Kelime-i tevhîdin Allah katındaki yuksek kıymetini şu hÂdise de ne guzel ifÂde eder:Bir mumin ebedî saÂdet ve saltanata erebilmek icin, omur boyu kelime-i tevhîdin muhtevÂsı icinde yaşamaya gayret etmesi şarttır. Yani kul, Allahʼtan gayrı zÂhirî ve bÂtınî butun ilÂhları reddedip gonlunu Allah inancıyla doldurur ve son Ânına kadar bu minvÂl uzere bir hayat yaşarsa, îmÂn ile can verip Cennetʼe nÂil olması umîd edilir. İstisnÂlar hÂric, bu hakîkate zıt bir hayat yaşayan kimsenin son nefeste, “LÂ ilÂhe illÂllÂh” diyebilmesi cok zordur. Nitekim bir hadîs-i şerîfte de:

“Bir kimse son nefeste (hÂlis bir kalp ile) kelime-i tevhîd getirirse, Cennetʼe girer...” buyrulmuştur. (HÂkim, Mustedrek, I, 503)

Zira diğer bir hadîs-i şerîfte de;

“Nasıl yaşarsanız oyle olursunuz, nasıl olurseniz o şekilde haşrolunursunuz.” buyrulmuştur. (MunÂvî, Feyzuʼl-Kadîr, V, 663)

Ubeydullah AhrÂr Hazretleri nakleder ki:

“Bir aziz zÂt, Nakşibend Hazretleri ’ni vefatından sonra ruyasında gormuş ve ona:

«–Ebedî kurtuluşumuz icin ne yapalım?» diye sormuş. HÂce Hazretleri şu cevÂbı vermiş:

«–Son nefeste neyle meşgul olmak gerekiyorsa onunla meşgul olun!» Yani, son nefeste nasıl ki tamamen Hak TeÂl ’yı duşunmeniz lÂzımsa, hayatınız boyunca da o şekilde uyanık olunuz!”
Bu yuzden omur boyu, son nefesi îmÂn ile verebilmenin hazırlığı icinde bulunmak gerekir. Aksi takdirde, yani tevhîd muhtevÂsında bir kulluk hayatı yaşamadan, sadece kelime-i tevhîdi soylemekle kurtulacağını ummak, boş bir hayaldir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İmÂm-ı RabbÂnîʼden Hikmetler , Erkam Yayınları
İslam ve İhsan