gelecekten mektup gelecekle ilgili mektuplar gelecekle ilgili mektup
Gelecekte, bir babanın cocuklarına bıraktığı mektup. Gelecek hakkında fikirler verebilir. 18 yaşından kucuklerin bu mektubu okumamasını rica ediyoruz. Lutfen 18 yaşından kucukseniz, bu mektubu okumayınız.
Uyarıyı dikkate almayıp, 18 yaşından kucuk olduğun halde bu mektubu okumaya niyetlenmiş olabilirsin. Lutfen korkma. Gelecekte ne olacağına karar verebiliriz. Birlik olmak, gerekenleri yapmak yeterli. Mektubun yazılma amacı, gelecekte, boyle olayların başımıza gelebileceğini anlatmaktır. Mektubu okuman sakıncalı olabilir. Lutfen, bu sayfadan cıkarak, neler yapılabileceğini oğrenmeye calış.
Canım kızım,
Şu anda derin bir uykudasın. Uzun zamandır bu kadar guzel bir uykuya dalmamıştın. Bugun karnını doyurabildin, kana kana su icebildin. Anneniz olduğunden beridir cok zorlanıyorum. Siz daha fazla yaşayabilin diye ,canına kıydığını size anlatmam mumkun değil. Henuz cok kucuksunuz. Sizi dunyaya getirerek cok buyuk bir hata yaptığımızı gec de olsa anladık. Koca dunya, suyu biter mi? Koca dunya, ac kalmayız ki diye duşunduk. Anneniz oleli 17 gun oluyor. Zaten hastaydı, olecekti diye duşunmeyin. İyileşmek icin daha fazla yiyeceğe ve suya ihtiyacı olduğundan kıydı canına. 2000'li yıllarda sıkca duymaya başladığımız bir konuydu kuresel ısınma. Bu gidişe dur demek amacıyla bir protokol imzalanıyordu ulkeler tarafından. Turkiye, Avustralya ve ABD imzalamamıştı 2007 yılına girdiğimizde. Belki Turkiye'nin imzalaması icin birşeyler yapabilirdik. Mitinglere katılır, buyuklerimizin anlamasını sağlayabilirdik. Ama yapamadık. Bizim dunyadan daha onemli konularımız vardı o gunlerde. Futbol liginde kimin şampiyon olacağı daha onemliydi. O gunlerde Cumhurbaşkanımız secilecekti. Oyle cok insan katıldı ki Cumhuriyet yuruyuşune. O gunlerde neyin daha onemli olduğunu anlamakta gucluk cekiyorlardı. Dunya oluyordu, onlar nasıl yonetileceklerini duşunuyorlardı. Dunya olmasa, ulkemiz ve nasıl yonetileceğimiz o kadar buyuk bir anlam taşımıyordu. 2025 yılına geldiğimizde aclık ve susuzluk had safhaya ulaşmıştı. Herkes, karnını doyurabileceği, su icebileceği yerlere doğru goc hazırlıklarına başladı. Ulke yoneticileri goclerin onune gecmeye karar verdiler. Kendilerine bile yetemiyorlardı ki. Goc edip ulkelerine gelenlere nasıl yetsinler? Aclık ve susuzluktan bitkin duruma gelenler olume terkedildiler. Bunun uzerine ic savaşlar başladı. karnını doyuranlarla, ac kalanlar arasındaki bu savaşlarda binlerce insan can verdi. Zenginler de oldu, fakirler de. Ulkeler arasındaki savaşların cıkmasına ramak kalmıştı. Cıktı da. Ulkemiz yaşamak icin elverişli ulkelerden biri durumundaydı. Once sınır ulkelerle sorunlar yaşadık. Onlar daha cok su istedi. Biz daha fazla azalttık. Bizim topraklarımızdan cıkıyor diye, tum suyu sahiplendik. Suyumuz aslında tam olarak yetmiyordu. Yalnızca icmek icin kullanıyorduk. Banyo yapmayalı aylar olmuştu. Herkes kokuyordu, herkes hastaydı. Su, yalnızca biraz daha fazla yaşamamıza yetiyordu. Salgın hastalıkların uzerine, bir de savaşlar başladı. Bu savaşlar yuzunden su kaynakları tehlikeye girince, ulkeler ateşli silah kullanmadan savaş yapmaya karar verdi. Herkes tarafını sececek. İki taraf buyuk bir meydanda savaşacaktı. O savaşa beni de goturduler. Sol kolum orada kopmuştu. Kaybeden taraf su kaynaklarını paylaşmayı kabul etmiş olacaktı. Tum bu savaşlar, birkac yıl fazla yaşayabilmek icindi. Dunya, yaşanmaz bir hale geleli yıllar olmuştu. Herkes kendi derdiyle uğraşıyordu. Aile icindeki kavgalarda bile, can veren insanlar oluyordu. Herkes yeteni istiyordu. Kendine yetebilen vermeye yanaşmıyordu. Tum bu olacakları ongoren insan sayısı o zamanlar cok fazla değildi. Onları dinlesek, tum yaşananları, olmadan durdurabilecektik. Keşke o gunlere donup duzeltme şansımız olsaydı. Keşke o gunlere donup, sesimizi daha fazla cıkarabilseydik, ortak derdimizi herkese anlatabilseydik. 28 Nisan 2007'deki mitingi hatırlıyorum. Yuzbinler bekleniyordu. Bu o zamanlarda iyimser bir tahmindi. Milyonların gelmesi gerekirdi. Onbinlere ancak ulaşılabildi. Sonraki aylarda bir miting daha duzenlendi. Belki de bu son şansımızdı. Aylardan Haziran'dı. Yine, umursamayanların sayısı daha fazlaydı. O guzel insanlar, biz anlayabilelim diye ellerinden geleni yaptılar. Acık Radyo dışında destek veren yayın kuruluşu olmamıştı. Diğerleri bize yalnızca dizi izletiyordu. Ne bir uyarı, ne bilinclendirici yayınlar. Yalnızca daha fazla ratingi duşunuyorlardı. Devlet buyuklerimiz ulke cıkarları adına dunya icin birşeyler yapmaktan kacınıyordu. ABD ne yaparsa, ne derse onu yapıyorduk. Canım kızım. ben artık yanınızda olamayacağım. Kardeşine iyi bak. Siz birkac gun fazla yaşayabilin diye, ben gidiyorum. Yanaklarınıza opucuk kondurup, cıkacağım bu karanlık delikten.
alıntıdır
Gelecekten Mektup
Sohbet Muhabbet0 Mesaj
●46 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sohbet Muhabbet
- Gelecekten Mektup