
AshÂb-ı kirÂmın muhabbet ve gayret dolu hayatlarına baktığımızda goruruz ki; kalpler, Allah ile beraberliğin huzuruna ermişse, mÂzeretler Âdeta buharlaşır, yaralar derman bulur, acılar diner, uzun yollar kısalır, sıcaklar serin ve selÂmet olur. Cunku onların kalplerinde hicbir fizikî acı, Allah Rasûlu ’nden ayrı duşmenin acısı kadar ağır değildi. O ’nunla beraber olduktan sonra, O tebessum ettikten sonra; cileler gullere, zahmetler rahmete inkılÂb etmekte idi…Uhud Harbi ’nde Abdullah bin Sehl ile kardeşi RÂfî -radiyallÂhu anhumÂ-, Fahr-i KÂinat -sallallÂhu aleyhi ve sellem- ile birlikte savaşmışlar ve yaralı olarak Medine ’ye donmuşlerdi. Allah Rasûlu, duşmanı takip icin muslumanları yeniden bir araya toplanmaya cağırdı. Bunu işiten iki kardeş;
“–VallÂhi bir binitimiz yok, yaramız da ağır. Fakat Rasûlullah -sallallÂhu aleyhi ve sellem- ’in bulunduğu bir seferi de kacırmak istemeyiz.” diyerek hemen yola cıktılar.
Yarası diğerine gore hafif olan, ağır yaralı olanın kÂh yurumesine yardım etti, kÂh onu sırtında taşıdı. Boylece, Âlemlerin Efendisi ’nden ayrılmamış oldular. (İbn-i HişÃ‚m, III, 53)
Kalp, itmi ’nÂna ermişse, mazeretler buharlaştı. Yaralar derman buldu. Acılar dindi. Yollar kısaldı. Sıcaklar serinledi. Cunku kalplerinde hicbir fizikî acı, O ’ndan ayrı duşmenin acısı kadar ağır değildi. O ’nunla beraber olduktan sonra, O tebessum ettikten sonra; cileler gullere, zahmetler rahmete inkılÂb etmekte idi.
Bedir ’de esirler alınmıştı. İslÂm ahlÂkı, esirlere en guzel şekilde sergilendi. Efendimiz; esirlere insanca muamele etmenin uzerinde o kadar durdu ki, zaten cok az sayıda bineğe sahip olan Bedir ashÂbı, zaman zaman bineklere esirleri bindirdiler, kendileri o col sıcağında o uzun mesafeyi yaya olarak yuruduler. Bu fazîletli muamele neticesinde, o esirlerin bircoğu muteÂkip senelerde suhûletle İslÂm ’a girdi.
İnsanlık tarihini, medeniyetleri, milletlerin birbirleriyle savaşlarını, zulum ve yıkımları tetkik eden bircok mutefekkir; bedbinleşmiş, insanın tabiatının kotu, bencil ve zalim olduğu, dolayısıyla, onun ortaya koyacağı her şeyin kotuluğe sebebiyet vereceği gibi bedbin (kotumser-karamsar) fikirler kaleme almışlardır.
HÂlbuki İslÂm medeniyetinde, insaniyetin zirvesi defalarca sergilenmiştir.
Allah Rasûlu ’nun emrine ittib icin, esirlerine boyle davranan mu ’minler; din kardeşleri icin cok daha buyuk fedÂkÂrlıklar yaptılar. Oyle ki yeri geldi, muhtac bir kardeşi icin Ânında bir omurluk hayallerinden vazgectiler.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yuzakı Dergisi, Yıl: 2016 Ay: Aralık Sayı: 142pe
KONU İLE İLGİLİ VİDEO İslam ve İhsan