
Dua nicin kabul olmaz? “Bize ne hÂl oldu ki du ediyoruz, fakat duÂmız kabûl edilmiyor?” sorusuna CÂfer-i SÂdık Hazretleri ’nin verdiği cevap.CÂfer-i SÂdık Hazretleri ’ne:
“–Bize ne hÂl oldu ki du ediyoruz, fakat duÂmız kabûl edilmiyor?” diye sorulduğunda, Hazret şu cevÂbı verir:
“–Cunku siz, tanımadığınız bir ZÂt ’a du ediyorsunuz!”
Muʼmin, Rabbinin kudret ve azametini tefekkur ettikce, mÂrifetullahʼtan hisseler almaya başlar. MÂrifetullah ise, AllÂhʼı kalben ve yakînen tanımaktır. İbÂdetlerin Hak katındaki makbûliyet derecesi de, kulun mÂrifetullahʼtan hissesi olcusundedir. Nitekim Âyet-i kerîmede:
“…Hic bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (ez-Zumer, 9) buyrulur. Buradaki “bilmek” ifÂdesiyle kastedilen ise; AllÂhʼı bilmek, yani mÂrifetullahʼtır.
Ayrıca kul, Rabbini ne kadar tanıyabilirse, du ve ilticÂlarını da o nisbette artırır. Kulun Rabbine yakınlığının ve Hak katındaki kıymetinin temelinde de, ihlÂs ve samimiyetle îf ettiği ibÂdet ve duÂları yer alır.
Ârif muʼminler, hayatın acı-tatlı butun safhalarında, dÂim du hÂlinde yaşarlar. DuÂdan uzak durmak, kulun Hakkʼa uzaklığına işarettir. EsÂsen butun gunah ve isyanların temelinde de mÂrifetullahtan mahrûmiyet, yani CenÂb-ı Hakkʼı lÂyıkıyla tanıyamamak zaafı yer almaktadır. (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Ocak-2014)
İslam ve İhsan