Hayatla roportaj yaptığımı gordum ruyamda.

"Benimle roportaj mı yapmak istiyorsun?" diye sordu Hayat.

"Zamanın var mı?" diye sordum.

Gulumsedi.

"Benim zamanım Sonsuzluk" dedi Hayat. "Ne sorular var yureğinde?"

"İnsanlarla ilgili en cok neye şaşıyorsun?" diye sordum.

Hayat yanıt verdi.

"Cocukluktan sıkılıp buyumek icin acele ediyorlar, sonra yine cocuk olmanın ozlemini duyuyorlar. Para kazanmak icin sağlıklarını kaybediyorlar, sonra sağlıklarını kazanmak icin paralarını kaybediyorlar. Gelecekle ilgili endişelenmekten şimdiyi unutuyorlar. Sonra da ne şimdiyi ne geleceği yaşayabiliyorlar. Deneyim iyi bir oğretmendir diyorlar ama deneyimin faturasını odemek istemiyorlar. Hayatlarını kazanmak icin eğitim alıyorlar ama yaşam ustası olmayı bilmiyorlar. Bu nedenle de, hic olmeyecekmiş gibi yaşıyorlar, hic yaşamamış gibi oluyorlar."

Hayat elimi tuttu. Bir sure sessiz kaldık.Derin bir nefes aldım. Ona, insanların neleri oğrenmelerini istediğini sordum.

Hayat yanıtladı.

"Hic kimseyi seni sevmeye zorlayamayacağını, yapabileceğin tek şeyin seni sevmelerine izin vermelerini isterdim. Affetmenin affederek oğrenilebileceğini oğrenmelerini isterdim. Başkalarıyla kendilerini kıyaslamamayı oğrenmelerini isterdim. İki insanın aynı şeye bakıp farklı şeyleri gorebileceğini oğrenmelerini isterdim."

"Zengin insanın en cok şeye sahip olan değil, en az şeye ihtiyac duyan insan olduğunu oğrenmelerini isterdim. Bir sevecen yureği derinden yaralamanın bir anda olduğunu; ama iyileştirmenin cok uzun surduğunu oğrenmelerini isterdim. Seni seven insanların duygularınmı nasıl ifade edebileceklerini bilmedikleri icin seni sevmediklerini sanmak yerine onların sevgisini hissetmeyi oğrenmelerini isterdim."

Hayat derin bir nefes verdi. Hayatın nefesi kelimelere donuştu.

"Soylediklerimi yureğine kaydet" dedi. Soylediği cumleyi yureğime kaydettim.

"Başkalarını affetmek yeterli değil, kendini de affetmeyi oğren".

Yureğim kuş gibi hafiflemişti.

"Son bir soru daha, Hayat" dedim. "Benden ne istiyorsun?"

Butun odayı beyaz bir ışık kapladı... ve Hayat yanıtladı.

"Senin kendin olmanı istiyorum, yoksa başkası olurdun. Sana bugun ihtiyacım olduğunu bil, yoksa bugun benimle olmazdın. Kendi eşsizliğini ve biricikliğini bil; cunku ben kendimi tekrar etmeyecek kadar yaratıcı ve zenginim. ve gercekten TEK değerli olanım. Değerimi bil."

Hayat'ın icimde dışımda her yerde aktığını hissettim. Kendimizi sevdiğimiz kadar Hayat 'ı sevebilirdik ancak. Ne daha az ne daha fazla.