Cuma namazının vucûb şartları nelerdir? İşte cevabı...
Bir kimseye Cuma namazının farz olması, o kimsede vakit namazlarının farz olması icin aranan şartlardan başka şu şartların da bulunmasına bağlıdır:

ERKEK OLMAK

Cuma namazı erkeklere farz olup kadınlara farz değildir. Bu konuda butun fakihler goruş birliği etmiştir. Fakat kadınlar da camiye gelip Cuma namazı kılsalar, bu namazları sahih (gecerli) olur ve artık o gun ayrıca oğle namazı kılmazlar.

Kadınların Cuma namazı kılmakla yukumlu olup olmadıkları meselesi, sonucu bakımından dinî bir mesele olmakla beraber, bu sonuca ulaşmanın başlangıc ve hareket noktası bakımından oncelikle bir dil ve teÂmul meselesidir. Bu itibarla, meseleyi tabii zemininin dışına cıkarıp abartmak ve Turkcemizde erkeklere hitap ile kadınlara hitap arasında dilin yapısı bakımından boyle bir ayırımın bulunmayışının sağladığı rahatlıktan yararlanarak "Allah, 'Ey inananlar, Cuma icin cağrı yapıldığı vakit, zikre yani Cuma namazına koşun' diyor, kadınlar da inananlar grubunda olduğuna gore onların da gitmesi gerekir" demek, kolaycılık olması bir yana meseleyi saptırmak anlamına gelir ve bu tutum yarar yerine zarar verir. Belirtmek gerekir ki, dilcilerin ve bağlı olarak usulculerin goruşlerinden her ikisine gore de, başlangıctan beri kadınların Cuma namazı ile mukellef olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır.

MAZERETSİZ OLMAK

Bazı mazeretler, Cuma namazına gitmemeyi mubah kılar ve boyle bir mazereti bulunan kişiye Cuma namazı farz olmaz. Fakat boyle kimseler de kendilerine Cuma namazı farz olmadığı halde, bu namazı kılarlarsa namazları sahih olur ve artık o gun ayrıca oğle namazı kılmazlar.

Cuma namazına gitmemeyi mubah kılan belli başlı mazeretler şunlardır:

1- Hastalık. Hasta olup Cuma namazına gittiği takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından korkan kimse Cuma namazı kılmakla yukumlu olmaz. Yurumekten Âciz durumda bulunan cok yaşlı kimseler de bu konuda hasta hukmundedirler. Cuma namazı icin camiye gittiği takdirde hastaya zarar geleceğinden korkan hasta bakıcı icin de aynı hukum gecerlidir. Mikrobik ve bulaşıcı hastalıklara yakalanmış kimseler de Cuma namazına gelmeyebilirler.

2- Korluk ve koturumluk. Kor (ÂmÂ) olan bir kimseye, kendisini camiye goturebilecek biri bulunsa bile, Ebû Hanîfe, MÂlikîler ve ŞÃ‚fiîler'e gore, Cuma namazı farz değildir. Hanbelîler'le, Ebû Yûsuf ve Muhammed'e gore ise, kendisini camiye goturebilecek biri bulunan ÂmÂya Cuma namazı farzdır. Kendisini camiye goturebilecek kimsesi bulunmayan ÂmÂya ise, butun bilginlere gore Cuma namazı farz değildir. Ayakları felc olmuş veya kesilmiş kimselerle yatalak hastalara da cuma namazı farz değildir.

3- Uygun olmayan hava ve yol şartları. Cuma namazına gittiği takdirde kişinin onemli bir zarara veya sıkıntıya uğramasına yol acacak cok şiddetli yağmur bulunması, havanın cok soğuk veya sıcak olması veya yolun aşırı camurlu olması gibi durumlarda Cuma namazı yukumluluğu duşer.

4- Korku. Cuma namazına gittiği takdirde malı, canı veya namusunun tehlikeye gireceğine dair endişeler taşıyan kimseye de Cuma namazı farz değildir. Cuma namazının farz olması icin bu iki şartın (erkeklik ve mazeretsizlik) bulunması gerektiği hususunda fakihler goruş birliği icindedirler. Bundan sonraki şartlarda ise fakihler arasında goruş farklılıklarına rastlanır.

HUR OLMA ŞARTI

Hur olmayan kimseler yani kole ve esirler, fakihlerin buyuk coğunluğuna gore, Cuma namazı ile yukumlu değildir. Esasen bu şartın konulmasının altında, kolelik uygulamasının devam ettiği donemlerde, kolenin efendisine karşı sorumluluklarını tam ve eksiksiz olarak yerine getirmesi duşuncesi yatar. Cuma namazının kolelere farz olmadığını soyleyen fakihler bu hukmu, kolenin gorev ve sorumluluğu konusundaki anlayış uzerine kurmuşlardır. Buna gore kole, tum zamanını efendisine tahsis etmek durumundadır.

Cuma namazı kılmakla yukumlu tutulacak olursa, efendisine karşı gorevini aksatmış olacak ve bu sebeple efendisinden azar işitecek ve belki de ceza gorecektir. Hz. Peygamber, kolenin Cuma namazı kılması gerekmediğini soylerken, toplumda kolelerin statusu konusundaki hÂkim anlayışı dikkate almıştır. ZÂhirîler, toplumsal olguyu dikkate almadıkları icin, Cuma namazı kılmak icin hur olma şartını aramamışlardır.

Bu yonuyle duşunulduğu zaman, hurriyet şartının hangi anlam uzerine getirildiği ve bu şartın hapis yattıkları icin hurriyetleri kısıtlama altına alınmış olan kimselerle alÂkası olmadığı anlaşılır. Bu bakımdan hapiste olan kişilerin, Cuma namazı kılmalarına, fizikî şartlar ve bazı imkÂnların eksikliği dışında bir engel bulunmamaktadır. Mahpusların Cuma namazı kılabilmeleri icin fizikî şartların hazırlanması ve gerekli duzenlemenin yapılması istenebilir. Cuma namazının kılınacağı yerin herkese acık olması (izn-i Âm) şartı, ozel durumundan dolayı hapishaneyi icine almaz.

İKAMET

Fakihlerin buyuk coğunluğuna gore Cuma namazının vÂcip olması icin, kişinin cuma namazı kılınan yerde ikamet ediyor olması gerekir. Bu bakımdan Cuma namazı dinen yolcu sayılan (sefer&#238 kimselere farz değildir. Zuhrî ve İbrÂhim Nehaî gibi bazı muctehidlere gore yolcu seyir halindeyken değil de, Cuma namazı kılınan yerde konaklamış halde iken, orada kaldığı surece Cuma namazı kılmakla yukumludur. ZÂhirîler'e gore ise Cuma namazı yolculara da farzdır.

Kaynak: İslam İlmihali 1, TDV Yayınları
İslam ve İhsan