
Namaz ne demektir? Namaz ibadeti nedir, ne zamandan beri var? Namazın tanımı ve tarihcesi.İman sahibi kişinin, Allah ’ın hoşnut olduğu her fiil ve davranışı genel anlamda ibadet sayılır. Yuce Allah insanları ve cinleri kendisini tanısınlar, bilsinler ve yalnız kendisine kulluk etsinler diye yaratmıştır.[1] Ozel anlamda ibadet bedenle, malla veya her ikisiyle yapılması durumuna gore uce ayrılır. Namaz ve oruc bedenle, zekat malla, hac ise hem malla hem de bedenle yapılan ibadetlerdendir. Bunların miktar ve şekilleri bizzat Allah ve Rasûlu tarafından belirlenmiştir. Kur ’an-ı Kerîm ’de kısa anlatım (mucmel) olarak yer alan bu ibadetler Hz. Peygamber ’in soz ve fiilleri ile acıklanmış ve tamamlanmıştır. Bu yuzden, İslÂm toplumunun, bunlar uzerinde yorum ve ictihatla değişiklik yapma hakkı yoktur. Nitekim Allah ’ın Elcisi, “Beni namaz kılarken gorduğunuz gibi namaz kılınız.”, “Hac menÂsikini benden alınız.” gibi hadisleriyle bu konuda izlenecek yolu belirlemiştir.
NAMAZ NE DEMEK? Farzların en buyuğu ve en onemlisi namazdır. Kıyamet gununde, insanın imandan sonra ilk sorgulanacağı konu namaz olacaktır. Namaz inancın dışa, topluma yansıyan belirtilerinin başında gelir. Namaz kalbin nûru, gonlun sevinci, rûhun gıdası, mu ’minin miracı, yuce yaratıcı ile aracısız buluşma ve konuşma halidir.
Namaz sozlukte; dua etmek, ovmek, tÂzim etmek, hayır duada bulunmak gibi anlamlara gelir. Allah TeÂl bir Âyette şoyle buyurur: “(Ey Muhammed!) Onlara dua et. Cunku senin duan onlar icin bir huzurdur.” [2] Bir fıkıh terimi olarak namaz; tekbir ile başlayıp selÂm ile tamamlanan ozel fiil ve sozlerden ibaret bir ibadettir.
NAMAZIN TARİHCESİ İslÂm ’dan onceki semÂvî dinlerde de namazın emredildiği, Kur ’an-ı Kerîm ’in ceşitli Âyetlerinde haber verilir. Şoyle ki; Hz. İbrahim ’in, eşi Hacer ve oğlu İsmail ’i Hicaz ’a goturup bıraktığı sırada Yuce Allah ’a dua ederek, “Ben soyumdan bir bolumunu, namazı kılmaları icin senin Kutsal Evi ’nin yanında, tarıma elverişsiz bir vadide bıraktım.” [3] demesi ve yine “Ey Rabbim! Beni ve cocuklarımı namazı kılanlardan eyle.” [4] diye dua etmesi, Kur ’an ’da, Hz. İbrahim ’e fazladan bir bağış olarak İshak ve Yakub ’un verildiği bildirildikten sonra butun bunlara iyilik yapmanın, namazı kılmanın ve zekatı vermenin vahyedildiğinin haber verilmesi,[5] Lokman (a.s) ’ın oğlu TÂrÂn ’a, “Ey Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret ve kotulukten vazgecirmeye calış ve başına gelene sabret. Butun bunlar kararlılıkla yapılmaya değer işlerdir!” [6] diye oğut vermesi, İsrailoğulları ’ndan “namaz kılacaksınız, zekatı vereceksiniz” diye soz alınması,[7] Hz. Musa ’ya Sina dağında ilk vahiy gelişinde, “..Bana kulluk et ve beni anmak icin namazı kıl.” [8] buyurulması, daha sonra Musa ve kardeşi Harun ’a hitaben, “Siz ikiniz Mısır ’da kavminiz icin bir takım evler hazırlayın, evlerinizi merkez (kıble) edinin, namazı kılın.”[9] buyurulması, başka bir Âyette Hz. Şuayb ’ın namazından soz edilmesi,[10] Hz. İsa ’nın bebek yaşta bir mucize olarak konuşup, “Ben gercekten Allah ’ın kuluyum. O, bana kitap verdi ve beni peygamber secti. Nerede olursam olayım, beni kutsadı ve yaşadığım surece, bana namazı ve zekatı emretti.” sozleri, Hz. Meryem ’e Cenab-ı Hakk ’ın, “Ey Meryem! Butun kalbinle Rabb ’ine bağlan. Secde et ve rukû edenlerle birlikte rukû et.” buyurması, namazın butun İbrahimî dinlerin ortak ibadeti olduğunu gostermektedir.
Mekke doneminin başlangıc yıllarında CebrÂil (a.s), Hz. Muhammed ’e gelerek, onu vadi tarafındaki Akabe denilen yere goturmuş, orada fışkıran su ile once Cibrîl sonra Hz. Peygamber abdest almış ve birlikte iki rekÂt namaz kılmışlardı. Hz. Peygamber sevincli bir halde eve gelmiş ve eşi Hz. Hatice ’yi de oraya goturmuş, birlikte abdest alarak iki rekÂt namaz kılmışlardı.[11] Kimi bilginlere gore aşağıdaki Âyetler, bu gizli namaz donemiyle ilgilidir. “Namazında ne yuksek sesle oku ve ne de sesini alcalt, ama ikisi arasında bir yol ara.” [12]
“Kendi kendine, yalvararak ve urpererek, yuksek olmayan sesle, sabah akşam Rabb ’ini an. GÂfillerden olma.” [13] İslÂm ’ın ilk yıllarında namaz, yalnız sabah guneşin doğmasından once ve akşam guneşin batmasından sonra olmak uzere ikişer rekÂt olarak kılınıyordu. Sonra mirac gecesinde beş vakit namaz farz kılınmıştır. Yaygın kabule gore CebrÂil (a.s) ’ın Hz. Peygamber ’e KÂ ’be ’de, namaz vakitlerini gostermek uzere imamlık etmesi Mi ’rac olayının ertesi gunu olmuştur.
Dipnotlar:
[1] ZÂriyÂt, 51/56. [2] Tevbe, 9/103. [3] İbrahim, 14/37. [4] İbrahim, 14/40. [5] EnbiyÂ, 21/72, 73. [6] Lokman, 31/17. [7] Bakara, 2/83. [8] TÂhÂ, 20/14. [9] Yûnus, 10/87. [10] Hûd, 11/87. [11] Komisyon, İlmihal, T.D.V. yayını, I, 219. [12] İsrÂ, 17/110. [13] A ’rÂf, 7/205.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Donduren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan