İnsan neden korkar? Korkuların sebebi nedir? İnsanın korktuğu şeyler nelerdir? Korku ceşitleri nelerdir? Dini acıdan korkuların kaynağı, onemi ve hikmetleri.Yuce Rabbimiz bizi fiziken mukemmel yarattığı gibi manen ve duygusal acıdan da en guzel şekilde yaratmıştır. Sevgi, merhamet, empati gibi pozitif duygular bizi daha iyi bir insan yaparken, korku ve ofke gibi negatif gorunen duygular da yerli yerinde kullanıldığında faydalıdır, zira onlar da bizi tehlikelerden korur. Bu hususta onemli olan insanın duygularının esir olmaması, onları kontrol altında tutmasıdır.
KORKU CEŞİTLERİ Bu yazımızda, korkularımızı nasıl terbiye ve kontrol ederiz meselesini ele alacağız. Zira korku hemen her gun defalarca maruz kaldığımız bir duygudur, işimizi, aşımızı, sağlığımız, yakınlarımızı kaybetmekten korkarız, trafikte kaza yapmaktan, birileriyle kavga etmekten korkarız. Yılandan, akrepten korkarız. Bunlar maddi kaynaklı korkulardır; yerinde ve zamanında olursa guzeldir. Aksine yersiz ve olcusuz olursa bizi iş yapamaz hale getirir. Şimdi dini acıdan korkuların kıymetini ele alalım:
Fıtri Olan Korku İnsan fıtraten, yılan, akrep, kurt gibi zararlı hayvanlardan, ucurum ve dağların zirveleri gibi yerlerden korkar, aslında bu bir nimettir. Zira bu tur tehlikeli varlıklardan ve yerlerden korkmayan kolayca onlara yem olur, hayatta kalamaz. Hz. Musa bile bir peygamber olarak yılandan korkmuş, ama Hakkın yardımı ile bu korkusunu yenmiştir:
“Ey Musa! İyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah'ım! ‘Değneğini at. ’ (Mûs değneğini attı.) Onu yılanmış gibi hareket eder gorunce, donup ardına bakmadan kactı. (Allah, şoyle dedi): ‘Ey MûsÂ, korkma! Benim katımda peygamberler korkmazlar. ’” (Neml, 9-10)
Hz. Musa her ne kadar fıtratının gereği yılandan ilk anda kacsa da daha sonra ondan korkmamayı oğrenmiştir. Bu ayet fıtri korkuların hem dini hem de psikolojik telkinler ile kontrol altına alınabileceğini gosterir. İnsan zararlı varlıklardan korkmalı ama bu korku onu kendine esir etmemelidir.
Haram Olan Korku Dinimize gore haram olan korku vatan din ve millet uğrunda can vermekten ve duşmandan korkmaktır. Yuce Rabbimiz taktiksel geri cekilme haric duşmana sırtımızı donmememizi emretmektedir:
“Ey muminler! Toplu halde kÂfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı donmeyin. (Korkup kacmayın). -duşmanı vurmak icin taktiksel cekilme, ya da diğer bir birliğe katılmak durumu haric- boyle bir gunde her kim onlara arkasını donerse mutlaka o, Allah ’ın gazabına uğramış olur. Onun varacağı yer de cehennemdir. Ne kotu varılacak yerdir orası!” (Enfal, 75)
Bu ayet sebebi ile Muslumanlar tarih boyunca kendilerinden kat kat buyuk orduları mağlup etmişler, canları pahasına vatanlarını ve namuslarını duşmandan korumuşlardır. Hz. Peygamberimizin eşsiz cesaretinin izinden giden ordularımız Bedir gazilerini kendilerine ornek alarak, Malazgirt ’te, Mohac ’ta, Canakkale ’de dunyaya parmak ısırtan kahramanlık destanları yazmışlardır. Aynı şekilde, Şeyh Şamil, Abdulkadir Cezairi, İmam Rabbani gibi pek cok sufi mucahid yeri geldiğinde cihad meydanlarında korkusuzca savaşmışlardır.
Şeytan Vesvesesi Korkular Şeytan ve avenesinin en onemli tuzağı muminleri korkutarak onların psikolojisini bozmaktır. Bazen duşman ile bazen rızık ile bazen dunyevi kaygılar ile mumini korkutarak onu hayırlı bir iş yapamaz hale getirir, en azından onu meşgul eder, zikir ve tefekkurden alıkoyar. Bu konuda muslumanın en iyi silahı Hakk ’a tevekkul etmek ve O ’nun izni olmadan bu alemde hicbir şeyin kendisine zarar veremeyeceğini bilmektir. Bir Allah ’tan korkan başka şeylerden korkmaz, Bir ’den korkmayan ise her şeyden korkar:
“O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mumin iseniz, benden korkun.” (Al-i İmran, 175)
İmtihan gereği her an bir bela ile karşılaşabiliriz, Hakka giden yol bela dikenleri ile doludur, bunların korkusu ile yaşamak yerine onlarla karşılaşınca Hakk ’a sığınıp cesurca mucadele etmek gerekir, Hz. Mevlana şeytanın korkutmalarına kulak asmadan cesurca mucadele etmeyi tavsiye eder:
“Ansızın hic beklenmeyen kotu bir iş, bir bel gelip catınca aklını başına al da, paniğe kapılma, cesur ol, iyiye yormaya calış. Başkalarının o belalı işin korkusundan benizleri sararsa bile, sen kÂr zamanında da, zarar zamanında da gul gibi gul. Dikkatle bak, gor ki: Gulun yapraklarını bir bir koparsan da, o yine gulmeyi bırakmaz, yapraklarının da rengi solmaz.” (Mesnevi, III, 3256-58)
Sufi mufessir İbn-i Acibe ’ye gore iki kesim insanın maneviyat yolunda hicbir nasipleri yoktur: korkaklar ve kibirliler. (Bahru ’l-Medîd, c.6, s.18) Gercek sÂlik bela ve imtihana girdikce maneviyat yoluna olan guveni ve yakini artar. İnsanları korkutan maddi şeyler onları korkutamaz, duşmanı gorunce Munafıkların imanları sarsıldığı gibi yakin ehlinin de, Hakka guveni ve duşmana karşı olan cesareti artar.
Farz Olan Korku Korku duygusunun en cok gerekli olduğu husus ise Allah Teala ’nın azametinden korkmaktır. Sufi kitapları Allah korkusunu onemli bir makam olarak gorurler. Yuce Kitabımıza gore Hakkı ve O ’nun azametini bilen Rabbinden hakkıyla korkar. Gunumuzde duşman ulkelerin ordularından gelişmiş teknolojilerinden korkanlar, onları ve bu kainatı yaratan yuce Yaratıcıdan korkmamaktadırlar. Zira onların ilimleri zahiri bir ilimdir, derinlemesine ve kalbi bir bilgi değildir.
Kamil muminler hak yolunda hicbir tehdit ve tehlikeden korkmazlar; şeytanın korkutmaları karşısında şu ayeti okuyarak onu kovarlar: “Bir kısım insanlar, muminlere: ‘Duşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının onlardan! ’ dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve ‘Allah bize yeter. O ne guzel vekildir! ’ dediler.” (Ali İmran, 173)
Allah korkusu teorik bir şey değildir, Hak ’tan korkan onun emirlerini severek eksiksiz yerine getirir, yasaklarından da tiksinerek kacar. Malını ve canını onun yolunda severek kurban eder, bir anını bile gafletle gecirmeye gonlu razı olmaz, her anını zikirle doldurmaya calışır. Allah ’tan (cc) korkan insan başkasının haklarını ihlal etmekten son derece sakınır. Yuce Rabbimiz bu kullarının katındaki değerini şoyle ifade eder: “Allah katında en şerefliniz, O ’ndan en cok korkanınızdır.” (Hucurat, 13)
Korkuyu Yenenler Sufilere gore Hak ’tan korkan ve O ’nun sakındırdıklarından kacınanlar bir sure sonra korkusuzluğa ulaşırlar. Zira korkunun otesinde daha yuce makamlar vardır. Bunlar; rıza, muhabbet gibi korkunun ikinci plana duştuğu, muşahedenin ağır bastığı makamlardır. Hakkı tum varlığı ile seven ve O ’na kulluğu en buyuk mukÂfat bilen muminler ne bu dunyada ne de ahirette korkar, mahzun olurlar. Allah TeÂl tum kalbiyle kendine yonelen ve mahlûkattan kalben yuz ceviren sÂliklerin tum ihtiyaclarını uzerine alır, onları her turlu tehlikeden korur, onların kulaklarını korku verici seslere karşı tıkar ve gozlerini de ağyÂrdan muhafaza eder. Mallarını ve canlarını onun yolunda feda eden muminler hakka dost olmaya hak kazanırlar ve Rabbimiz onların yuce hallerini şoyle anlatır: “Bilesiniz ki Allah ’ın dostlarına hicbir korku yoktur. Onlar uzulmeyeceklerdir de. Onlar iman etmiş ve Allah ’a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.” (Yunus, 62-63) Yazımızı Ebu Turab Nahşebi hazretlerinin şu sozu ile bitirelim: Allah Teala kendini tanımayanları cehennem ile cehennemi de kendini tanıyanlar ile korkutur.
Kaynak: Suleyman Derin, Altınoluk Dergisi, Sayı: 432
İslam ve İhsan
GERCEK MUMİN 6 KORKU İCİNDEDİR