Allah Rasûlu ’nu sevmek, O ’na itaati ve kalbî rÂbıta ile beraberliği gerektirir. Zira muhabbet, iki kalp arasındaki bir cereyan hattıdır ve sevginin seviyesi, bu hattın keyfiyetine bağlıdır. Bu kalbî beraberlik; nebevî ahlÂktan nasîb alarak duygu derinliğine varabilmek ve HÂlık ’ın nazarıyla mahlûkÂta bakış tarzını kazanabilmekle mumkundur.Gonuller, Allah Rasûlu ’nun hÂliyle hÂllenebildiği olcude O ’nunla beraberliğin feyz ve bereketine nÂil olabilir. Boyle bir muhabbet ise, itaat, fedÂkÂrlık ve gayrete bağlıdır. AllÂh ’a muhabbet, O ’nun Rasûlu ’ne buyuk bir îman vecdiyle tÂbî olmayı gerektirir. Nitekim Âyet-i kerîmelerde buyrulur:

(Rasûlum!) De ki: Eğer AllÂh ’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve gunahlarınızı bağışlasın...” (Âl-i İmrÂn, 31)

“İnsanlardan oyleleri de var ki, AllÂh ’ın rızÂsını kazanmak icin kendini (ve malını) fed eder...” (el-Bakara, 207)

İnsanın mechullerini mÂlum kılacak, kabir ve Âhiret gibi idrÂk otesi Âlemlerin karanlık gecit ve surprizlerini aydınlatacak ve insanın rûhunu huzura kavuşturacak olan, CenÂb-ı Hakk ’a tam bir teslîmiyet ve muhabbetle itaattir. Kul, ancak bu sûretle Hakk ’ın rÂzı olacağı mÂnevî bir olgunluğa erişir.

EN SELÂMETLİ YOL

Bu hususta tÂkip edilecek en selÂmetli yol da, Rabbimizin butun insanlığa kÂmil insan modeli olarak armağan ettiği Hazret-i Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’in nurlu izinden gitmektir. O ’nun gonul dokusundan hisse alarak, ilÂhî aşk, vecd ve muhabbette derinleşmeye calışmaktır.

Kaynak: Osman Nûri topbaş, Hak Dostlarının Ornek AhlÂkından 2, Erkam Yayınları, 2012
İslam ve İhsan