
Cemaatle kılınan namazlarda, namazların ihlas, huşu, huzur ve sukunla kılınabilmesinde "saf" duzeninin buyuk onemi vardır. Âyetlerde ve hadislerde saf konusunda yapılan acıklamalara gecmeden once bu kelimenin ne anlama geldiğini oğrenelim. NAMAZ NEDİR? NEDEN CEMAATLE NAMAZ KILINIR? Aslı Arapca olan bu kelime, Turkce ’de sıra, saf bağlamak, sıralanmak, sıraya girmek anlamlarına gelmektedir. [1] Es-saffu, bir nesneyi sıra ile duz bir hat uzere dizmek manasındadır. Namaz kılan cemaati artarda dizmek demektir. Saf, mufred (tekil) bir kelimedir. Namaz ve harpte sıra ile dizilmiş insanlara denir. Namaz kılanların saf bağladıkları gibi semadaki meleklerin de mertebelerine gore saf bağladıkları, sıra sıra dizildikleri ifade edilmiştir. “Saf saf dizilmişlere yemin olsun” [2] Âyetinde bu gorulmektedir. [3] Kanatlarını aca kapata ya da hareket ettirmeden duz bir şekilde ucan kuşların ucuşunu belirtmek icin de saf sozcuğu zikredilmiştir. [4] KezÂ, kıyÂmet gununde insanların ve meleklerin Allah ’ın huzurunda toplanacakları, savaş meydanlarında mu ’minlerin yerlerinden ayrılmadan Allah icin savaşmak uzere dizilmeleri de saf sozcuğu ile ifade edilmiştir. [5]
Bu acıklamalar, saf duzeninin bu dunyada onemini gosterdiği gibi Âhirette de muhim olduğunu, mu ’minin hem dunyasını hem de Âhiretini ilgilendirdiğini gostermektedir. Hadislerde de saf sozcuğu, hem cemaatle namaz kılınırken alınan duzen (sıralanma) icin hem de harpte gercekleştirilen savaş tertibi icin kullanılmıştır. [6]
CEMÂATLE KILINAN NAMAZLARDA SAF DUZENİ
Peygamber Efendimiz, muminleri cemaatle kıldıkları namazlarında Melekler gibi saf tutmaya ozendirmiştir. [7] Hz. Peygamber, safların sıklaştırılmasını istemiş, boş kalan aralara şeytanların girerek vesvese vereceğini bildirerek saflarda boş yer bırakılmaması hususunda uyarıda bulunmuştur. [8]
Safların duzgun yapılmamasını hoş karşılamayan [9] Hz. Peygamber, “Safları duzeltin, omuzların arasını aynı hizaya getirin (duzeltin, araları kapatın)” [10] şeklinde ashab-ı kirÂma tembihte bulunmuştur.
“Namazda safları doğrultun (dumduz yapın). Cunku saffı duzgun yapmak, namazın guzelliğindendir” [11] buyuran Peygamber Efendimiz, namaz başlamadan once ashÂb-ı kirÂmın arasına girer, onların saflarını duzeltmekle bizzat meşgul olurdu. [12] Bu durum, cemaatle kılınan namazlarda, saf duzeninin son derece onemli olduğunu gostermektedir.
Saflardaki duzensizliğin, ihtilafın menfi anlamda kalplere ve yuzlere yansıyacağını [13] acıklayan Resûl-i Ekrem, bir safta yer varken saffın arkasında namaz kılan bir kimsenin namazının uygun olmayacağını işaret etmiş [14], “istevû, i ’tedilû” [15] (saflarınızı duzeltiniz, saflarınızı dosdoğru yapınız) uyarılarını surekli tekrarlamıştır.
SAFLARI SIK VE DUZGUN TUTMANIN EHEMMİYETİ
Hz. Peygamber, cemaatle eda edilen namazlarda saf duzenine ciddi onem vermiş, saflarını duzgun tutmayanların, bu işi ciddiye almayanların kalplerine ihtilaf, ayrılık, tefrika gibi unsurların sirayet edeceğini bildirmiştir. Bu acıklamadan; namazda başlayan duzensizliğin mu ’minlerin birliğini sarsacak şekilde sosyal hayata da yansıyacağını anlamak mumkundur ki muslumanların gunumuzdeki bolunmuşluğu ve parcalanmışlığı bunun en muhim delili olabilir.
Namazlarda safları duzeltmek İmamı Âzam, İmam Şafiî, İmam MÂlik hazretlerine gore sunnettir. Hz. Omer, safları duzeltmek icin hususi adamlar gorevlendirmiş, Hz. Ali namaza duracağı zaman safları teftiş etmiş, gereken duzeltmeleri yaptıktan sonra namaza durmuştur. [16]
SAF DUZENİ NASIL SAĞLANIR?
Saf duzenine gelince; imama uyacak kişi sadece bir erkek ise, imamın sağına durur. Soluna ve arkasına durmak sunnete aykırı olduğu icin mekruhtur. İmama uyanlar birden cok iseler, imamın arkasına dururlar. İmama uyacak tek kadın ise, imamın arkasına durur. Cemaat coğalıp saf teşkil edecekse saf duzeni, once erkekler safı, onun arkasında cocuklar safı ve onun arkasında kadınlar safı olacak şekilde yapılır. Kadınların cemaate katılmaları durumunda saf duzenine riayet edilmesi gerektiği hususunda Âlimlerin goruş birliği vardır. Buna gore kadınların, safın en gerisinde, erkeklerin-varsa cocukların- arkasında namaza durmaları gerektiği soylenmiştir.
KADIN ERKEĞİN HİZASINDA NAMAZA DURABİLİR Mİ?
Kadının erkeğin hizasında namaz kılması durumunda, kadının iki yanındaki birer erkeğin ve kadının tam arkasındaki bir erkeğin namazı, Hanefi Âlimlerine gore bozulur, otekilerin namazı bozulmaz. Bu durumda, namazın bozulmasının sebebi, duruş duzeninin (tertîbu ’l-makam) farzının, terk edilmiş olmasıdır. İmam Şafiî ’ye gore, kadının erkeğin hizasında namaza durması (muhÂzÂt) erkeğin namazına zarar vermez. [17]
İMAMLARIN SAFLARA DİKKAT ETMESİ VE İKAZLARDA BULUNMASI GEREKİYOR
Cemaatle kılınan namazlarda, imamet gorevinde bulunanların, yukarıda acıklanan kurallara dikkat etmeleri, cemaatlerini bu konuda irşat etmeleri, usanmadan her seferinde Hz. Peygamberimizin uyguladığı gibi hareket etmeleri namazın ic disiplini, huzuru ve huşuu acısından buyuk onem taşıyor. İmamet hizmetinde bulunan gorevlilerin, cemaatle kılınan namazlarda Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevî ’deki imamların “sevvû sufûfekum rahimekumullÂh, ittesılû, i ’tedilû rahimekumullÂh: saflarınızı duzeltin, aranızı bitiştirin, saflarınız dosdoğru yapın, Allah size merhamet etsin” gibi safların duzeltilmesi icin yaptıkları uyarılar gibi, cemaate hatırlatmalarda bulunmaları muhimdir. Zira Mescid-i Haram ’daki ve Mescid-i Nebevî ’deki imamların gercekleştirdiği bu ikazlar, hadis-i şeriflerden yansıyan ya da tıpa tıp onlardan alınan mesajlardır.
Kanaatimize gore toplumumuzda coğunlukla bu sunnet, ihmal edilmektedir ki, bu durumun sunnetle bağdaşması duşunulemez. Hatta oyle ki, daha cemaat safı duzeltemeden, kamet bitmeden alelacele namaza başlayan gorevlilerin olduğu gorulmektedir. Ya da kamet getirilirken ses gurultusu icerisinde anlaşılmayan hatırlatma ve uyarılar yapılmaktadır. Butun bunların tekrar gozden gecirilmesinin faydalı olacağı bir gercektir. Allah hepimize huşu ve huzurla namaz kılmayı lutfetsin.
Dipnotlar: 1) Turkce Sozluk, Turk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2009. S. 1676. 2) SÂffÂt, 37/1. Ayrıca bkz. Fecr, 890/22; SÂffÂt, 37/165. 3) İsfehÂnî, el-MufredÂt fî Ğarîbi ’l-Kur ’Ân, Tercume, Yusuf Turker, Pınar Yayınları, İstanbul, 2007, s. 861; Asım Efendi, Kamus Tercumesi, AsitÂne Yayınevi, İstanbul, ts. (tıbkı basım), II, 793-794. 4) Bkz. Nûr, 24/41, Mulk, 67/19; İbn Manzûr,LisÂnu ’l-Arab, Beyrut, 1999, V, 363-364. 5) Bkz. Kehf, 18/48; SÂffÂt, 37/165; Saf, 61/4; Nebe ’, 78/38; Fecr, 89/22. 6) Buharî, MeğÂzî, 77, Cihad, 97; Muslim, Cihad, 78; Kusûf, 3; MusÂfirûn, 310; Ahmed b. Hanbel, I, 232; III, 157, IV, 446; nesÂî, Havf, 8. 7) Muslim, SalÂt, 119; Ebû DÂvûd, salÂt, 93,96. 8) Ahmed b. Hanbel, III/154; NesÂî, İmamet, 28. 9) Ahmed b. Hanbel, III, 113; BuhÂrî, EzÂn, 75. 10) Ebû DÂvûd, SalÂt, 94. 11) Ahmed b. Hanbel, III, 103; BuhÂrî, EzÂn, 74; Muslim, SalÂt, 126; Tirmizî, MevÂkît, 53. 12) Muslim, SalÂt, 128; Ebû DÂvûd, SalÂt, 94. 13) Ahmed b. Hanbel, IV, 297; Muslim, SalÂt, 127; Ebû DÂvûd, SalÂt, 94. 14) Ahmed b. Hanbel, IV, 23; İbn MÂce, İkÂmet, 54. 15) Ahmed b. Hanbel, III, 354; Ebû DÂvûd, SalÂt, 94. 16) Geniş bilgi icin bkz. Ahmed Davudoğlu, Sahihi-i Muslim Tercume ve Şerhi, İstanbul, 1975, III, 1381. 17) Yunus Apaydın, İlmihal, Divantaş, İstanbul, ts, I, 273-274, icinde.
Kaynak: Doc. Dr. Kerim Buladı, Altınoluk Dergisi, Sayı: 324
NAMAZDA SAF DUZENİ NASIL OLMALIDIR?
İslam ve İhsan