Belcika'nın 1835 ile 1909 seneleri arasında yaşayan kralı İkinci Leopold bir "somurge" imparatorluğu kurma hayaline kapılıp adamlarına Kongo'yu işgal ettirmiş ve bu hevesi yuzunden en az on milyon Afrikalı işkence ve kotu muamelelerden dolayı hayatını kaybetmişti.

Dunya tarihinin en buyuk katliamlarından biri 19. yuzyılın sonunda Kongo'da meydana geldi. Milyonlarca insanın işkence ile olumune sebep olan bu kan dondurucu kıyımı, Belcika kralı İkinci Leopold yaptı.

Afikalılar'a 1880'li yıllarda onyıl boyunca yaptıklarını "vahşi yamyamları Hristiyanlıkla tanıştırdığı" şeklinde yorumlayan Leopold'un cinayetleri, 1897'de genc bir memur tarafından ortaya cıkarıldı. Memurun olup bitenlerden şuphelenip Kongo'da meydana gelenleri yansıtmasına rağmen, Belcika'da ve Leopold ile işbirliği yapan diğer ulkelerde tık cıkmadı ve cinayetlere o zaman hicbir tepki gelmedi.

Kızkardeşi Kecileri Kacırdı

Kuzeni Kralice Victoria tarafından "cok tuhaf" bulunan ve "insanlara tatsız şeyler soylemek" gibi bir alışkanlığa sahip olan Leopold, 1835'te doğdu. Mutsuz bir evliliği, soğuk bir babası, havuza duşup boğulan bir oğlu vardı ve 1865'te ulkesinin başına gecti.

Tek cabası ulkesini kalkındırmak ve Avrupa'nın diğer gucleriyle yarışmak icin bir somurge imparatorluğu haline getirmekti ama Avrupa'nın diğer imparatorlukları, dunyayı daha once bir guzel paylaşmışlar ve somurulecek sadece Afrika kıtası kalmıştı.

Leopold, onundeki kotu orneklerden ders aldı. Kızkardeşi Carlota'nın kocası Maximilian 1864'te Meksika'ya imparator olarak gonderilmiş ama idam edilmiş, Carlota da delirmişti.

Zavallı kadının odasına tavuklar doldurdurması ve sadece onunde kesilen hayvanları yemesi, Papa'nın kahvaltı ettiği salonu basıp elini kahvaltı ettiği cikolataya daldırarak "Aclıktan oluyorum, beni zehirlemeye calışıyorlar" diye haykırması herkesin dilindeydi ve Leopold'un ailesi herkesin gozunde alay konusuydu.

Leopold, bu psikolojinin de etkisiyle daha tahta cıkmadan once Afrika planları yapmaya başlamış, "Bir Somurge Nasıl İdare Edilir" gibisinden kitapların yazarlarıyla mektuplaşmış, hukumdar olmasından sonra da zamanının en tanınmış kÂşiflerini desteklemiş, kÂşiflere konferanslar verdirererek "Avrupa'nın en fedakar, bilime ve keşfe en fazla meraklı hukumdarı" diye tanınmaya calışmıştı.

"Uygarlaştıracağı" toprakları en sonunda buldu: Kongo...

Afrika'nın ortasındaki bu bolgeyi işgal etmeye calıştı ama parlamento arzusuna sıcak bakmayınca farklı bir formul geliştirdi. Hazinesinden borc alarak bir yardım cemiyeti gibi gorunen "Uluslararası Afrika Derneği"ni kurdu, donemin en unlu kÂşiflerinden Stanley'i Kongo'ya gonderdi, kendi başına bir somurge yonetimini kurdurdu ve 1885'te toplanan Berlin Konferansı'nda buyuk gucler tarafından "Kongo'nun Hakimi" olarak kabul edildi.



Calışmadığı reddettikleri icin elleri kesilen Kongolu cocuklar

İnsanlara "Limon" Muamelesi

Artık insanlık tarihi boyunca yapılan en arsız ve acımasız soykırımlardan birinin mimarıydı ve bir Belcika başbakanının da dediği gibi "İnsanlara limon muamelesi yaptı, suları bitinceye kadar sıktı ve sonra bir kenara fırlattı."

Leopold, Afrika'ya hic gitmedi ama Kongo'yu dev bir toplama kampı haline getirdi. Kongo'da teror estiren adamları, yerlilerin kellelerini bahcelerinde heykel olarak sergiliyor, Naziler'in benzer hareketlerinin ilk ornekleri, Kongo'da yaşanıyordu.

Kongo'da, sadece 1890 ile 1905 yılları arasında, yaklaşık on milyon yerli olduruldu. Leopold'un adamları kole olmak istemeyen cocukların ellerini kesiyor, kestikleri elleri tutsuleyip saklıyordu ve pazar gunleri calışmak istemeyen 60 yerli, Bir Belcikalı "gorevli" tarafından herkesin gozu onunde vuruluyordu.

Leopold, lastik ve fildişi ticareti icin zorla calıştırılan milyonlarca kişinin dışında boşduran cocukları da calıştırmak icin uc ayrı koloni kurdu ve ordusunu guclendirmeye uğraştı. Butun bunlar uluslararası camiada ses getirmiyor ama başı ozel zevkleri yuzunden derde giriyordu. Mesela, İngiltere'den getirttiği ve yaşları on ila on beş arasında olan bakireler yuzunden İngiliz mahkemelerinde adı geciyor ama zamanın anlı şanlı kÂşifleri ve gazetecileri tarafından "Kongo'ya medeniyet goturduğu" legalparalarıyla yere goğe sığdırılamıyordu.



Cocuğunun kesik elini tutan iki baba

Belcika Kralı'nın bu zorba rejimi, bir denizcilik şirketinde calışan yarı Fransız yarı İngiliz olan Edmund Dene Morel sayesinde sona erdi. Morel, Kongo'da olup bitenlerden şuphelenmiş ve araştırmaya başlayınca patronları tarafından başka yere gonderilmeye calışılması uzerine istifa ederek gazeteciliğe başlamıştı.

Bir Gazeteci Duyurdu

Gazetelerde 1900'lu yılların başından itibaren cıkmaya başlayan yazıları Avrupa'nın gozunu actı ve Morel, destek sağlamak icin uc yıl boyunca pekcok ulkeyi dolaşıp dunya tarihinin ilk sivil toplum protestosunu başlattı. Leopold'un yaptıklarını manşetlere taşıdı, yakılan koyler ile sakat edilmiş Kongolular'ın resimlerini yayınlattı, Mark Twain ve Sir Arthur Canon Doyle gibi o zamanın tanınmış yazarlarının desteklerini sağlayıp Leopold'u kınayan yuruyuşler duzenledi.

Leopold, bu protestolar sayesinde 1908'de elerini Kongo'dan cekmek zorunda kaldı ve bir yol sonra da olup gitti.

Kaynak: Pelin Batu HT Tarih