Arkadaşlar bugun ben size fabl ornekleri vericeğim



BALIKLAR VE KAVAL CALAN COBAN

Anet kıza vurgunTirsis coban
Oyle yanık turkuler soyler
Oyle sesler cıkarırmış ki kavalından
Mezarlarında urperirmiş oluler.
Bir gun yine turkuleri, kavalıyla
Yuruyormuş bir dere boyunca.
Kırlarda turlu cicekler acmış
Tatlı yeller esiyormuş cayırda.
Tirsis coban bir de bakmış
Sevgilisi balık avlıyor oltasıyla.
Ama şu sersem balıklara bak ki sen
Tutulmuyorlar hicbiri coban kızına.
İnsan, hayvan, yureği taştan
Her yaratığı duygulandıran coban
Balıkları da buyulerim sanmış,
Ama aldanmış;
Şoyle bir turku dokturmuş onlara:
— Ey bu akarsuların yurttaşları;
Bırakın sizin o unlu su perisi
Bekleye dursun derin mağarasında da
Bin kez daha guzelini gelin gorun;
Tutsağı olmaktan korkmayın bu guzelin.
Onun zulmu bizleredir yalnız;
Sizler guler yuzlu karşılanırsınız.
Korkmayın, canınıza kıymak istemiyor ki,
Billur gibi bir havuzda besleyecek sizi.
Bir kacınız bu arada can verirse de
Ne mutlu olene Anet'in ellerinde.
Hicbir etkisi olmamış bu soylevin.
Sağır ve dilsizmiş hepsi dinleyenlerin.
Tirsis coban ne diller dokse nafile;
Ya, demiş, demek tatlı soz kÂr etmiyor size.
Gitmiş upuzun bir ağ getirmiş
Balıklar suruyle dolmuş icine;
Hepsini Anet'in ayakucuna sermiş.
Ey krallar, koyun değil insan gudenler,
Kimi zaman beyinsiz bir suruye
Akıl vermek icin boşuna nefes tuketenler:
Tatlılıkla getiremezsiniz onları yola.
Laf anlamazlara başka turlu davranmak gerek
Gucunuzu kullanıp ağlarınızı gererek.




ORUMCEKLE KIRLANGIC

— Ey Zeus, beyninden cıkartıverdiğin,
Dltimaslı yarattığın Pallas Athena
Kıskanıp Lidya'da dokuduğum kilimleri
Orumceğe cevirdi bıraktı beni.
Ne olur, bir kez de benim derdimi dinle.
Bulbulun bacısı kırlangıc
Yiyecek bırakmıyor bana hic.
Fırıl fırıl donup,
Havadan, su ustunden suzuluverip
Kapıyor sineklerimi ben kapmadan.
Sineklere benim diyebilirim,
Ağlarımı ozene bezene
Onlar icin germişim;
Dolacaklar suruyle icine
Bu kor olası kuş olmasa
Boyle saygısızca yakınmış orumcek,
Eskiden dokumacı, şimdi orucu Arahne:
İstediği de ne?
Butun ucan bocekleri o avlayacak.
Bulbulun kız kardeşi, inadına,
Gosterip en ince marifetlerini
Kapmadık sinek bırakmıyormuş havada,
Hem kendisi, hem yavruları icin,
İnsafsız, amansız bir av sevinciyle
Obur yavruları yuvada, ağızlan acık,
Yarım yamalak seslerle ciyak ciyak,
Sinek bekliyorlar cunku ille de sinek.
Bir deri bir kemik kalmış zavallı orumcek,
Ve kendisi de gitmiş gurultuye:
Kırlangıc bir saldırısında,
Yurutmuş ağları mağları
Orumceğin kendisiyle birlikte
Zeus'un iki sofrası var her yerde:
Birinde usta, uyanık, guclu olanlar yer;
Otekinde kucukler artıkları bekler.



CAYLAKLA BULBUL

Bir caylak varmış,
Hırsızlığı dillere destan;
Koyun ustunden gectiği zaman
Cocuklar bağırırlarmış
Eşkıya geliyor diye.
Gunun birinde bir bulbul
Duşmuş bu caylağın pencesine.
Baharın mujdecisi kuş
Caylaktan aman dileyecek olmuş:
— Seni doyurmaz ki, demiş, benim etim:
Butun servetim sesimdir benim.
Beni yemektense turkumu dinlesenize:
Bırakın da Tereus'un başına gelenleri
Anlatayım size!
— Kimmiş o Tereus? diye sormuş caylak;
Eti budu seninkinden daha mı toparlak?
— Hayır, demiş bulbul; tam tersine,
Bir deri bir kemik kaldı aşkı yuzunden.
Bir turkusunu soyleyeyim de dinleyin:
Kim dinlese doyamıyor dinlemeye.
— Ya oyle mi? demiş caylak;
Benim derdim sadece karnımı doyurmak.
Senin muziğin benim neme gerek?
— Ama beni krallar dinliyor, demiş bulbul.
— Derdini krallara anlat demiş caylak;
Karnım zil calarken benim
Umurumda mı senin turkulerin!


Arkadaşlar şimdilik bu kadar.Bi teşekkuru hak gorursunuz.
__________________