Şeref, haysiyet ve namus gibi manevi kavramlar para ile satın alınamazlar. Bunlar Allah ’ın (c.c.) Muslumanlara dunyada verdiği manevi armağanlardır. Bir Musluman ’ın manevi kişiliği bu kavramlardan oluştuğu icin o muhteremdir. Her turlu saygıya değerdir. Hicbir bicimde incitilmemelidir.

İnsanın şeref, haysiyet ve namusunun en buyuk duşmanları iftira ve dedikodudur. Dinimiz bu ikisini buyuk gunahlardan saymıştır. Dedikoduya gıybet de denir.

Hicbir Musluman ’ın diğer bir Musluman ’ın arkasından hoşlanmayacağı şeyleri konuşması doğru değildir. Bu gıybettir. Gıybet buyuk gunahlardandır.

Bazıları da gıybet ile iftirayı birbirine karıştırırlar. Ama derler, bu hoş olmayanlar şeyler o kişide var. Evet, var olduğu icin gıybettir. Yok olsa idi, iftira olacaktı ki, bu daha buyuk bir gunahtır.

Gıybet gunahını işleyen kişi, genellikle kendisini savunmak amacıyla, ben bunları onun yuzune karşı da soylerim, diyerek kendisine bir haklı gerekce bulmaya calışır. Ama yine de yaptığı şey, bir gıybettir, Kuran-ı Kerim ’in ifadesiyle “Olmuş kardeşinin cesedini dişlemek (Hucuret suresi, ayet 12)”ten ibarettir. Gıybetini yaptığı kişinin gunahını yuklenmektedir. Kul hakkı olduğu icin kişi tovbe etse de ahirette, oğlun babasından-annesinden kactığı, herkesin kendi derdine duştuğu, kimsenin kimseye yardım edemeyeceği o sıkıntılı gunde, gıybetini yaptığı kişiye sevaplarını verecek veya onun gunahlarını uzerine alacaktır.

Dunyada hicbir yasa ve ahlak kuralı boyle guclu bir yaptırımla insan şeref, haysiyet ve namusunu koruma altına almamıştır. Buna guc de yetiremeyecektir. Cunku insanların cenesini ancak din gibi guclu bir kurum etki ve baskı altına alabilir. Belki de İslam ’ın şeref, haysiyet ve namusa gosterdiği bu ozen ve titizlik tum insanların gelecekte bu dine girmeleri icin bir vesile olacaktır. Cunku insanlar, devrimleri ve toplumsal değişimleri hep insan hak ve ozgurlukleri lehine yapmıştır. Dunya tarihine baktığımızda bugune değin pek cok buyuk inkılÂbın ve toplumsal değişimin gercekleştirildiğini goruruz. İnsanlık bu konuda hep ileriye doğru gitmiştir. Cunku her gecen yıl insanların, toplumların eğitim seviyeleri ileri derecelere doğru gitmektedir. Eğitim seviyesindeki bu gelişme kişilerin ve toplumsal sınıfların temel hak ve ozgurlukleri konusunda daha cok aydınlanmasına ve arayışlarına neden olmaktadır. Orneğin Fransız İhtilali sonucu ilan edilen İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi ’nde insanlar yasalar onunde eşitlik gibi buyuk bir hakka kavuşmuşlardır. Dunyada koleliğin kaldırılması da boyle buyuk adımlardan birisidir.

Gıybet bu tur bir inkılÂpla ve toplumsal değişimle ortadan kaldırılamayacak bir durumdadır. Cunku insan doğasının (nefsinin) zafiyetinden kaynaklanmaktadır. Ceza yasalarının da bu konuyu cozemeyeceğini duşunuyorum. Tum insanlar adeta İslam dininin gıybet hukmune susamış gibidir.

Musluman ’a şeref, haysiyet ve namus guvencesini veren dinidir. İslam dini emir ve yasakları ile kişiyi hem bu dunyada hem de ahirette yuceltir.

Bir Musluman şerefini, haysiyetini ve namusunu İslam ’ın emir ve yasaklarından alır. Dinine sahip cıkan bu değerlere de kavuşur. Onun emir ve yasaklarını ciğneyen manevi kişiliğinde ilgili değerlere de zarar verir.

İnsanın fikir ozgurluğu şahsiyetleri isim vermeden ve ima etmeden vardır. Kuşkusuz bir insanın olumsuzlukları dile getirilecekse bu o kişinin uygun bir ortamda yuzune karşı yapılmalıdır. Boylelikle o kişiye de savunma hakkı verilir.

Gıybetin artık meşru olduğu durumlar da vardır. Gunahları acıkca işleyen kişilerin (fasıkların) gıybeti caizdir. Zira Muslumanların bu kişilere karşı onlem alması ve uyanık bulanması gerekir. Tabii bunun da bir olcusu bulunmaktadır. Musluman diğer Muslumanlara karşı anlayışlı ve kusurlarını ortucu olmalıdır. Bu diğer Musluman katagorisi icerisinde ceşitli gunahların pencesinde bulunan ve ibadetlerini ihmal eden kardeşlerimiz de bulunabilir. Bunların ceşitli zaafları da olabilir. Bunlarla ilişkide zarar gorebilecek kardeşlerimizi onlara karşı uyarmak, gunahlarını ve zaaflarını soylemek gıybet değildir. Fakat durup dururken alay etmek ve kucuk duşurmek icin Musluman kardeşlerin gunahlarını ve zaaflarını dile getirmek buyuk gunahlardandır. Nasıl Allah bizlerin gunahlarını El-SettÂr guzel ismi ile ortuyorsa biz de aynı ahlak kuralı ile diğer Musluman kardeşlerimize karşı boyle olmalıyız.

Peygamberimizin bir hadis-i şeriflerinde dile getirdiği uzere bir Musluman kardeşimizle alay ettiğimizde alay ettiğimiz husus başımıza gelmedikce bu dunyadan gocmeyeceğimizi unutmamalı, buna gore nefsimize hÂkim olmalıyız.

Kalp kırmaya en buyuk neden, insanları kucuk gormektir. Gıybet de bu yuzden kaynaklanır. İnsan nefsi dışında kimseyi kucuk gormemelidir.

Gıybetle ilgili şu soruya cok maruz kalıyorum: ‘Tamam, gıybet gunahtır. Allah onu olu kardeşinin etini yemeye benzetmiştir. Ama gıybet edeceğim hususları o arkadaşın yuzune soylersem ne olur? ’ O zaman da kalp kırma riskine girersin. Niyetin o kişiyi incitmekse kalbini mutlaka kırarsın. Kacışın yok. Merak etme. Şayet niyetin o kişiye samimi olarak Allah rızası icin yardımsa yine kalp kırabilirsin. İhtimal var. Yani bu iş cok tehlikelidir. Doktorlar her hastayı ameliyata almıyorlar. Riskleri once bir olcuyorlar. Bu iş de boyle ihtimam ister. Kaş yapayım derken goz cıkarmak ağır bir mesuliyeti getirir. Kalp kırmadan yanlışı duzeltmek buyuk bir ustalık ve beceri ister. Herkesin harcı değildir. En iyisi boyle durumlarda genel konuşmak daha doğrudur. Tabii imalı olmamak da gerekir. Yoksa yine kalp kırılabilir. Gıybette olu kardeşin eti bir zehirdir. Maddi ve manevi dunyada neleri goturduğunu Allah bilir. Kalp kırma ise zehri bizzat şırınga ile o kişiden vucudumuza zerk etme gibi daha tehlikelidir. Sakınmak gerekir. Bizlere buyuk zararlar verir.

Gıybet yapanları uyarmak da gerekir. Yoksa boyle bir ortamda bulunmaktan dolayı zarar gorulebilir. Yapılanın gıybet olduğunu uyarma, boyle ortamları hemen tek etme bicimindeki tepkiler, en azından dinleyici konumundaki kişileri gunaha iştirak olmaktan korur. Yoksa gıybet konuşmalarına hic bir tepki gostermeme dinleyici konumunda olan kişileri de yapılan gunaha ortak kılar.

İslamın hedefi insanları Musluman kimliği ile kardeş yapmaktır. Gıybet ise bu amacı baltalayan nefsani bir zaaftır. Ayrıca şeytanların cok teşvik ettiği bir gunahtır. Onun icin yaptırımı ağırdır.

Allah bizleri gıybetten korusun. Amin.
Muhsin İyi