Unlu bir oykudur bu.

Bir imparator sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar. 'Dile benden ne dilersen' der. Dilenci guler ve: 'Sanki dileğimi gercekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz.' diye yanıtlar. Kral alınır ve soyleşi koyulaşır....Pek tabii her dediğini yerine getirebilirim. Sen soyle hele; ne istiyorsun?

'Soz vermeden once iki kez duşunun kralım'. Dilenci sıradan bir dilenci değildir. İmparatorun ilk yaşantısında oğretmeni olmuştur. Ve ona şu sozu vermiştir. 'Bundan sonraki yaşantında tekrar karşına cıkıp seni uyaracağım.' İmparator olayı coktan unutmuştur. Zaten gecmişi hangimiz noktasına virgulune kadar anımsayabiliriz ki? Birlikte yaşlanan kişilerin bile anıları farklıdır. Bu nedenle imparator bastırır.

Ne istersen verebilirim. Ben guclu bir imparatorum. Yerine getiremeyeceğim hicbir dileğin olamaz. Bunun uzerine dilenci, canağını uzatıp, 'Şu canağı herhangi bir şeyle doldurabilir misiniz?' diye sorar. İmparator kahkaha atar ve vezirine canağı altınla doldurmasını emreder. Canak dolup taşmakta ve anında boşalmaktadır. Paralar buhar olup ucmaktadır sanki. İmparatorun onuru kırılır. Bir dilenci canağını dolduramadığı kulaktan kulağa yayılır. Giderek pırlantalar, elmaslar, yakutlar akıtılır canağa. Ne var ki canağın dibi yoktur sanki. Yer yutar ama boş kalır. İmparator yenik duşmuştur. Dilenciye yakarır: 'Tamam, sen kazandın. Dileğini yerine getiremedim ama ne olur bana canağın neden yapılmış olduğunu itiraf et.'

Cok basit, diye yanıtlar dilenci. İnsan dimağından yapılmıştır. Yani insanın arzu ve isteklerinden. Doymak bilmez oluşu da bundandır. Bu gerceği bir kez kavrarsan yaşantın değişir.

İstek nedir ki! İstek ulaşılana kadar, belli bir sure heyacan veren bir duygudur. Orneğin; bir araba istersin... bir yat... bir ev... bir eş... vs vs... Tek tek her birini elde ettiğinde, tumu anlamını yitirir. Neden? Cunku beynin, aklın onları dışlar. Araba garajdadır ve artık istek uyandırmamaktadır. Heyecan, onu elde ettiğinde sonup gitmiştir. Eş yatağında, para cebindeyse, onlara erişmek icin katlandığın yoğun istek yok oluverir. Gene boşluğa duşer, yeni bir istek yaratmak zorunda kalırsın....

İstek doyumsuzluk uyandırır ve giderek dilenci olursun. Bir istekten bir diğerine cırpınıp durursun. Amacına ulaşır ulaşmaz bir yenisini yaratırsın. İsteğin bu yonunu kavradığında hayatının donum noktasındasın demektir. Surekli yolculuk hali iyi sonuc vermez. Geri don... Evine don... Seni mutlu edecek oğeleri dışında değil, kendi icinde ara!