.» dedim.
Efendimiz:
«–Başka bir şey istesen olmaz mı?» buyurdu.
Ben ise:
«–Dileğim ancak budur!» dedim.
Bunun uzerine Allah Rasûlu -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem-:
«–Oyleyse cokca secde ederek kendin icin bana yardımcı ol!» buyurdu.” (Muslim, SalĂ‚t, 226)
Yine Peygamber Ă‚şığı sahĂ‚bîlerden biri olan SevbĂ‚n -radıyallĂ‚hu anh- ’tan “insanı Cennet ’e goturecek bir amel tavsiye etmesi” istenmiş ve bu talep uc defa tekrar edilmişti. Bu ısrar uzerine Hazret-i SevbĂ‚n -radıyallĂ‚hu anh- şu hadîs-i şerîfi rivĂ‚yet etti:
“Cok secde etmeye bak! Zira senin Allah icin yaptığın her secde karşılığında, Allah seni bir derece yukseltir ve bir hatĂ‚nı siler.” (Muslim, SalĂ‚t, 225)[2]
Hadîs-i şerîflerde zikredilen “secde”den maksat, -mĂ‚lum olduğu uzere- “namaz”dır. Dolayısıyla Cennet ’e girerek orada AllĂ‚h ’ın Habîbi ’ne komşu olmak isteyenler, bol bol namaz kılmalı, CenĂ‚b-ı Hakk ’a yakınlık anları olan secdeleri artırmalıdırlar. Hazret-i Peygamber -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- ’in Cennet ’teki mevkii, peygamberlerin de uzerinde olan, zirve bir makamdır. Cennet ’te Peygamber Efendimiz ’le beraber olabilmek icin, O ’nunla bugun hĂ‚l beraberliği, fiil beraberliği, hissiyat ve fikriyat beraberliği icinde bulunmak ve bilhassa huşû icinde cokca namaz kılmak şarttır.
MUMİNİN MİRACI NAMAZ Dînin direği, mu ’minin mîrĂ‚cı olan namaz; CenĂ‚b-ı Hakk ’ın rızĂ‚sına, dolayısıyla da Cennet-i ÂlĂ‚ ’sına nĂ‚il olmanın en buyuk vesîlelerinden biridir. Allah Rasûlu -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurmuşlardır:
“Kim sabah-akşam cĂ‚miye gider gelirse, her gidip gelişinde Allah TeĂ‚lĂ‚ o kimseye Cennet ’teki ikramını hazırlar.” (BuhĂ‚rî, EzĂ‚n, 37; Muslim, MesĂ‚cid, 285)
“Musluman bir kimse, farzların dışında nĂ‚file olarak her gun Allah rızĂ‚sı icin on iki rekĂ‚t namaz kılarsa, Allah TeĂ‚lĂ‚ ona Cennet ’te bir koşk yapar.” veya “Ona Cennet ’te bir koşk yapılır.” (Muslim, MusĂ‚firîn, 103)[3]
“Allah ’tan korkunuz. Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekĂ‚tını veriniz. İdarecilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde doğruca) Rabbinizin Cennet ’ine girersiniz.” (Tirmizî, Cum ’a, 80)
“Ey insanlar! SelĂ‚mı yayınız, yemek yediriniz, akrabanızla alĂ‚kanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken siz namaz kılınız. Bu sayede selĂ‚metle Cennet ’e girersiniz.” (Tirmizî, KıyĂ‚met, 42)[4]
Yine bir kişi Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’e:
“–Beni Cennet ’e goturecek bir amel soyler misiniz!” dedi.
Rasûl-i Ekrem -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- de:
“–AllĂ‚h ’a ibadet eder, O ’na hicbir şeyi ortak koşmazsın. Namazı kılar, zekĂ‚tı verir ve akrabanı gorup gozetirsin!” buyurdular. (BuhĂ‚rî, ZekĂ‚t 1, Edeb 10; Muslim, ÎmĂ‚n, 12, 14)[5]
İŞLENEN GUNAHLARA KEFARET OLAN İBADET Namaz gibi daha pek cok amelin de Cennet vesîleleri olduğunu bildiren hadîs-i şerîfler bulunmaktadır. Bunlardan birinde Allah Rasûlu -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurmuşlardır:
“Umre ibadeti, daha sonraki bir umreye kadar işlenecek gunahlara kefĂ‚rettir. Mebrûr bir haccın karşılığı ise, ancak Cennet ’tir.” (BuhĂ‚rî, Umre, 1; Muslim, Hac, 437)
Yine Cennet mujdesi taşıyan zĂ‚hirî amellerden biri de “ilm-i nĂ‚fî” yani “faydalı ilim” tahsilidir. Bu hususta da Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurmuşlardır:
“Kim ilim oğrenmek icin yola cıkarsa, Allah TeĂ‚lĂ‚ ona Cennet yolunu kolaylaştırır. Melekler, ilim oğrenenlerden hoşlandıkları icin onlara kanat gererler. Goklerde ve yerde bulunan varlıklar, hattĂ‚ sudaki balıklar bile Ă‚limlerin bağışlanması icin AllĂ‚h ’a yalvarırlar. Bir Ă‚limin sadece ibadetle meşgul olan bir kimseye ustunluğu, on dorduncu gecesinde Ay ’ın diğer yıldızlara ustunluğu gibidir. Âlimler peygamberlerin mirascılarıdır. Peygamberler, altın-gumuş değil, sadece ilmi miras bırakmışlardır. İşte bu ilim mirasına konan kimse, cok buyuk bir kısmet kazanmış olur.” (Ebû DĂ‚vûd, İlim, 1; Tirmizî, İlim, 19)
CENNET ’E GİRMEYE VESİLE AMELLER Bir gun Allah Rasûlu -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem-, sahĂ‚beden yanında bulunanlara:
“–İcinizde bugun kim orucludur?” diye sordu.
Ebû Bekir -radıyallĂ‚hu anh-:
“–Ben orucluyum, yĂ‚ RasûlĂ‚llah!” dedi.
Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-:
“−Bugun kim bir cenĂ‚ze namazına iştirĂ‚k etti?” buyurdu.
Ebû Bekir -radıyallĂ‚hu anh-:
“–Ben, yĂ‚ RasûlĂ‚llah!” dedi.
Peygamber Efendimiz:
“–Bugun kim bir yoksul doyurdu?” diye sordu.
Hazret-i Ebû Bekir:
“–Ben, yĂ‚ RasûlĂ‚llah!” dedi.
Fahr-i KÂinÂt Efendimiz:
“–Bugun bir hasta ziyaretinde bulunanınız var mı?” diye sordu.
Yine Ebû Bekir -radıyallĂ‚hu anh-:
“–Ben, ey AllĂ‚h ’ın Rasûlu!” dedi.
Bunun uzerine Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurdu:
“–Kim bu sĂ‚lih amelleri bir araya getirirse o mutlakĂ‚ Cennet ’e girer.” (Muslim, FedĂ‚ilu ’s-SahĂ‚be, 12)
ALLAH YOLUNDA CİHADIN FAZİLETİ Kulu CenĂ‚b-ı Hakk ’ın rızĂ‚sına ve Cennet ’ine nĂ‚il eden zĂ‚hirî amellerin en muhimlerinden biri de Allah yolunda cihĂ‚d etmektir. Âyet-i kerîmede şoyle buyrulur:
“Allah mu ’minlerden, canlarını ve mallarını, kendilerine (verilecek) Cennet karşılığında satın almıştır. Cunku onlar Allah yolunda savaşırlar, oldururler, olurler. (Bu), Tevrat ’ta, İncil ’de ve Kur ’Ă‚n ’da Allah uzerine hak bir vaaddir. Allah ’tan daha cok sozunu yerine getiren kim vardır! O hĂ‚lde O ’nunla yapmış olduğunuz bu alışverişinizden dolayı sevinin! İşte bu, (gercekten) buyuk kazanctır.” (et-Tevbe, 111)
RivĂ‚yete gore bu Ă‚yet-i kerîme, Mekke ’de ağır cileler altında tevhid mucĂ‚delesi veren Peygamber Efendimiz ’i kendi beldelerine dĂ‚vet eden Medîneli mu ’minlerin, Akabe ’de yaptıkları bey ’at uzerine nĂ‚zil olmuştur. Bu bey ’atte Medînelilerden Abdullah bin RevĂ‚ha -radıyallĂ‚hu anh- ayağa kalkarak:
“–YĂ‚ RasûlĂ‚llah! Rabbin ve kendin icin, bize istediğin şartı koşabilirsin.” dedi.
Rasûl-i Ekrem -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurdu:
“–Rabbim icin şartım, O ’na ibadet etmeniz ve hicbir şeyi O ’na ortak koşmamanızdır. Kendi hakkımdaki şartım ise, canlarınızı ve mallarınızı nasıl koruyorsanız, beni de oylece korumanızdır.”
Medîne ’den gelen mubĂ‚rek sahĂ‚be topluluğu:
“–Boyle yaparsak karşılığında bize ne var?” diye sordular.
Hazret-i Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- cevÂben:
“–Cennet var!” buyurunca oradakiler:
“–Ne kĂ‚rlı bir alışveriş! Bundan ne doneriz, ne de donulmesini isteriz!” dediler. (İbn-i Kesîr, Tefsîr, II, 406)
Abdullah bin RevĂ‚ha -radıyallĂ‚hu anh-, Mûte Harbi ’nde bu kĂ‚rlı alışverişi tamamlamış, Allah Rasûlu ’nden şehîd olacağı mujdesini alarak, savaşta can vereceğini bile bile îman heyecanıyla muhĂ‚rebeye katılmış, malını beytu ’l-mĂ‚le, canını da CenĂ‚b-ı Zu ’l-CelĂ‚l ’e takdîm ederek Cennet-i ÂlĂ‚ ’ya ucmuştur.
Diğer sahĂ‚bîler de muhtelif yerlerde, Allah yolundaki tebliğ ve gayretlerine devam ederek bu bey ’atlerine sĂ‚dık kalmışlar, mĂ‚nevî ticaretlerini bereketlendirmişlerdir.
CENNET ’İ MUJDELEYEN AMELLER Burada şu hususu da hatırlatmak isteriz ki; namaz, oruc, zekĂ‚t, hac, ilim, tebliğ, cihad gibi butun sĂ‚lih ameller, ancak dînin diğer farzlarına ilĂ‚veten işlendiğinde Cennet vesîlesidirler. Yani dînin her mu ’mine yuklediği aslî ve asgarî kulluk vazifelerini ihmĂ‚l edip de Cennet mujdesi taşıyan amellerden yalnızca birini îfĂ‚ etmekle kurtulacağını zannetmek, kişinin kendini aldatmasından ibĂ‚ret bir gaflettir.
Dipnotlar:
[1] İbn-i Sa‘d, IV, 313.
[2] Ayrıca bkz. Ebû DĂ‚vûd, Tatavvu, 22; Tirmizî, SalĂ‚t, 169; NesĂ‚î, Tatbîk, 80, 89.
[3] Ayrıca bkz. Ebû DĂ‚vûd, Tatavvu, 1; Tirmizî, SalĂ‚t, 189; NesĂ‚î, KıyĂ‚mu ’l-Leyl, 66, 67.
[4] Ayrıca bkz. İbn-i MĂ‚ce, İkĂ‚met 174, Et ’ime 1.
[5] Ayrıca bkz. NesĂ‚î, SalĂ‚t, 10.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları


İslam ve İhsan
DORT ŞEY VARDIR Kİ ZÂHİRİ FAZÎLET BÂTINI İSE FARZDIR
ZAHİRİ İTTİBA VE BATINİ İTTİBA NEDİR?