
Ruh cağırma seanslarında madde otesi bir varlıkla ilgi kurulduğu bilinmektedir. Ancak bu madde otesi varlığın ruh olup olmadığı, soylediklerinin gerceği yansıtıp yansıtmadığı cok ciddi şekilde uzerinde durulması gerekli bir konudur.Beden kafesinden ayrılan ruhlar berzah Âleminde toplanırlar. Orada dunyadakine benzer bir takım faaliyetlerde bulunma, bazı noksanları telÂfi etme imkÂnları yoktur. Artık amel safhası bitmiş, hesaplaşma icin bekleme donemi başlamıştır. Cunku her turlu ibadet ve amel sahnesi dunyadır.
Ruhların dunyaya donup dunyalılar gibi bir takım faaliyetlerde bulunamayacakları Âyet-i kerimede şu şekilde belirtilmektedir:
“Onlardan birine olum gelince: 'Rabbım, beni geri cevir, belki yapmayıp (noksan) bıraktığımı tamamlar, iyi işler işlerim.' der. Hayır; bu kendi sozudur. Tekrar diriltilecekleri gune kadar arkalarında geriye donmekten onları alıkoyan bir engel (berzah) vardır.” (Mu ’minun suresi, 99 - 100)
MAKSAT TEVHİD İNANCINI ZEDELEMEK
Butun dunyada ruh cağırmaya merak sarmış kişilerin yayınları incelendiği zaman –ifadeler farklı olsa bile- hepsinde dinlerin mantıksızlığı, gecersizliği, ozellikle Allah ’ın birliği (tevhid) inancını zedelemeye yonelik bir takım mesajların varlığı gorulecektir. Yani ruh cağırma işlemlerinin temelinde, dinlerin inkÂr ve ibtali davasının ve yerine yeni bir dinsizlik, dini ikame amacının yattığı anlaşılacaktır. Bu da Şeytan ve taifesinin hic şuphesiz en zevkli işi ve hizmeti (!) olacaktır.
Evet cinlerin omurlerinin uzun, niteliklerinin bizden cok farklı olması, kısa zamanda uzun mesafeleri dolaşabilmeleri sebebiyle insanlardan farklı bilgileri bulunmaktadır. Onların bizim bilmediğimiz konularda bazı şeyler soylemeleri gaybı bildiklerini; gostermez, Onların bilgileri de coğu kez noksan ve kasıtlı olarak yanlışla karıştırılmıştır. İnsanları yanıltmaya yoneliktir.
Bize duşen Yuce Kitabımız Kur ’Ân-ı Kerîm ’de emredilen, insan ve cin vesvesecilerin şerrinden Allah ’a sığınmaktır. Biz de onu yapıyoruz; ruh cağırıyoruz adı altında cin cağıranları ve bunlara inananları gercekle uyarıyoruz.
“De ki: Sığınırım ben insanların rabbına, insanların padişahına, insanların tanrısına; insanlara kotu şeyler fısıldayan o sinsi vesvesecinin şerrinden!.. O ki, insanların goğuslerine (kotu duşunceler) fısıldar, gerek cinlerden gerek insanlardan…” (NÂs suresi, 1-6)
Kaynak: İ. Lutfi Cakan, HurÂfeler ve BÂtıl İnanışlar
İslam ve İhsan