Bir Musluman Allah ve Resulu ’nun rızasını nasıl kazanabilir?CenÂb-ı Hak buyuruyor:
“…Onlar Allahʼtan lûtuf ve rız isterler…” (Fetih, 29)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular:
“…AllÂh'ın ve Rasûlu ’nun rızÂsını, yine AllÂh'a ve Rasûlu ’ne muhabbet beslemekte arayınız.” (Senderûsî, Keşf-i İlÂhî, II, 651; Halebî, Mevsûatu ’l-EhÂdis, VI, 492/16010)
BÂyezîd-i BistÂmî Hazretleri buyurur:
“Kalbimi semÂya goturduler. Butun melekûtun cevresini dolaşıp geri dondu. Kalbime:
«–Oradan ne getirdin?» diye sordum:
«–Muhabbet ve rızÂ! Zira orada bu ikisinin rağbet gorduğunu muşÃ‚hede ettim.» dedi.”
CenÂb-ı Hak, velî kullarına zaman zaman birtakım mÂnevî hÂller, kalbî keşifler, sunûhat, zuhûrat ve ilhamlar ihsÂn edebilir. Bunlar bÂzen ruyÂda, bÂzen uyku ile uyanıklık arasında, bÂzen de derin tefekkur ve murÂkabe esnÂsında gercekleşir. BÂyezîd-i BistÂmî Hazretleriʼnin bu beyanları da -AllÂhu a‘lem- bu minvaldeki bir muşÃ‚hedenin eseridir. Bu nevî ifadeler, şerʼî bir hukum vasfı taşımasa da, mÂrifetullah yolunun samimî yolcularına yuksek ufuklar acar.
Hakîkaten muhabbet ve rızÂ, îman nûrunun tecellîgÂhı olan kalbin en muhim iki amelidir. Bu ikisi, muʼminin Hakkʼa giden gonul yolculuğundaki terakkîsinin de en buyuk sermayeleridir. Zira îmÂnın temelinde de muhabbet vardır. Îman, bir bakıma AllÂhʼa ve Oʼnun sevdiklerine duyulan sonsuz bir muhabbetle bağlılıktır. Muhabbetin kantarı ise fedakÂrlıktır. Dolayısıyla, seven, sevgisi olcusunde fedakÂrlık yapmayı, en buyuk nîmet, lezzet ve saÂdet bilmelidir.
CenÂb-ı Hakkʼı gercekten seven bir kul, Oʼnun kendisi hakkındaki -kahır veya lûtuf- butun takdîrini de sever. Bu ise rız hÂlidir. Hatt CenÂb-ı Hakkʼa muhabbetle dolu olan bir kalp, Oʼnun kendisi hakkındaki takdîrini; kendi niyet, hayal ve arzularından cok daha hayırlı olarak telÂkkî eder. (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Mart-2015)
İslam ve İhsan
CENAB-I HAK BİZDEN NASIL RAZI OLUR?