Şebnem Dergisi Yazarı Seher Aydın, Bir dakika Bakar mısını? başlıklı yazısında cennet ve cehennemin oneminden bahsediyor.Bir taraftan “yaratılmışların en şereflisi” olan insanoğlu, diğer taraftan “cÂhil”, “zÂlim”, “nankor”, “azgın”, “zorba”, “bedbin: karamsar” ve “naif”tir. Bu iki kutbuyla dunya hayatında kıyasıya bir cekişme icinde olan insanoğlu, bazen eşref-i mahlûkÂt olmanın îcÂbını yaparken, bazen de aşağıların aşağısına duşmektedir.

EBEDİ HUSRANDAN KURTARACAK 3 HASLET

İnsan, iki zıt kutup arasında, varlık ve yokluğun eşiğindedir. İşte bu noktada Âlemlerin Rabbi, insanlığa bir kurtuluş yolu gostermektedir. Rabbimiz, Asr Sûresi ’nde insanlığı, ebedî bir husrandan kurtaracak hususları; “îman, sÂlih amel ve ardından hakkı ve sabrı tavsiye etmek” olduğunu bildirmektedir.

Kur ’Ân-ı Kerîm de, insanı bazen cennet tasvirleriyle sevindirip umitlendirirken bazen de cehennem cezasıyla korkutup uyarmaktadır. “Havf” ve “rec” yani korku ve umit; mu ’mini dinamik tutup nefsine yenik duşurmeyen onemli bir Âmildir. Nitekim cenneti ozleyen, cennet icin gerekli olan ihtiyacları temin etmeli; cehennemden korkup kacınan insan ise, gereken hassasiyetleri gostermelidir.

GUNUMUZ İNSANI BENCİL YAŞIYOR

Modernizmin butun cekiciliği ile nefislere hitap ettiği gunumuzde, sık sık cennet ve cehennem tasvirleri de gonullerde guncellenmelidir ki, aynı dinamizm hÂsıl olabilsin. Nitekim hız ve haz zamanında gunumuz insanı, ferdî, bencil ve gunubirlik yaşamaktadır. Yarınlara dair ideallerini kurutan ve sık sık Ânı yaşaması gerektiğini dikte eden medya, kişinin insÂnî sorumluluklarını guduk bıraktığı gibi, Âhiret duşuncesini de tamamen silip atmaya calışmaktadır. Bu ortamlarda buyuyen cocuklar ise, her turlu şiddete meyyal, idealsiz ve merhametsiz olarak yetişmektedirler.

CENNET VE CEHENNEM TASVİRLERİ GUNDEMDE OLMALI

Gunluk meşgaleler ve anlık hazlar icinde boğulan gunumuz insanı, cennet ve cehennem tasvirleriyle gundemini yenilemeli ki, akıp giden dunya icinde kaybolmasın. Bir carşıda buz satan esnafın, “Sermayesi tukenen şu adama yardım edin!” feryÂdını dert edinen Cuneyd-i BağdÂdî gibi, hepimiz eriyip giden omur sermayemizin peşine duşmeliyiz. Onu nasıl daha faydalı kılabiliriz; bu omurden kendimize ve insanlığa ne gibi hayırlar devşirebiliriz, bunun gayreti icinde olmalıyız.

Bunun icin de Kur ’Ân-ı Kerîm ile hasbihÂlimizi arttırmalı, Rabbimizin bize nasıl bir sonsuz hayat vaad ettiğini hatırımızdan cıkarmamalıyız. Allah TeÂlÂ, bizlere cennetliklerin ve cehennem ehlinin hÂlini şoyle haber verir:

KUR ’ÂN ’DA CENNET VE CEHENNEM EHLİ

“Cehennem ehli, cennet ehline: «Suyunuzdan veya AllÂh ’ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin!» diye seslenirler. Onlar da «Allah bunu kÂfirlere haram kılmıştır.» derler.” (el-A ’rÂf, 50)

“Cehennem ateşi, uzak bir mesafeden kendilerini gorunce, onun ofkelenişini (muthiş kaynamasını) ve uğultusunu işitirler.” (el-Furkan, 12)

“Elleri boyunlarına bağlı olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta yok oluvermeyi isterler. (Onlara şoyle denir «Bugun (yalnız) bir defa yok olmayı istemeyin; aksine bircok defalar yok olmayı isteyin!»” (el-Furkan, 13-14)

“Onlar (kitabı sağ tarafından verilenler) cennetler icinde gunahkÂrların durumunu sorarlar: «Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?» diye… Onlar şoyle cevap verirler: «Biz namaz kılanlardan değildik. Yoksulu doyurmuyorduk. (BÂtıla) dalanlarla birlikte dalıyorduk. Cez gununu de yalan sayıyorduk. Sonunda bize olum geldi cattı.»” (el-Muddessir, 40-47)

Peygamber Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ise pek cok hadîs-i şerîfinde Âhirette insanları neler beklediğini anlatır. Mujde, ibret ve îkaz olmak uzere; bu hadîs-i şerîflerden bir kısmını burada zikredelim:

CEHENNEM VE CEHENNEMLİKLER

Peygamber Efendimiz:

“-Sizin şu ateşiniz, cehennem ateşinin yetmiş cuzunden bir parcadır.” buyurunca ashÂb-ı kirÂm:

“-YÂ RasûlÂllah! Vallahi dunya ateşi muhakkak kÂfî gelir.” dediler.

Aynı minvalde başka bir hadîs-i şerîf de şoyledir:

“-Cehennem ateşi, dunya ateşleri uzerine altmış dokuz derece daha fazla kılındı. Bunların her birinin harareti, butun dunya ateşinin harareti gibidir.” (Muslim, 2843)

“Onlardan kimi vardır ki, ateş topuğuna kadar yakalar. Kimi vardır ki, dizlerine kadar yakalar. Kimi vardır ki, ateş beline kadar yakalar. Kimi de vardır ki, ateş onun boynuna kadar yakalayıp yakar.” (Muslim, 2845)

“Buyuk bir kaya, cehennemin kenarından aşağıya bırakılır. Cehenneme yetmiş sene iniş yapar da yerin dibine varamaz. (Muslim, Zuhd, 17)

“Cehennemliklerin başlarından aşağı «hamîm» dokulecektir. Hamîm icine işleyecek, karın boşluğuna varacak, karın boşluğunda ne varsa hepsini silip supurecek ve ayaklarından cıkacaktır. İşte «sahr» budur, sonra eski hÂline tekrar donecek ve bu işlem, boylece devam edip gidecektir.” (Ahmed bin Hanbel, Musned, 8509)

CENNET VE CENNETLİKLER

“Cennete baktım; cennetin coğunluğunun fakirler olduğunu gordum. Cehenneme baktım, coğunluğunun kadınlar olduğunu gordum.” (Muslim, Zikir, 17)

“Dikkat edin, size cennet ehlini haber vereceğim: Her gucsuz ve zayıf gorulen insan ki, AllÂh ’a karşı yemin etse, Allah, onun yeminini yerine getirir. Dikkat edin, size cehennemlikleri haber vereyim; her kaba, bencil ve buyukluk taslayan kişidir.” (Muslim, Cennet, 13)

Hazret-i Ali ’nin rivayetinde, Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- cenneti şoyle tarif etmiştir:

“Cennette oyle koşkler vardır ki; icerisi dışarıdan, dışarısı iceriden gorunur.” Bunun uzerine bir bedevî kalkıp şoyle dedi:

“-O koşkler kimler icindir?”

Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem:

“-O koşkler; guzel soz soyleyen, yemek yediren, oruca devam eden ve insanlar uykuda iken geceleri namaz kılanlar icindir.” (Ahmed bin Hanbel, Musned, 1268)

“Cennette yuz derece vardır. Her iki derece arasındaki mesafe, gokle yeryuzu arası kadardır. Firdevs, derece olarak en ustunu olup cennetin dort ırmağı buradan fışkırır. Arş da bunun ustunde bulunur. Allah ’tan cennet istediğinizde Firdevs ’i isteyiniz.” (Ahmed bin Hanbel, Musned, 21627)

“Cennete girecek olan ilk grubun şekli ve goruntusu, ayın dolunay gecesindeki goruntusu gibidir. Orada tukurme yok, sumkurme yok, tuvalete cıkma ihtiyacı yok. Kullanılan kaplar altından, tarakları altından ve gumuşten, buhurdanlıkları od ağacındandır. Terleri misk gibidir…” (Muslim, Cennet BÂbı )

“Cennetteki nimetlerden bir tırnağın taşıyabileceği kadar az bir şey dunyaya gosterilmiş olsaydı, gokler ve yeryuzu, her tarafıyla sus icerisinde kalırdı. Cennetliklerden bir kişi dunyaya bir baksa ve bileziklerinden biri dunyaya gorunse, guneşin yıldızların ışığını silip supurduğu gibi o da guneşin ışığını silip supururdu.” (Ahmed bin Hanbel, Musned, 1371)

Bir dakika bakar mısınız?

“Kim cenneti ozluyorsa, hayır peşinde koşar. Kim cehennem ateşinden korkuyorsa, hev ve hevesinin isteklerinden yuz cevirir….” buyrulmaktadır; karar sizin!…
İslam ve İhsan