AllÂh ’ın sevdiği bir kul olabilmek husûsunda Peygamber Efendimiz ’i tanımanın, sevmenin ve itaat etmenin ehemmiyeti nedir?Hazret-i MevlÂn ’nın veciz bir ifÂdesi vardır:
“İki dunyÂ, bir gonul icin yaratılmıştır! «Sen olmasaydın, Sen olmasaydın bu kÂinÂtı yaratmazdım!..» ifÂdesinin mÂnÂsını iyi duşun!..”
İLK YARATILAN NÛR Varlıkların yaratılışında, Allah TeÂl ’nın, sevgili Rasûlu Efendimiz -aleyhissalÂtu vesselÂm- ’a olan muhabbetinin muhim bir yeri vardır. İlÂhî muhabbet sÂikıyla yaratılan kÂinÂtın ve onun ozu durumundaki insanın aslî cevherini “Muhammedî Nûr” teşkîl eder. İlk yaratılan nûr, O ’nun nûrudur. Butun varlıklar, O nûrun şerefine halk edilmiştir.
Nerede bir guzellik varsa, O nûrdan bir akistir. Âlemde bir cicek bile acılmaz ki, O ’nun nûrundan olmasın! O ki, O ’nun hurmetine varız. O, sol­mayan, aksine gun gectikce tÂzelik ve tarÂveti daha da artan, serÂp nûrdan ibÂret bir gonca-yı ilÂhî... Butun varlıklar O ’nun medyûnu ve meclûbu… Nite­kim Fahr-i KÂinÂt Efendimiz bu hakîkati ifÂde sadedinde buyurmuşlardır ki:
“Cinlerin ve insanların Âsîleri hÂric, yer ile gok arasındaki her şey, benim AllÂh ’ın Rasûlu olduğumu bilir.” (Ahmed, III, 310)
Nitekim şehidler meşheri Uhud, O ’nu tanıdı. Mescid-i Nebevî ’deki hurma kutuğu, O ’nu tanıdı ve hasretiyle inledi. HayvanÂt bile O ’na sığınıp O ’nu kendine dert ortağı yaptı… O ’nu ancak Ebû Cehil ve emsÂli, olu kalpli nasipsizler tanıyamadı, anlayamadı, goremedi; kendileri gibi etten bir kalıp zannetti…
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, 40 Soru 40 Cevap, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan