Gonulleri îman ve irfÂn iklîminde yoğrulmuş olan ecdÂdımız, dunyanın fÂnîliğini hatırlatan kabristanlara, yaprağını dokmediği icin Âhiretin ebedîliğini temsil eden selvi ağacları dikmişlerdir.
Âhiret şuuru noktasında Lokman Hakîm ’in şu nasihati cok muhimdir:

“EvlÂdım! Âhiretin uğruna dunyanı fed et, her ikisini de kazanırsın. Fakat sakın ola ki dunyan uğruna Âhiretini fed etme, her ikisini de kaybedersin.”

Gercekten de dunya ve Âhiret, bir terÂzinin iki kefesine benzer. Birine ağırlık verilince diğeri hafifler. Akl-ı selîm sahibi her mu ’minin gonlu, dÂim Âhirete meyletmek mecbûriyetindedir. Zira dunyanın gelgec sevdÂlarına ve ici boş heveslerine rÂm olup onunla mutlu olanın kalbinden Âhiret sevgisi ve duşuncesi cıkar. Âhirete dÂvet sesi kalbe yerleşince de, dunyaya dÂvet fikri gonle yabancılaşır.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Ornek Ahlakından 1, Erkam Yayınları, 2011
İslam ve İhsan