Namaz ne demektir? Namaz nasıl bir ibadettir? İslam ’da namazın tanımı ve tarihcesi.Genel anlamda Yuce AllÂh ’ın hoşnut ve razı olduğu her fiil ve davranışa ibadet denir. Kur ’Ân ’da insan ve cinlerin yaratılış amacının AllÂh ’a kulluk olduğu bildirilir. (ZÂriyÂt, 51/56) Ozel anlamda ibadet bedenle, malla veya her ikisiyle yapılması durumuna gore uce ayrılır. Namaz ve oruc bedenle, zekÂt malla, hac ise hem malla hem de bedenle yapılan ibadetlerdendir. Bunların miktar ve şekilleri bizzat Allah ve Resûlu tarafından belirlenmiştir. Nitekim AllÂh ’ın Elcisi, “Beni namaz kılarken gorduğunuz gibi namaz kılınız.”, “Hac menÂsikini benden alınız.” gibi hadisleriyle bu konuda izlenecek yolu belirlemiştir. Farzların en buyuğu ve en onemlisi namazdır. Kıyamet gununde, insanın îmandan sonra ilk sorgulanacağı konu namaz olacaktır. Namaz inancın dışa, topluma yansıyan belirtilerinin başında gelir. Namaz kalbin nûru, gonlun sevinci, rûhun gıdası, mu ’minin mîracı, yuce yaratıcı ile aracısız buluşma ve konuşma halidir.
NAMAZ NEDİR? Namaz sozlukte; dua etmek, ovmek, ulu saymak, hayır duada bulunmak gibi anlamlara gelir. Bir fıkıh terimi olarak namaz; tekbir ile başlayıp selÂm ile tamamlanan ozel fiil ve sozlerden ibaret bir ibadettir.
NAMAZIN TARİHCESİ Bedenle yapılan namaz ibadetinin tarihi cok eskilere dayanır. Hz. İbrahim ’in, eşi Hacer ve oğlu İsmail ’i Hicaz ’a goturup bıraktığı sırada, “kendisi ve gelecek nesilleri icin namaz” duasında bulunması (bk. İbrahim, 14/37, 40; EnbiyÂ, 21/72, 73), Lokman ’ın (a.s.) oğlu TÂrÂn ’a, namaz kılması icin oğutte bulunması (Lokman, 31/17), İsrailoğulları ’ndan “namaz kılacaksınız, zekÂtı vereceksiniz.” diye soz alınması (Bakara, 2/83), Hz. Musa ’ya Sina dağında ilk vahiy gelişinde, “..bana kulluk et ve beni anmak icin namazı kıl.” buyurulması (TÂhÂ, 20/14), daha sonra Musa ve kardeşi Harun ’dan namaz kılmalarının istenmesi, (Yunus, 10/87), başka bir Âyette Hz. Şuayb ’ın namazından soz edilmesi (Hûd, 11/87), Hz. İsa ’nın bebek yaşta bir mûcize olarak konuşup, yaşadığı surece kendisine, namazın ve zekÂtın emredildiğini bildirmesi (Meryem, 19/31), Hz. Meryem ’e CenÂb-ı Hakk ’ın, “Ey Meryem! Butun kalbinle Rabb ’ine bağlan. Secde et ve rukû edenlerle birlikte rukû et.” (Âl-i İmrÂn, 3/43) buyurması, namazın butun semÂvî dinlerin ortak ibadeti olduğunu gostermektedir.
Mekke doneminin başlangıc yıllarında CebrÂil (a.s.), Hz. Muhammed ’e gelerek, onu vadi tarafındaki Akabe denilen yere goturmuş, orada fışkıran su ile once Cibrîl sonra Hz. Peygamber abdest almış ve birlikte iki rekÂt namaz kılmışlardı. Hz. Peygamber sevincli bir halde eve gelmiş ve eşi Hz. Hatice ’yi de oraya goturmuş, birlikte abdest alarak iki rekÂt namaz kılmışlardı.[1]
İslÂm ’ın ilk yıllarında namaz, yalnız sabah guneşin doğmasından once ve akşam guneşin batmasından sonra olmak uzere ikişer rekÂt olarak kılınıyordu. Sonra mîrac gecesinde beş vakit namaz farz kılınmıştır. Yaygın kabule gore CebrÂil ’in (a.s.) Hz. Peygamber ’e KÂbe ’de, namaz vakitlerini gostermek uzere imamlık etmesi, Mi ’rac olayının ertesi gunu olmuştur.
Dipnot:
[1] Komisyon, İlmihal, T.D.V. yayını, I, 219..
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Donduren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan