Fatih Sultan Mehmed HÂn, İstanbul ’u fethettikten sonra Osmanlı geleneğine uyarak şehrin en buyuk kilisesi olan Ayasofya ’yı camiye cevirdi. Peki Ayasofya ’da ilk Cuma namazı nasıl kılındı?Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden ibadete acılmadan once kaleme alınan yazıda, fetihten sonra Ayasofya'da kılınan ilk cuma namazı şoyle anlatılıyor.
YUNANİSTAN RAHATSIZ OLMUŞ! Dunku gazetelerde vardı: TRT Diyanet ’in Ayasofya ’da yaptığı sahur programından Yunanistan rahatsız olmuş. Rahatsızlığın sebebi program esnasında Ayasofya'da Kur'Ân okunması. Tabii Turk Dışişleri Bakanlığı'ndan cevap gecikmemiş:
“Başkentinde yıllardır cami yapılmasına izin vermeyen, Batı Trakya Turk azınlığının dinî ozgurluklerine surekli mudahale eden ve İslam karşıtlığını cağdaşlıkla karıştıran Yunanistan'ı uslubunda ve acıklamalarında aklıselime davet ediyoruz.”

İSTANBUL'UN İLK ULU CAMİSİ Bu yazıyı okuyanlar arasında “Ya hu yine mi Ayasofya!” diyenler de vardır şuphesiz. Evet, yine Ayasofya.
Cunku biz Ayasofya'dan ne kadar kacsak, “Ayasofya davası”ndan ne kadar uzaklaşsak da, o bir yolunu bulup gundemin başkoşesine kurulmayı, ana haber bultenlerinin ilk sırasına oturmayı, twitter'da “trend topic” olmayı başarıyor.
Bunun sebebi ulu mabedin Muslumanların gonlundeki yeri elbette. 29 Mayıs 1453'te İstanbul'u fetheden Fatih, Osmanlı geleneğine uyarak şehrin en buyuk kilisesi olan Ayasofya'yı camiye cevirecekti.
Fethin hemen ardından Sultan, “Bugunden itibaren kızgınlığımdan korkmayın hatta olumden ve esir olmaktan da korkmayın” diyerek Ayasofya'ya sığınanların can ve mallarının emniyette olduğu guvencesini vermiştir.
Devrin tarihcisi Tursun Bey'in anlattığına Sultan, Ayasofya'nın harap halinden dolayı cok uzulmuş ve “Orumcek KisrÂ'nın penceresinde perdedarlık yapıyor. Baykuş Efrasyab'ın kalesinde nevbet vuruyor” şeklinde bir beyit okumuştu. Fetihten sonra ucuncu gun Cuma idi ve Ayasofya tarihinin en onemli gunlerinden birini yaşıyordu. Usta ve mimarlar gecelerini gunduzlerine katmışlar, bu kısa surede bir de tahtadan minare yapmışlardı. Tasvirler kapatılmış, heykel ve putlar kaldırılmıştı.

AYASOFYA'DA İLK CUMA NAMAZI Ayasofya artık ilk Cuma namazına hazırdı.
O kutlu dakikaları, buyuk bir heyecan ve coşku ile nakleden Askerî Muze'nin kurucusu Ferik Ahmed Muhtar Paşa'nın (o. 1926) Feth-i Celil-i Kostantiniye adlı eserinden takip edelim:
“Fethi muteakib en muhim hadise Ayasofya'da ilk Cuma namazının kılınmasıdır. Mimarlar ve işciler geceyi gunduze katıp calışarak Salı gunu fetholunan şehrin en buyuk kilisesinde cumaya kadar luzumlu tadilatı yaptıktan sonra Padişah, emirleri, mucahitleri, gazileri ve buyuk bir alay ve erkÂnla gelip iceri adımını atar atmaz, mabedin icinde ilahî bir gulgule yukseldi, hafızlar okumaya, muezzinler salalara, ezanlara başladılar. Cemaat bir ağızdan tekbir alıyor ve kubbe aksisedalarla uğulduyordu. Nice dem bu lahutî avaz surup gittikten sonra muezzinler, “İnnallahe ve melaiketihi…” ayetini yanık seslerle okumaya başlayınca Akşemseddin Hazretleri, Sultan Mehmed Han-ı Sani Hazretleri'nin koltuğuna girip tazim ile muşarunileyh hazretlerini minbere cıkardı. Etrafa nur-i hidayet sacan seyf-i Muhammedî elinde parıl parıl parlıyordu.
Hazret-i Fatih minberde yuksek ve mehib bir sesle “Elhamdulillah, Elhamdulillah…” diye hutbe okumaya başlayıp Cenab-ı Mun'im ve Muhsin-i hakikiye teveccuh ile şukur ve mahmedet eylediği zamanda idi ki, camide mevcut butun gaziler, mucahid-i din-i Mubin, bir acib inbisat, surur ve zevk ile gaşyolmak derecelerine gelip feryad-ı şadumani ile gozlerinden sel gibi yaşlar dokmeğe başladılar.
Hazret-i Fatih, kaide-i uslub-ı hatib uzre hutbeyi okuyup eda ettikten sonra minberden inerek Akşemseddin Hazretleri'ni imamete gecirip Cuma namazını ol vaktin icabatına gore mucahidin-i din-i Mubin safları onunde ifa eyledi.”
Necip Fazıl'ın dediği gibi “her mana, her hikmet her munasebet Ayasofya'ya bağlı.” Bu duğum ne zaman cozulur, bilinmez.
Bizim elimizden gelen budur: “Ya Fettah! Ya Fettah! Ya Fettah!”
Kaynak: Yeni Şafak
İslam ve İhsan