
İmamın cuma ve bayram hutbelerini okuduğu yere ne nedir? Hutbe okunan yer ile ilgili bilgiler... Minber sozlukte, camilerde hutbe okunan merdivenli, yuksekce yer anlamına gelir. Camilerde cuma ve bayram namazlarında hatibin uzerine cıkarak hutbe okuduğu basamaklı mimari unsur.
Sozlukte “yukselme; yukseltme” anlamlarındaki nebr kokunden tureyen minber kelimesi “kademe kademe yukselerek cıkılan yer” anlamlarına da gelmektedir. Genelde camilerde hatibin hutbe okurken daha iyi gorulmek ve sesini daha iyi duyurmak uzere cıktığı basamaklı mimari unsuru, bazan da kursu, koltuk, taht vb.ni ifade eder. HassÂn b. SÂbit ’in muşrikleri hicvetmesi icin Mescid-i Nebevî ’de gecici olarak kurulan kursuye minber deniliyordu (Musned, VI, 72; Ebû DÂvûd, “Edeb”, 87).
PEYGAMBERİMİZ DONEMİNDE VAR MIYDI? Hz. Peygamber, cennet ehlinin oturacağı nurdan (Musned, V, 236, 237, 239; Tirmizî, “Zuhd”, 53) ve altın ile gumuşten yapılıp inci ve kıymetli taşlarla suslenmiş (İbn MÂce, “Zuhd”, 39; Tirmizî, “Śıfatu ’l-cenne”, 15) minberlerden soz eder ki kelime burada “taht” veya “koltuk” anlamındadır. Rivayete gore ilk defa minber kullanan kişi Hz. İbrÂhim ’dir (FÂkihî, III, 209; TaberÂnî, XX, 167). Eski Ahid ’de Ezra ’nın, Mûs ’nın şeriat kitabını bu iş icin yapılan ahşap bir minberin uzerinde okuduğu kaydedilmektedir (Nehemya, 8/4). Gunumuz sinagoglarında bulunan kursulere Grekce bemadan gelen bimah ve el-minberden almemar adları verilmektedir (EJd., IV, 1002).
Hurma Kutuğunden Basamaklı Yapıya Onceleri bir hurma kutuğune yaslanarak konuşan Hz. Peygamberimiz icin hicretin 7 (628) veya 8. yılında ılgın ağacından iki basamak ve bir oturma yerinden (mak‘ad) ibaret bir minber yapılmıştı. Yaklaşık 1 m. yuksekliğindeki bu minberin oturma yerinin on taraf koşelerinde muhtemelen ucları topuzlu iki dikme bulunuyordu (İbn Sa‘d, I, 254; İbn Ebû Şeybe, III, 450); minber sade bir işciliğe sahipti (İbn Abdurabbih, VII, 289). Hz. Ebû Bekir halife olunca Resûl-i Ekrem ’e hurmeten minberin ikinci basamağına, Hz. Omer birinci basamağına, Hz. Osman ise altı yıl birinci basamağına ve ardından mak‘adına oturmuştur (Semhûdî, I, 282).
Peygamberimizin (s.a.v) Minberi Resûlullah ’ın minberi asÂsı ile birlikte “ûdÂn” adıyla anılır; Ferezdak bir beytinde bunu kastederek mulkun kendisine iki ûd ve bir hÂtem (muhur) miras kalan kişiye ait olduğunu soyler (LisÂnu ’l-'Arab, “'avd” md.).
Nitekim daha once MuÂviye b. Ebû SufyÂn da minberi hÂkimiyetini guclendirmek amacıyla Şam ’a taşımak istediğinde, Medine Valisi MervÂn b. Hakem ’e bir mektup yazmıştı. Ancak marangoz minberi sokmeye başlayınca guneş tutulmuş ve gunduz vakti yıldızlar gorunmuştu. Bundan korkuya kapılan MervÂn, MuÂviye ’nin halka sesini daha iyi duyurmak icin kendisinden minberin yukseltilmesini istediğini soyleyerek ona altı basamak daha ilÂve ettirmişti (Abdulhay el-KettÂnî, I, 150).
AbbÂsî Halifesi Mehdî-BillÂh, 161 ’de (778) ifa ettiği hac sırasında minberi tekrar eski haline getirmek istemişse de İmam MÂlik onun tamamen dağılması endişesiyle bunu uygun gormemiş ve halife de kararından vazgecmiştir (İbn Şebbe, I, 18). 654 (1256) yılındaki yangına kadar yerinde kalan ve bu tarihte yanması AbbÂsî Devleti ’nin zevaline işaret sayılan Hz. Peygamber ’in minberi, mescidin devlet yonetiminin merkezi olduğu ilk donemlerde hutbe iradından ote birtakım fonksiyonlar ustlenmişti.
Halifeler bu minber uzerinde biat alıyor, kadılar da ozellikle liÂn gibi bazı davalara, yemin veya şahitlik edecek kişilerin ondan etkilenerek yalan soylemekten cekinecekleri duşuncesiyle bu minberin onunde bakıyorlardı. Mescid-i Nebevî ’ye yangından iki yıl kadar sonra Yemen Resûlî Hukumdarı el-Meliku ’l-Muzaffer, ondan on yıl sonra Memluk Sultanı I. Baybars, 797 ’de (1394-95) Berkuk ve 820 ’de (1417) el-Meliku ’l-Mueyyed Şeyh el-Mahmûdî tarafından gonderilen minberler konulmuştur (Bedreddin el-Aynî, V, 304). Halen mevcut olan minber Osmanlı Sultanı III. Murad ’ın armağanıdır (ayrıca bk. MESCİD-i NEBEVÎ

İslam ve İhsan
Catıda, Minberde ve Tahta Uzerinde Namaz Kılmak (173. Hadis-i Şerif Dersi)