Kaza namazı nedir, nasıl kılınır? Namaz hangi durumlarda kazaya bırakılır? Peygamber Efendimiz kaza namazı kılmış mıdır? Kaza namazına nasıl niyet edilir? Kaza namazının kılınışı...Bir namazı vaktinde kılmaya eda, vaktinden sonra kılmaya kaz denir. Vaktinde kılınamayan namaza fÂite coğulu fevÂit denir ki, vakti icinde yakalanamamış namaz anlamındadır.
KAZA NAMAZI NASIL KILINIR? Kaza namazı icin belirli bir zaman yoktur. Yani oğle namazının kazası oğle vaktinde kılınır diye bir sınır yoktur. Kerahat vakitleri haric istenilen zamanda kılınabilir.
Bir namazın vaktinde kılınma şekli nasılsa kazası da aynı şekilde kılınır.
Bir kaza namazına şoyle niyet edilir: “Niyet ettim Allah rızası icin, vaktine yetişip de kılamadığım ilk ikindi namazını” veya “son ikindi namazını kılmaya.” Boylece kazaya kalmış olan namazlar, ya ilk kazaya kalmış olanından başlanmış olur veya en son kazaya kalmış olanından başlanmış olur ki, her iki halde de belli bir duzene gore gecmiş namazlar kılınarak azalmış olur.
Bir vaktin namazı kaza edileceği zaman once bir ezan okunur, sonra kamet getirilerek kılınır. Birden fazla kaza namazı kılınacağı zaman da hepsi icin bir ezan yeterli olurken, her farz namazı icin ayrı ayrı kamet getirmek sunnettir.
Kaza namazını evde kılmak daha uygundur. Cunku bunu acığa vurmak Allah ’a karşı bir curet sayılır ve başkaları icin kotu ornek teşkil edebilir.
KAZA NAMAZINA NASIL NİYET EDİLİR? Bir namaz nasıl kılınıyorsa aynı şekilde de kazası kılınır. Sadece niyet ederken aşağıdaki şekilde niyet edilir. Kaza namazına şoyle niyet edilir:
Sabah namazının kazası: 2 rekat farzı kılınır. “Niyet ettim Allah rızası icin, vaktine yetişip de kılamadığım ilk sabah namazını kılmaya” veya “son sabah namazını kılmaya.” Oğle namazının kazası: 4 rekat farzı kılınır. “Niyet ettim Allah rızası icin, vaktine yetişip de kılamadığım ilk oğle namazını kılmaya” veya “son oğle namazını kılmaya.” KAZA NAMAZI NEDİR? Bir namazı vaktinde kılmaya eda, vaktinden sonra kılmaya kaz denir. Vaktinde kılınamayan namaza fÂite coğulu fevÂit denir ki, vakti icinde yakalanamamış namaz anlamındadır.
Vaktinde kılınamamış namazı ifade icin "kacmış" anlamındaki fÂite kelimesinin kullanılmış olması, bir muslumanın namazı kasten terketmeyeceğini, vakti icinde eda edeceğini, ancak uyuma ve unutma gibi elde olmayan nedenlerle namazın "kacmış" olabileceğini hissettirmesi bakımından manidar bir secimdir.
NAMAZ HANGİ DURUMLARDA KAZÂYA BIRAKILIR? Namaz belli vakitlerde yerine getirilmesi gereken bir farz olduğu icin, bir mazeret olmaksızın tembellik ve ihmal yuzunden bile bile namazı vaktinde kılmayan kimse gunahkÂr olur. Hz. Peygamber, uyuyakalma ve unutmayı bir mazeret kabul etmiş ve bu iki sebepten biriyle bir namazın vaktinde kılınamaması durumunda, hatırlanıldığı vakit kılınmasını soylemiştir. Hz. Peygamber'in bu husustaki ifadesi şoyledir: "Biriniz uyuyakalır veya unutur da bir namazı vaktinde kılamaz ise, hatırladığı vakit o namazı kılsın; o vakit, kacırdığı namazın vaktidir." (BuhÂrî, “MevÂkýt”, 37; Muslim, “MesÂcid”, 314-316)
Hadîs-i şeriflerde genel olarak namazın sadece uyku ve unutma durumunda, vaktinin haricinde kılınabileceği uzerinde durulmuştur. Bazı bilginler bu iki mazeretin sınırlayıcı olduğunu duşunerek, tembellik ve ihmal yuzunden bilerek ve farkında olarak namazın kılınmaması durumunda, bu namazı kaz etmenin gerekmediği kanaatine varmışlar ve namazı farkında olarak vaktinde kılmayanların, o namazı kaz etme haklarının olmadığını, tovbe ve istiğfar etmeleri gerektiğini one surmuşlerdir. ZÂhirîler'den İbn Hazm ve daha birkac bilgin bu goruştedir. Bu goruş sahipleri, namazın kendi vaktinde kılınmasının onemini, bu hususa titizlik gostermek gerektiğini ve namazı ihmal ve tembellik sebebiyle bilerek vaktinde kılmamanın icten yapılacak tovbe dışında, telÂfi edilemez bir gunah olduğunu vurgulamışlardır.
Ancak Hanefîler'in de icinde bulunduğu buyuk coğunluğu oluşturan fakihlere gore; uyku veya unutma gibi insanın iradesini elinden alan bir ozur nedeniyle bir namazı kaz etmek gerekince, bilerek kılmama halinde haydi haydi kaz gerekir. Bu goruş sahipleri de, namazı kazÂya bırakmanın buyuk bir gunah olduğunu, bundan dolayı tovbe etmek gerektiğini soylemişler, fakat namaz muslumanın Allah'a karşı olan bir borcu olduğu icin, bunu gecikmeli de olsa odemek durumunda olduğunu dikkate almışlar ve kazÂyı bir telÂfi yolu olarak gormuşlerdir. Bu durumda kişi, namazı vaktinde kılmadığı icin gunahkÂr olmuştur, fakat daha sonra kaz ettiği icin, namazı terketme gunahından kurtulmuş veya bu gunahının affedilmesi yonunde onemli bir adım atmıştır.
Vaktinde kılınamamış olan beş vakit farz namazın kazÂsı farz, vitir namazının kazÂsı ise vÂcip olur.
SUNNET YERİNE KAZA NAMAZI KILINABİLİR Mİ? Sunnet namazlar, kural olarak, kaz edilmez. Bununla birlikte bazı durumlarda, başka bir namazın vakti girmediği surece kaz edilebilir. Mesel sabah namazının farzı ile birlikte sunneti de vaktinde kılınmamışsa, o gunun oğle namazı vaktinden once farz ile birlikte kaz edilir. Yine, oğle namazının ilk sunneti cemaatle farza yetişmek icin terkedilecek olsa, farzdan sonra kaz edilebilir.
KazÂya kalan ilk sunnetin, farzdan hemen sonra, son sunnetten once kaz edileceği goruşu fetvaya esas olmuştur. Bununla birlikte son sunnetten sonra kaz edilebileceği goruşu de vardır. Boylece hem bir sunnet vakti icinde iki defa geri bırakılmamış hem de son sunnetin yeri değişmemiş olur. Namazın tertibinin iki defa değişmemesi icin bunu uygun gorenler de vardır. Cuma namazının ilk dort rek‘at sunneti hakkında da bu one alma veya geriye bırakma uygulaması gecerlidir. Terkedilen diğer sunnetler kaz edilmez. Başlandıktan sonra her nasılsa tamamlanmadan yarıda kesilen veya bozulan herhangi bir nÂfile namazın kazÂsı gereklidir ve bu konu sunnetlerin kazÂsı konusuyla ilgili değildir. Mesel oğle namazının son sunnetine başlamış olan kimse cenaze namazını kacırmamak icin bu sunneti yarıda bıraksa, başlanmış bir nÂfile ibadetin tamamlanması gerektiği icin, bu iki rek‘at sunneti kılması sunnet olmaktan cıkar, vÂcip haline gelir.
Namaz belli vakitlerde yerine getirilmesi gereken bir farz olduğu icin, bir ozur olmaksızın namazın vaktinde kılınmayıp kazÂya bırakılması buyuk gunahtır ve namazı kaz etmek bu gunahı kaldırmaz. Kacırılan namazı kaz etmek, namazı terketme gunahını kaldırır, fakat vaktinden sonraya bırakma gunahını kaldırmaz. Bunun icin ayrıca tovbe ve istiğfar etmek gerekir.
PEYGAMBERİMİZ KAZA NAMAZI KILMIŞ MIDIR? Meşrû bir mazeret sebebiyle namazın kazÂya kalması veya bırakılması gunah olmaz. Duşman korkusu veya bir ebenin doğum yapacak kadının başından ayrılması halinde cocuğun veya annesinin zarar goreceğinden korkması meşrû birer mazerettir. Nitekim Hz. Peygamber Hendek Savaşı ’nda namazlarını tehir etmiştir. Abdullah b. Mesut'un (r.a.) bu olaya ilişkin anlatımı şoyledir: "Muşrikler, Hendek Savaşı ’nda Resûlullah'ı dort vakit namaz kılmaktan alıkoydular. Nihayet, gecenin Allah'ın bildiği kadar bir kısmı gectikten sonra BilÂl ezan okudu ve kamet getirdi; Hz. Peygamber ikindiyi kıldırdı; sonra BilÂl kamet getirdi, Hz. Peygamber akşam namazını kıldırdı; sonra kamet getirdi, Hz. Peygamber yatsı namazını kıldırdı" (BuhÂrî, “MevÂkýt”, 36, 38; Tecrîd-i Sarîh Tercumesi, II, 535).
Bunu mazeret sebebiyle ikiden fazla namazın cem‘i olarak da değerlendirmek mumkundur ve bu ornek saatlerce suren ameliyatlarda doktorlar icin bir ruhsat kapısı oluşturmaktadır.
Uyku ve unutma gibi bir ozur sebebiyle namazı gecen kimse gunahkÂr olmaz. Cunku Hz. Peygamber, uyku sebebiyle namazı kılamadıklarından şikÂyet edenlere şoyle demiştir: "Uyku ihmal değildir. İhmal ancak uyanıklık halinde olandır. Sizden biri namazını unutur veya uyku yuzunden kılamazsa, hatırladığı zaman onu kılsın." (Muslim, “MesÂcid”, 311; Ebû DÂvûd, “SalÂt”, 11)
Ancak namazı kacırmamak icin vaktinde uyanmak uzere tedbir almak elbetteki uygun olur. Hayız ve nifas hallerinde kadınlardan namaz borcu duşer. Yani kadınlardan bu hallerinde namaz kılmaları istenmediği gibi, bu halde iken kılmadıkları namazları daha sonra kaz etmeleri de istenmemiştir.
Beş vakit namaz suresince ve daha fazla devam eden akıl hastalığı veya bayılma yahut koma halinde namaz borcu duşer. Ancak bu durumlar beş vakit ve daha az bir muddet devam ederse bakılır: Ayıldığı zaman abdest alıp, iftitah tekbiri alacak kadar bir zaman kalmışsa o vaktin namazını kaz etmesi gerekir.
Dinden donmuş (murted) kişinin, irtidat suresince veya daha once kılmadığı namazları kaz etmesi gerekmez. Daha once hac yapmışsa, yeniden bu gorevi eda etmesi gerekir. Musluman toplumların dışında başka bir toplumda İslÂm'a giren, yani yabancı bir ulkede musluman olan kimse namazın farz olduğunu ve nasıl kılındığını oğreninceye kadar mÂzur sayılır. Cunku boylesi bir durumda bazı emir ve yasakların ayrıntılarını bilmemek mazeret kabul edilir.
KAZ NAMAZI NASIL İF EDİLİR? Hanefîler'e gore kazÂya kalmış bir namaz, vakti icinde nasıl eda edilecek idiyse daha sonra kaz edilirken o şekilde kılınır. Mesel seferde iken dort rek‘atlı bir namazı kacıran kimse bunu ister seferde isterse aslî vatanına dondukten sonra kaz etsin, iki rek‘at olarak kılar. Aynı mantığın gereği olarak, normal zamanda kazÂya kalmış olan dort rek‘atlı bir namazı sefer esnasında kaz edecek olan kişi de sefer haline bakılmaksızın bu namazı dort rek‘at olarak kaza edecektir.
ŞÃ‚fiî ve Hanbelîler'e gore kaz namazı kılınırken, kazÂnın yapılacağı yer ve zaman dikkate alınır. Seferî olan kimse kazÂya kalmış dort rek‘atlı namazı iki rek‘at olarak kaz eder. Bu namazın seferde veya ikamet halinde iken kazÂya kalmış olması, hukmu değiştirmez. Seferde kazÂya kalan namaz da, ikamet halinde kaz edilince dort rek‘at olarak kılınır. Cunku kısaltmanın sebebi olan yolculuk kalkmıştır.
Namazlar kaz edilirken gizli okunacak namazda kıraat gizli yapılır. Acıktan okunacak namazı imam kıldırırsa acıktan okur; tek başına kılınırsa acık veya gizli okumak tercihe kalmıştır.
Namazı kaz edecek kişi tertip sahibi ise, yani o zamana kadar altı vakit veya daha fazla namazı kazÂya kalmamış bir kimse ise, kaz namazı ile vakit namazı arasında sıraya uyması gerekir. Tertip sahibi değilse bu namazı kaz etmeden diğerlerini kılabilir.
Tertip sahibi olan bir kimsenin bir farz namazını veya Ebû Hanîfe'ye gore vÂcip olan vitir namazını ozursuz yere veya hayız, nifas gibi namazı duşuren nitelikte olmayan bir ozur sebebiyle vaktinde kılmamış olması halinde bu namazı ilk vakit namazından once kaz etmesi gerekir. Mesel tertip sahibi kimse sabah namazı vaktinde uyuyup kalsa bu namazı oğle namazından once kaz etmesi gerekir. Eğer oğle namazını once kılarsa sıra gozetilmediği icin bu namaz İmam Muhammed'e gore fÂsid olur. Ebû Yûsuf'a gore ise namaz fÂsid olmaz, fakat farzlıktan cıkıp nÂfileye donuşmuş olur. Ebû Hanîfe'ye gore ise bu namazın sıhhati askıdadır. Şoyle ki, kişi bundan sonra o sabah namazını kaz etmeden beş vakit namazını daha eda edecek olursa bu altı vaktin hepsi de sahihe donuşur. Fakat boyle beş vakit namazını kılmadan kılamadığı o sabah namazını kaza ederse arada kılmış olduğu vakit namazları fÂsid olup yeniden kılınmaları gerekir.
KAZA NAMAZININ HUKMU NEDİR? Tertip sahibinin sıra gozetmesinin delili, Resûlullah'ın Hendek Savaşı ’nda dort vakit namazı kılamayınca bunları sıraya koyarak ve vakit namazından once kılmasıdır. İbn Omer'in "Sizden her kim bir namazı kılamaz da, ancak imamla birlikte namaz kılarken hatırlarsa namazını tamamlasın. Bundan sonra unuttuğu namazı kılsın. Sonra da imamla birlikte kıldığı namazı iade etsin." (Zeylaî, Nasbu'r-rÂye, II, 62) şeklindeki ifadesi de bu konudaki daya- naklardan biridir.
Tertip, uc durumda duşer: 1. KazÂya kalan namazların sayısının vitir dışında altı vakit ve daha fazla olması. 2. Vaktin hem kaz hem de vakit namazı kılmaya yetmeyecek kadar sıkışık ve dar olması. 3. Vakit namazının kılınışı sırasında kazÂya kalmış namazı olduğunun hatırlanmaması.
Tertip duştukten sonra, kaz icin belirli bir vakit kalmaz; mekruh vakitler dışında istediği zamanda kaz namazı kılınabilir. Mekruh vakitlere girmemesi şartıyla, sabah namazından ve ikindi namazından sonra da kaz kılınabilir.
KazÂya kalmış namazları kaz ile meşgul olmak, nÂfile namaz kılmaktan onemli ve onceliklidir. Hanefî mezhebinde tasvip edilen goruşe gore, vakit namazlarıyla birlikte kılınan duzenli nÂfileler (revÂtib sunnetler) bunun dışındadır. Yani revÂtib sunnetlere de riayet gosterilmeli ve bu sunnetler, kaz namazı kılmak gerekcesiyle terkedilmemelidir. Fakat uzerinde kaz namazı bulunan kimselerin bunlar dışında teheccut, tesbih gibi diğer nÂfile namazları kılması uygun değildir.
KAZA NAMAZINA NASIL NİYET EDİLİR? Uzerinde cok sayıda kaz namazı bulunan, mesel namaza gec yaşlarda başlamış olan kişi, gecmiş namazları kaz ederken "Vaktine yetişip de kılamadığım ilk sabah /ilk oğle /ilk ikindi /ilk akşam /ilk yatsı namazını kılmaya" şeklinde niyet edebileceği gibi, "Vaktine yetişip de kılamadığım son sabah … namazını kılmaya" şeklinde de niyet edebilir. Boylece hangi namazı kaz ettiği bir olcude belirli (muayyen) hale gelmiş olur.
Kaynak: İslam İlmihali 1, TDV Yayınları


İslam ve İhsan
KAZA NAMAZI NEDİR?
KAZA NAMAZLARI NE ZAMAN VE NASIL KILINIR?