
Omur, sınırlı bir imtihan muddetidir. Bir sefere mahsus verilen ve tekrarı olmayan bir muhletten ibÂrettir. Zira dunyaya tekrar gelme imkÂnı olsaydı, ilÂhî imtihanın sırrı ve mantığı ortadan kalkardı.Omur de, olum de bir sefere mahsus olduğundan, hayat nîmetini Hakkʼın rızÂsına gore değerlendirmek ve sÂlih ameller işleyip olumu hazırlıklı olarak karşılamak îcÂb eder. Âyet-i kerîmede buyrulur:
“O (Allah) ki, hanginizin daha guzel davranacağını imtihan etmek icin olumu ve hayatı yaratmıştır...” (el-Mulk, 2)
OMRUN BAHARI; GENCLİK
Bununla birlikte, kundak ile tabut arasında, inişli cıkışlı, değişen şartlar ve surprizlerle dolu bir yolculuk olan hayatın Âdeta bahar mevsimi de “genclik”tir. Cunku genclik; calışkanlık, zindelik, cesaret, metÂnet, heyecan ve kuvvet mevsimidir. Bu sebeple, hayatın en bereketli ve en muhim cağıdır.
CenÂb-ı Hak Âyet-i kerîmede:
“Kime uzun omur verirsek Biz onun yaratılışını (gelişmesini, gucunu, kuvvetini) tersine ceviririz. Hic duşunmuyorlar mı?” (YÂsîn, 68) buyuruyor.
Ustelik herkesin uzun yaşayacağına dair bir garantisi de bulunmuyor. Omur kandili genclik cağında, hatt daha erken de sonebilir. Nitekim bir kabristanı dolaşan herkes, orada kendi yaşında veya kendisinden de genc yaşta vefÂt etmiş bircok kimsenin kabrine rastlayabilir.
GENCLİK NİMETİ
MevlÂn Hazretleri buyurur:
“Genclik cağı, yemyeşil, ter u tÂze bir bağa benzer. Bol bol meyveler verir. İhtiyarlıkta ise beden, corak toprak gibi gevşer, dokulur. Corak bir tarla­dan da hicbir vakit hoş bir bitki yetişmez.”
CenÂb-ı Hak, insanın genclik devresine ayrı bir guc-kuvvet lûtfediyor. O devre gectikten sonra ise Âdeta bir sonbahar mevsimi başlıyor. Vucut şÃ‚kulunden kayıyor. Zihnî kapasitede azalma, kÂbiliyetlerde Ârızalar başgosteriyor.
“HİC DUŞUNMUYORLAR MI?”
CenÂb-ı Hak yukarıdaki Âyet-i kerîmede bu hakîkatleri hatırlattıktan sonra; “Hic duşunmuyorlar mı?” diye soruyor. Yani hayatımıza dÂir ciddî bir tefekkur iklîmine girmemizi arzu ediyor.
Hayat nîmetini iyi değerlendirip ebedî yolculuğa vicdan huzuruyla cıkabilmek icinse, evvel gercek huzur ve saÂdetin, ilÂhî hakîkatler ışığında bulunabileceğini kavramak gerekir. Yanlış adreslerde ve bÂtıl felsefelerin cıkmaz sokaklarında vakit kaybetmemek îcÂb eder. Zira sınırlı ve ne zaman biteceği mechul olan fÂnî omurde, her hakîkati deneme-yanılmayla, duşup-tekrar kalkmayla bulmamıza imkÂn yoktur. Ustelik ecel, kişiyi yanlışlara duşmuş bir hÂlde iken de yakalayabilir. Bu ise bir daha geri donuşu ve kurtuluşu olmayan sonsuz bir felÂket demektir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, 40 Soru 40 Cevap, Erkam Yayınları, 2011
İslam ve İhsan