Butun insanlık, Allah TeÂlÂʼnın varlığına ve birliğine îmÂn ile şereflense, yi­ne Oʼnun şÃ‚n-ı ulûhiyyetini zerre kadar artıracak değillerdir.CenÂb-ı Hakkʼın bizim kulluğumuza ihtiyacı yoktur. O, butun ihtiyaclardan munezzehtir. Dolayısıyla beşeriyetin îmÂnı veya inkÂrı -CenÂb-ı Hakkʼa değil- yalnızca kendisine fayda veya zarar verebilir.

ALLAH'IN EN SEVDİĞİ KELİME

Bununla birlikte Allah TeÂlÂ, sonsuz merhameti muktezÂsınca, yarattığı insanların hidÂyetini ve saÂdetini ister. Onların îmÂn ile şereflenmelerini, boylece ilÂhî mukÂfatlarına lÂyık hÂle gelmelerini arzular. Bu sebeple Allahʼtan başka ilÂh olmadığı hakîkatinin kabûlu demek olan kelime-i tevhîd, CenÂb-ı Hakkʼın en sevdiği kelimedir. Zira bu kelimenin lÂyıkıyla idrÂk edilip kalben tasdik edilmesi;

1- Kulun fısk u fucurdan ve butun fÂnî kapılardan yuz cevirip yalnızca CenÂb-ı Hakkʼın dergÂh-ı ulûhiyyetine sığınması mÂnÂsına gelir.

2- Ruy ve hayal mesÂbesindeki bÂtıl ilÂhları reddedip yegÂne gercek olan AllÂhʼa teslîm olmasını ifÂde eder.

3- İnsanın gozunde ve gonlunde putlaştırdığı şeytanî ve nefsÂnî butun bağları koparıp atarak yalnızca Hakkʼa kullukta tadılabilecek olan hakîkî hurriyete kavuşması demektir.

Bundan dolayıdır ki Allah TeÂlÂ, elîm bir azÂbı hak etmiş olan nice insanı, kelime-i tevhîdi soyleyip onun istikÂmetine girmeleri sebebiyle af ve mağfiretine mazhar etmiştir. Peygamber Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- de yıllarca zulum ve işkencelerine mÂruz kaldıkları muşrikleri, kelime-i tevhîdi soyleyerek yuce huzurlarına yuz surmeleri hatırına affetmiş, onları da mubÂrek ashÂbının arasına kabul buyurmuştur.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İmÂm-ı RabbÂnî, Erkam Yayınları, 2015
İslam ve İhsan